Düzenli bir şekilde katlayıp cebimize koyduktan sonra, gizemli bir şekilde kendini kördüğüm yapmayı başaran kablolu kulaklıklardan hepimiz bıkmıştık. Sonra hepimizin rüyası gerçek oldu ve o sinir bozucu kabloları ortadan kaldıran Bluetooth kulaklık ortaya çıktı. İlk zamanlar büyük boyutlarda olan Bluetooth kulaklık giderek küçüldü ve artık tam istediğimiz boylara ulaştı.
Sony, JBL, Beats gibi ses sistemleri konusunda tecrübeli markalar büyük Bluetooth kulaklıklarla başladıkları maceralarına, cebimize sığacak kadar küçültülmüş Bluetooth kulaklıklarla devam ediyorlar. Apple da bu yarıştan geri kalmayarak kendi Bluetooth kulaklığı olan Airpods ile piyasayı hareketlendirdi fakat bu kadar kablosuz bağlantı insanlarda bazı korkulara neden oldu.
Kablosuz teknolojiler her geçen gün daha da yaygınlaşıyor olsa da, Bluetooth kulaklık beynimize çok yakın bir noktada çalıştığı için insanlar bu konuda gergin durumdalar. Direkt olarak beyne gidiyor olan dalgaların kansere neden olabileceği ya da beyin fonksiyonlarına zarar verebileceği düşünülüyor. Bu konuda yapılmış bazı bilimsel araştırmalar da mevcut.
Bluetooth kulaklık tehlikeli mi?
Bluetooth kulaklık ile ilgili şüpheler herkesin aklında olsa da uzmanlar yakın zamanda konuya bilimsel açıdan yaklaştılar. Biyokimyacı Jerry Phillips, Medium sayfasında bu konuyla ilgili bir yazı kaleme aldı ve elektromanyetik alanlarda yaşanan aktivitelerin insan DNA’sına yaptığı hasarlardan bahsetti. Kesin olmamakla beraber, bu alan aktivitelerinin insanlara zararının mümkün olduğunu açıkladı.
Bluetooth kulaklık ile ilgili duyulan endişenin sebebi, kulak kanalına yerleştiriliyor olması ve böylece beyin dokularının yüksek radyo frekans seviyelerine maruz kalması. Radyo frekanslarda bulunan radyasyon seviyesinin insan sağlığına ve hücre dokularına verdiği zarar ile ilgili kesin bir kanıt yok. 2015 yılında 200 bilim insanından oluşan bir ekibin Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü’ne ilettiği raporda, iyonlaşmayan elektromanyetik alanların insan sağlığına etkileri konusunda endişe duydukları belirtiliyor.
2015 yılında Bluetooth kulaklık kullanımı bu kadar yaygın olmadığı için açıklanan raporda Bluetooth cihazlardan ve kulaklıklardan bahsedilmiyor. Raporda bahsedilen elektronik manyetik alanlar Wi-Fi cihazları, akıllı teknolojik aletler, bebek telsiz ve monitörleri, yayın antenleri gibi pek çok elektronik cihazın etrafa yaydığı iyonlaşmayan elektromanyetik alanlardır.
İyonlaşmayan manyetik alan, kısaca EMF’nin Uluslararası Bilim Temyiz Direktörü olan Elizabeth Kelley, Business Insider isimli Amerikan haber sitesine yaptığı açıklamada, iyonlaşmayan elektronik alanların her yerde bulunduğunu ve Bluetooth başta olmak üzere diğer tüm kaynaklardan yayılan radyasyon konusunda ciddi endişeleri olduğunu, söylüyor.
Bluetooth kulaklık tehlikeli ama...
Tüm bu açıklamalar ışığında söylenebilir ki, Bluetooth kulaklık en az diğer kullandığımız kablosuz bağlantılı cihazlar kadar tehlikeli. Fakat tam olarak kanıtlanmış bir durum henüz yok hatta çoğu bilim insanı cep telefonlarından, tabletlerden ve Bluetooth teknolojisi ile çalışan cihazlardan yayılan radyasyonun dozunun son derece az olduğunu ve tehlikeli olup olmadığını söylemek için kesin kanıtlar olmadığını söylüyor.
