Charles Darwin, Dünya'daki yaşamın sığ sularda gelişmeye başladığı fikrini öne sürmüştü. Yeni bir çalışma, hayatın "sıcak bir küçük bir su birikintisi" yerine, derin denizlerdeki hidrotermal bacalarda başlamış olabileceğini ortaya koyuyor. Yapılan araştırmanın Dünya dışından gelen yaşam için önem taşıyabilecek bir fikir olduğu öne sürülüyor.
Nature Ecology&Evolution'da yayınlanan araştırma, derin deniz ortamlarının hayata başlamak için yeterli ısı ve alkaliliğe sahip olduğunu gösteriyor. Çalışmanın baş yazarı University College London profesörü Nick Lane, "Yaşamın nereden ve nasıl başladığına dair birçok teori var. Sualtı hidrotermal bacaları hayatın başlangıcı için en umut verici yerler arasında ve bulgularımız artık bu teoriye somut deneysel kanıtlarla ağırlık katıyor" dedi.
Lane ve diğer araştırmacılar, daha önce başarısız olan deneylerde kullanılmayan farklı yağ asitleri ve yağ alkolleri karışımı olan protocell'ler kullanarak derin deniz menfezlerine benzer bir ortamı yeniden oluşturabildiler. Protocell, kendiliğinden bir araya gelen, endojen olarak düzenlenmiş lipit topluluğu olarak tanımlanıyor. Araştırmacılar, daha uzun karbon zincirleri olan moleküllerin protocell oluşturmak için ısıya ihtiyaç duyduklarını, alkalin çözeltinin ise elektrik yükünü korumalarına yardımcı olduğunu buldular. Ayrıca tuzlu su ortamında, yağ moleküllerinin daha güçlü ve kararlı bir kesecik veya yapı oluşturduğu saptandı.
Darwin, 1871 yılında İngiliz botanikçi Joseph Dalton Hooker'a, yaşamın "sıcak bir su birikintisi" içinde başlamış olabileceğine dair bir mektup yazmıştı. 2012 yılında bu noktadan yola çıkan bir çalışma, Darwin'in Dünya'daki yaşamın nereden geldiği konusunda haklı olduğunu kanıtladığını öne sürüyordu. Yağ asitlerinden protocell oluşturmak için daha önce yapılan deneyler soğuk sularda başarılı olsa da, sadece belirli kontrollü koşullar altında başarılı olduğu belirtildi. Ancak hidrotermal bacalarda protocell oluşturmak için yapılan diğer deneyler başarısız olmuştu.
Yeni araştırmada, derin denizlerdeki hidrotermal bacaların Dünya'daki yaşamın başlangıcından sorumlu olabileceğine ve evrendeki yaşama etkileri olabileceğine dikkat çekildi. Bu bacalar Güneş Sistemi'nin başka bir yerinde de yer alabilir. Lane, "Uzay görevleri, Jüpiter ve Satürn'ün buzul uydularının denizlerinde de benzer şekilde alkalin hidrotermal menfezler olabileceğine dair kanıtlar buldu. Bu uydularda hiçbir yaşam kanıtı görülmese de, diğer gezegenlerde veya aylarda yaşamı bulmak istiyorsak, bizimki gibi çalışmalar nereye bakacağımıza karar vermemize yardımcı olabilir." dedi.
NASA, Ağustos ayında Jüpiter'in uydusu Europa'da yapılan resmi bir görevi doğruladı ve buzul gök cisminin insanlar için yaşanabilir olup olmadığına cevap arayacak.