Silikon Vadisi'ndeki 'Silikon'u Temsil Eden Şirket Intel'in Milyar Dolarlık Dönüşümü

Silikon Vadisi'nin adındaki 'silikon'un nereden geldiğini merak ediyorsanız, bunun teknolojinin gelişmesinde büyük etkisi olan yongaları temsil ettiğini ve bu alanda dönemin en önemli şirketi olan Intel'in rolünün kritik olduğunu belirtelim. Dev yonga üreticisi, günümüzde büyük bir dönüşüm içinde. Gelin detaylara yakından bakalım.

İşlemciler ve buna bağlı teknolojiler, şüphesiz ki günümüzdeki her cihazın temelini oluşturuyor. Bu teknolojilerin ardındaysa Intel ve AMD gibi dev üreticiler yatıyor. Bu şirketlerin geçmişi dikkate alındığındaysa Intel'in öne çıktığını söyleyebiliriz. Bu yıl 51. yaşını kutlayan şirket, hâlâ sektörde oldukça önemli bir konumda yer alıyor. 

Son dönemde diğer üreticilerin de hamleleriyle biraz geride kalan Intel, köklü bir değişim süreci içerisine girmiş durumda. Şirketin hedeflerinden ürünleri üretim şekline kadar birçok noktada yapacağı değişimler, bugünün değil geleceğin Intel'ini inşa etmek için büyük önem taşıyor. 

Intel, kurulduğu günden beri işlemci gücünü istikrarlı şekilde artırıyor:

1968 yılında Gordon E. Moore tarafından kurulan teknoloji devi; milyonlarca ya da milyarlarca transistörle kaplı silikon donanımlar üreterek bu alanda büyük oranda gelişim kaydetti. Binary olarak '1' ve '0' değerlerini üretmek için bir araya gelen transistörlerin sayısı giderek arttı ve Intel, bu yolla bugün kullandığımız teknolojiye erişmemiz için altyapıyı hazırladı.

Şirketin kurucusu Moore, 1965 yılında işlemcilerdeki transistör sayısının her iki yılda bir iki katına çıkacağını öngören bir fikir ortaya atmıştı. Teknoloji dünyasında Moore Yasası olarak bilinen bu fikir yıllar boyunca aksamadı ve Moore, bugüne kadar haklı çıktı fakat bazı analistlere göre Intel, bundan sonra bu fikre bağlı kalamayacak.

Yapay zekânın kullanım alanlarının yaygınlaşması, yüksek işlem gücüne olan talebi artırıyor. Bu gelişmeler de artık Intel'i transistör sayısının artırmasının yanı sıra farklı işler yapmaya itiyor. Son dönemde Intel; yazılım geliştiriyor, yeni yongalar tasarlıyor ve piyasadaki bazı şirketleri satın alarak sınırlarını genişletiyor. Bu hamleler, geleceğin Intel'inin temellerini oluşturuyor.

Yapay zekâ, 'İşlemcilerin Rönesansı'na ön ayak olacak:

Amazon, Microsoft ve Google gibi dünya devlerinin yapay zekâ uygulamaları üzerinde mesai harcamaları, bu alanda daha birçok uygulamanın hayatımıza gireceğini gösteriyor. Yapay zekâ uygulamalarının gerektirdiği yoğun işlem gücü, işlemciler için Moore Yasası'ndan fazlasını gerektiriyor ve bu durum, 'İşlemcilerin Rönesansı'nı tetikleyebilir.

Daha fazla sayıda transistörü işlemcilere sığdırmak elbette hâlâ mümkün ancak bu durum giderek zorlaşıyor. Bugüne kadar teknoloji şirketlerinin gelecek yıl üreteceği ürünlerde Moore Yasası'na göre davranmalarına alışmıştık ancak bunun zorlaşması, teknoloji dünyasını tümüyle etkileyecek. 

Intel'in başkanı Bob Swan, yapay zekâyı bir zorluk olarak görmediğini, bunun bir fırsat olduğunu söylüyor. Intel'in önünde akıllı kameralar ve sensörlerde kullanılacak yapay zekâ uyumlu yongalar satmak için güzel fırsatlar olduğunu belirten Swan, bu cihazlarda yonganın kendi gücünün dışında boyut ve güç verimliliğinin de önemli olduğunu dile getiriyor.

Intel Başkanı: 'İvmeli şekilde üzerinde çalışacağımız üç konu; yapay zekâ, 5G ve otonom sistemler olacak'

Şirketin gelecekte yapay zekâ, 5G ve otonom sistemler üzerindeki çalışmalara ağırlık vereceğini belirten Intel'in başkanı Bob Swan, adeta şirketin geleceği için yol haritasını da açıklamış oldu. Şirket, milyar dolarlık dönüşüm sürecinde bu 3 teknolojiye ağırlık vererek bugün olduğu gibi gelecekte de güçlü olmaya çalışacak.

