2007 yılında dünya yepyeni bir oyunla tanışmıştı. Sistemleri dize getiren Crysis, dünya çapında beğeniler toplayarak o zamana kadar imkansız olarak görülen bir şey ortaya koymuştu. Oyunda bulunan neredeyse her şeyle etkileşime geçebiliyor, parçalayabiliyorduk. Tabii bu kadar gelişmiş bir oyun, o dönem evlerimizde bulunan bilgisayarları tırnak makası gibi gösteren sistem gereksinimlerine sahipti.
Oyunun arkasındaki şirket olan Crytek, tüm dünyaya iyi bir FPS nasıl yapılır bunu göstermişti. Türk oyuncularının gözünde bu denli değerli olmasının sebebi ise şirketin kurucu isimlerinin Türk olmasıydı. Yerli kardeşler, o zamanlar hiçbir oyunda metin düzeyinde bile Türkçe bulunmuyorken, tüm dünyanın âşık olacağı bir oyunu Türkçe dublajla çıkarmışlardı.
İlk oyundan sonra Crytek üç Crysis oyunu daha çıkardı. Crysis: Warhead, Crysis 2 ve Crysis 3... İlk oyunla aynı zamanda geçen Crysis: Warhead de ilk oyun gibi olumlu eleştiriler aldı. Crysis 2 ve Crysis 3 ile de başarısını devam ettiren seri, bir anda ortadan kayboldu.
Crysis serisinin hikayesine dair kısa bir özet (Biraz nostalji):
Crysis, 2020 yılında Güney Çin civarında bulunan ABD arkeolojistlerinin, çok büyük bir buluş yapmak üzereyken Kuzey Kore askerleri tarafından esir alınmalarıyla başlıyor. ABD hükümeti, bu harekete misilleme olarak, Nanosuit ile donatılmış bir özel harekât ekibini bölgeye gönderiyor.
Zaman geçtikçe, bölgede bulunan asıl tehdidin Kuzey Kore askerleri olmadığı anlaşılıyor. Özel harekat ekibinin lideri Prophet, bilinmeyen bir güç tarafından ormanın derinliklerine kaçırıldığı zaman, ana karakterimiz Nomad ve Psycho tek başlarına kalıyorlar.
Nomad ve Pscyho görevlerinde ilerledikçe bilinmeyen gücün Sef isimli bir uzaylı ırkı olduğunu öğreniyorlar. Sonrasında, Nomad uzaylıların ana gemisine giderek Prophet’ı kurtarıyor. Nomad bu yaşananlardan sonra bölgeden kaçmayı başarıyor. Prophet ise uzaylılarla savaşmak için geride kalıyor. Nomad, Prophet’ın geride kaldığını öğrenince geri dönmek istiyor.
Crysis 2, bir önceki oyunun 3 sene sonrasında geçiyor. Oyun, Manhattan’da yayılan virüsün anlatıldığı bir haber videosuyla başlıyor. Bir önceki oyunda karşılaşılan uzaylı tehdidi, ikinci oyunda New York’a kadar gelmiş durumda. Ortaya çıkan kaosu kontrol altına alması için de CryNet’e bağlı olan C.E.L.L şirketinin özel askerleri görevlendiriliyor.
C.E.L.L askerleri ile birlikte ABD deniz piyadelerinden oluşan bir takım da olay mahallerinden birine intikâl ediyor. Takımdan hayatta kalan tek asker Alcatraz oluyor. Daha sonrasında baygın hâlde olan Alcatraz’ı, ilk oyundan tanıdığımız Prophet gelerek güvenli bir yere götürüyor. İntihar ederek Nanosuit’ini Alcatraz’a devrediyor. Oyunda yönetilen karakter de Alcatraz oluyor.
Alcatraz, Prophet’ın ölmeden önce verdiği talimatları takip ederek Gould isimli bir profesörle buluşmaya gidiyor. Gould, Alcatraz’ın giydiği zırhta bulunan maddelerin Sef tehdidine son verebileceğini fark ediyor. Oyunun hikayesi ise bu ikilinin iş birliğiyle New York’ta bulunan Sef askerlerini yok etmesi. Oyunun sonunda, Nanosuit eski sahibi Prophet’ın anılarını Alcatraz’ın beynine yüklüyor. Böylelikle Alcatraz, Prophet’a dönüşüyor.
Crysis 3, ikinci oyunun 24 yıl sonrasında geçiyor. İlk oyunda çok sevilmiş Psycho karakteri geri geliyor. Prophet ve Psycho, dünya üzerinde kalan Sef tehdidini tamamıyla ortadan kaldırmaya çalışıyor. İkinci oyunda gördüğümüz C.E.L.L şirketi ise dünya üzerindeki hükmünü iyiden iyiye geliştirmiş durumda.