Konu üzerine araştırmalar yapan Amerikan Kanser Derneği yaptığı bir açıklamada, söz konusu cihazlardan yayılan elektromanyetik dalgaların insan hücrelerine direkt müdahale edebilecek ve kansere neden olabilecek kadar güçlü olmadıklarını ve böyle bir enerjiye sahip olamayacaklarını, açıkladı.
Kablosuz teknoloji ile çalışan elektronik cihazlardan yayılan radyasyon ve elektromanyetik dalgalar bildiğimiz, korkutucu radyasyon türünden daha farklılar ve DNA’ya müdahale edecek güçte değiller. DNA kırabilecek kadar kuvvetli olan radyasyon dalgaları güçlü X ışınları, gama ışınları, mor ötesi ışınlar ve güneşten direkt olarak gelen ışıktır.
Bluetooth kulaklıklar ya da diğer kablosuz teknolojilerle kıyaslandığı zaman cep telefonlarını telefon görüşmesi sırasında kulağımıza götürmek çok daha fazla radyasyon almamıza sebep oluyor. Yani Bluetooth kulaklıktan daha zararlı olan, elimizden düşürmediğimiz cep telefonlarıdır.
Deney faresi değilseniz, korkmanıza gerek yok:
Yapılan çalışmalar bluetooth kulaklık ile ilgili kesin bir tehlike kanıtlayamıyor fakat cep telefonu gibi diğer cihazlar konusunda korkular hala devam ediyor. Yine de ABD Ulusal Toksikoloji Programı’nda yapılan bir araştırma gösteriyor ki, her gün bir insan kadar cep telefonu radyasyonuna maruz kalan deney faresinin beyninde ve kalbinde tümör oluşumları başlıyor. Daha da ilginci bu durum yalnızca erkek fareyi etkiliyor, dişi üzerinde net bir etki saptanabilmiş değil.
Korkutucu gibi görünen deney farelerinin durumu, insan için tam olarak bir anlam ifade etmiyor. Çünkü kontrollü bir ortamda deney faresinin aldığı radyasyonla, insanın bir günde tam olarak aldığı radyasyon seviyesi belirlenemiyor ve bunun kıyaslanması net olarak yapılamıyor.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın 10 yıl süren ve 13 ülke çapında yaptığı cep telefonu ve radyasyon arasındaki ilişkiyi gösteren çalışma, cep telefonu kullanımı ve beyin tümörü arasında net bir ilişki saptayamadı fakat diğer bilim insanlarının çalışmaları beyin tümörü olan insanların yoğun cep telefonu kullanıcıları olduğunu gösteriyor. Yani her cep telefonu kullanıcısının beyin tümörü yok ama çoğu beyin tümörü sahibi yoğun cep telefonu kullanıyor.
Tüm yapılan çalışmalar kapsamında söylemek gerekiyor ki, asla kanıtlanmış bir tehlike yok fakat az da olsa cep telefonu ve Bluetooth kulaklık kullanımının tehlikeleri bulunuyor. Bluetooth kulaklık yerine klasik, kablolu kulaklık kullanmak sizin cep telefonunuzla aranıza bir mesafe koyacak ve en azından müzik dinlerken direkt olarak elektromanyetik dalgalara maruz kalmayacaksınız.
Unutulmaması gereken bir nokta da havada uçuşan dalgalardan ziyade, kulağınıza direkt olarak aldığınız yüksek desibelli müziğin iç kulağa verdiği zarardır. Bluetooth ya da kablolu kulaklık olsun, uzun süreler yoğun bir şekilde müzik dinlemek en iyi ihtimalle kulak çınlamasına, en kötü ihtimalle uzun süre sonra işitme kaybına neden olacaktır. Sonunuz işitme cihazı kullanmak olsun istemiyorsanız, kulaklıkla müzik dinleme sürenizi denetim altında tutmanızda fayda var.