Peki Intel işlemci pazarında nasıl bir gelecek hedefliyor?

Gelirinin yaklaşık %50'sini bilgisayar işlemcilerinden elde eden Intel'in gelecekte farklı alanlara yönelecek olması, işlemci pazarında ne olacak sorusunu akıllara getiriyor. Şirketin hedeflerine bakacak olursak Intel, 50 milyar dolarlık bir pazarda %90'lık bir pay yerine akıllı kameralar, otonom otomobiller gibi internete bağlı cihazları içeren 300 milyar dolarlık pazarın% 25'lik pazar payına talip olacak. Yani aslında şirket işlemci pazarından vaz geçmeyecek ama diğer pazarlarda ağırlığını hissettirmek için elinden geleni yapacak.

İki alan arasında harmanlanmış bir yaklaşım benimsemek isteyen şirket, aslında bunun sinyallerini de vermeye başladı. Makine öğrenimini desteklemek için en güçlü işlemcisi Xeon'un tasarımını değiştiren Intel, nisan ayında ikinci nesil Xeon işlemcilere 'DL Boost' adı verilen bir özellik eklemişti. Bu örnekte de olduğu gibi firma, yapay zekâ gibi alanlardaki payını, bu alanları destekleyen işlemcilerle artıracak.

Intel, 2016 yılında Nervana'yı satın alarak yapay zekâ yatırımlarını artırmıştı:

Bundan 3 yıl önce Nervana adındaki şirketi satın alan Intel, şirket için 400 milyon dolar harcadı. Bu girişim, şirketin zaten yapay zekâ eğitimi için tasarlanan hızlı bir yonga mimarisi üzerinde çalışıyor olması açısından oldukça mantıklıydı. Intel, bu girişiminin meyvesini aldı ve kasım ayında iki yeni Nervana Sinir Ağı İşlemcisi'ni duyurdu. Yonga tasarımını doğrulamak için Facebook ve Baidu ile iş birliğine giden teknoloji devi, bu alanda yatırımlar yapmaya da devam etti.

Aynı yıl, dronelar ve akıllı kameralar gibi ürünlerin içindeki bilgisayarlı görme modellerini çalıştırabilecek küçük yongalar üreten Movidius isimli şirketi de satın alan Intel, bu şirkete de yatırımlarını sürdürüyor. Şirketin bu alandan beklediği gelirler de ortaya çıkmaya başladı. Son raporlara göre Intel, 2019 yılında yapay zekâ ile ilgili ürünlerden toplamda 3,5 milyar dolar gelir bekliyor. Bu rakamın gelecek yıllarda artacağı aşikar.

Bob Swan: 'Bir sistemi oluşturmak için işlemciden fazlası gerekiyor'

Daha önce Grafik İşlem Birimi (GPU) ürünlerini işlemcileriyle birleştiren Intel, gelecek yıl ayrı bir GPU çıkaracağını açıkladı. Yapay zekâda artan işlem yoğunluğunun işlemciden fazlasını gerektirdiğini belirten Swan, gelişim gösterecekleri alanda yeni ürünler çıkaracaklarının da sinyallerini verdi.

Bazı durumlarda kendi yongalarını tek başına üretmeyen şirket, daha verimli üretim süreçleri için iş birliklerine de açık bir görüntü çiziyor. Buna bir örnek olarak Nervana yongasının TSMC tarafından üretilmesini verebiliriz. Gelecek dönemde Intel, bu iş birliklerinin sayısını artırabilir.

Sonuç olarak;

Intel'in tüm bu değişikliklerle geleceğin en güçlü yonga üreticisi olma yolunda ilerlediğini söyleyebiliriz. Tabii bu noktada şirketin rakiplerinin nasıl bir gelecek hedefledikleri de büyük önem taşıyor. Gelecekte artacak olan yapay zekâ destekli işlemci talebi, Intel'in bu alandaki yatırımları konusunda haklı çıkmasını sağlayabilir. 

Akıllı telefon pazarında Qualcomm'un hâkimiyeti, Intel'in bu alanda treni kaçırdığını gösteriyor ancak 5G yatırımları tüm dengeleri değiştirebilir. Kısaca Intel, milyar dolarlık dönüşüm sürecinde geçmişteki gibi sadece bilgisayar işlemcileriyle anılmayacak ve çok yönlü bir teknoloji üreticisi olma yolunda ilerleyecek.