Prophet, C.E.L.L’in sınırsız enerji üretmek için Sef teknolojisi kullandığını öğreniyor. Enerji için ödeme yapamayanların ise C.E.L.L tarafından köleleştirildiğini fark ediyor. Prophet ve Pscyho, sınırsız enerji üretimi için kullanılan Sistem X jeneratörünü yok ederek dünyayı özgürleştiriyor.
Oyunun en büyük düşmanı da burada ortaya çıkıyor. İkili jeneratörü yok ettikten sonra, aslında bu jeneratörün Alfa Sef ismi verilen, Sef ırkının en güçlü türünden enerji emdiğini öğreniyor. Jeneratör yok olduğu için de Alfa Sef özgür kalıyor. Prophet da Alfa Sef’i yok etmek için yola koyuluyor.
Alfa Sef mağlup edildikten sonra Prophet uzaya çıkıyor. Sef’lerin uzay gemisini yok ediyor. Patlamadan sağ kurtularak, 27 yıl önce ilk Crysis oyunundaki olayların yaşandığı Lingshan Adaları’na düşüyor. Prophet ertesi sabah bir kulübenin içinde uyanıyor. Kulübedeki televizyonda, C.E.L.L kuvvetlerinin Senatör Strickland’ın emriyle dondurulduğu söyleniyor.
Peki işin mutfak tarafında neler yaşandı? Crysis serisini hayata geçiren Türk şirketi Crytek’e neler oldu?
Far Cry gibi çok sevilen bir serinin ilk oyunu, Crysis gibi oyun dünyasını kökten değiştiren bir seriyi ortaya çıkaran Crytek, eski günlerini mumla aratıyor. 2000’li yılların sonu ve 2010’lu yılların başında altın çağını yaşayan Crytek, şimdilerde ortalama üstü puanlar alan oyunlar geliştirmekte. Peki ama ne oldu bu şirkete?
Crytek, 2016 ve 2017 yıllarında çalışanların maaşlarını ödeyemediği iddialarıyla karşı karşıya geldi. Şirketin çalışanlarından bazıları içeriden maaşlarının ödenmediği yönünde iddialar sızdırmaya başladı. Finansal açıdan sorunlu bir süreçten geçen şirket, AAA kalitesinde oyunlar yapmaktan da giderek uzaklaştı.
Şirketin yeni stratejisi, free-to-play (ücretsiz) oyunlar yapmak yönündeydi. Crysis hayranlarının yeni bir oyun umutları da günden güne azalarak yok olma noktasına geldi. Zaman geçtikçe hayranlar umutlarını kaybetmekte haklı olduklarını anladılar. Çünkü Crytek, yeni bir Crysis oyunu yapmaktansa CryEngine motorunu pazarlamaya daha fazla odaklandı.
Crytek’in yaptığı girişimlerden birisi de Star Citizen oyununun yapımcısı olan Cloud Imperium Games’e, CryEngine motorunu piyasa fiyatının çok altından satması. Bunun karşılığı olarak da şirketten CryEngine’i tanıtmasını istedi. Sonrasında yapılan anlaşmada bazı aksaklıklar oldu. Crytek, Cloud Imperium Games’i anlaşmayı bozduğu gerekçesiyle mahkemeye verdi. 2017’de başlayan davanın sonucu ise henüz belirlenmedi.
Devam etseydi Call of Duty getir götürünü bile yapardı… Peki Crysis neden devam etmedi?
Yukarıda bu soruya cevap olarak Crytek’in değişen stratejilerini gösterdik. Ancak bu kadarı yeterli değil. Çünkü ortada tüm dünya tarafından delicesine sevilmiş bir seri varken ani bir karar değişimi hiç mantıklı gözükmüyor. Crysis serisinin devam etmemesinin ardındaki sebeplere daha derinden bakmak gerekiyor.
Bir şirket her şey iyi giderken, durup dururken stratejilerinde değişime gitmez. Crytek’te de durum böyle gelişmedi. Her ne kadar işin iç yüzünü şirket dışındaki kimse bilmiyor olsa da genel kanı Crytek’in ciddi maddi sıkıntılar çektiği yönünde. Ekonomik açıdan işler iyi gitmediği zaman da CryEngine gibi oldukça güçlü bir oyun motorunu pazarlamaya koyuldular.
Crysis projesinin rafa kaldırılma süreci de bu aşamada ortaya çıkmış gibi görünüyor. Ortada ayakta kalması gereken bir şirket varken, önceliğin daha fazla gelir elde etmek olması çok normal. Tabii sebep ne olursa olsun, Crysis yeni bir oyuna kavuşmadığı her gün, oyuncuların içinde kalan bir ukte olmaya devam edecek.
Türk oyuncuların gönlünde en büyük tahtlardan birine sahip olan Crysis serisinin ortadan kayboluşuna ışık tutmaya çalıştık. Buradan, Crysis öncesinde hiçbir oyuncunun hayal bile edemeyeceği türde oyunları Türkçe dublajla bizlere sunan Crytek’e selam yolluyoruz.