Greta Gutenberg gibi aktivistler sayesinde havacılık sektörünün çevreye olan etkisi daha güçlü bir şekilde tartışılmaya başlandı. Bunda, sektörün emisyon oranlarındaki hızlı artışın da payı büyük. 2013-2018 yılları arasında uçuşların karbondioksit salınım oranı %32 artış gösterdi. Icct’ye (International Counsil on Transportation) göre bu Birleşmiş Milletler’in tahmininden %70 daha fazla.
Dahası yüksek irtifada yapılan salınımlar yerdeki aynı oranlı salınımlardan 2-4 kat daha etkili oluyor.
Şimdiye kadar duyulan endişelerin bir diğer nedeniyse fizik yasalarının, uçakların petrol ürünü yakıtlardan başka bir şey kullanamayacaklarını söylemesiydi. Bataryalar fazla ağırdı ve sadece kısa mesafe uçuşları için yetecek kadar güç üretebiliyorlardı.
Havacılık sektörünün geleceği
Ama şimdi havacılık araştırmalarında devasa adımlar atılıyor. Dikey kalkış-iniş yapabilen uçaklardan tutun da hidrojen yakıtı kullanan uçaklara kadar. “Havacılık jet çağının başlangıcından beri bu denli gelişim göstermemiştir”, diyor Vertical Aerospace’den Michael Cervenka.
Dünyanın ilk tamamen elektrikli ticari uçuşu,Vancouver, Canada’da gerçekleşti bile.
ZeroAviva adlı şirket ,hidrojene odaklanıyor çünkü uçaklar için biyoyakıtlar pahalı ve tedarik etmek zor. Küçük, pille çalışan uçakların başarılı uçuşları olmasına rağmen, daha büyük uçaklarda batarya ağırlığının bir problem olacağı çok açık. “Hidrojenle birlikte bizi sınırlayan bariyerler ortadan kalkıyor. Yeni sorunumuz neyseki teknolojiyle aşılabilir, bir fizik kuralını aşmamız gerekmiyor.” diyor ZeroAviva CEO’su Val Miftakhov.
ZeroAviva ilk olarak 500 mil veya daha az uçuşlarda 20 kişiye kadar taşıyabilen bir uçağı hareket ettirmek için gerekli olan hidrojen yakıt ünitelerini hayata geçirmeyi planlıyor.
Hidrojenin nasıl depolanacağı konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Gaz, kimyasal bileşiklerde depolanabilir. Bir litre amonyak bir litre sıvı hidrojenden daha fazla hidrojen içeriyor ve makul bir sıcaklıkta depolanabiliyor, ama Miftakhov, hidrojeni kimyasaldan ayırmanın fazla enerji gerektirdiğini ve bazı durumlarda karbondioksit üretebileceğini söylüyor. Ama bütün bunlar aşılamayacak sorunlar değil.
Ayrıca hidrojen, bataryalardan çok daha yüksek bir enerji yoğunluğuna sahip ve 2023 veya 2024'te hidrojen maliyetinin jet yakıtından daha düşük olmasını bekleniyor. “Diğer ulaşım şekilleriyle karşılaştırıldığında, havacılıkta hidrojen kullanımı için durum her geçen gün daha iyiye gidiyor” diyor Val Miftakhov.