Geçtiğimiz yıllarda patlak veren 'Cambridge Analytica' skandalının etkileri devam ediyor. On binlerce belgenin sızdırılmasıyla başlayan olayda, seçmenleri büyük ölçüde manipüle etmek için kullanılan bir operasyonun küresel altyapısını ortaya koyacak 68 farklı ülkedeki 100.000'den fazla belge önümüzdeki aylarda yayınlanacak.
MI6’in Rusya masasının eski başkanı ve Trump'ın Rusya ile olan ilişkisinin arkasındaki istihbarat uzmanı olan Christopher Steele, şirketin kapanmasına rağmen baş aktörlerin düzgün bir şekilde cezalandırılmadığını, bunun da bu yıl yapılacak olan ABD seçimlerindeki manipülasyon olasılığını çok daha kötü etkileyeceği anlamına geldiğini söyledi.
Belgelerin kaynağı, eski bir Cambridge Analytica çalışanından geliyor:
Belgelerin yayınlanması, 1 Ocak günü @HindsightFiles adlı anonim bir Twitter hesabından yapılan Malezya, Kenya ve Brezilya'daki seçimlerle ilgili materyallere olan bağlantılarla başladı. Paylaşılan belgelerin kaynağının eski bir Cambridge Analytica çalışanı olan ve şirketin tüm kirli sırlarını ifşa eden Brittany Kaiser'den geldiği ortaya çıktı.
Netflix belgeseli The Great Hack'da rol alan Kaiser, geçen ay İngiltere’deki seçimlerden sonra halka açılmaya karar vermişti. Geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan Kaiser, yaptığı açıklamalarda “Seçim sistemlerimizin istismara açık olduğu çok açık. ABD seçimlerinde neler olacağından çok korkuyorum ve bence kendimizi korumanın yollarından biri mümkün olduğunca çok bilgi edinmek” dedi.
İşin genişliğini ve derinliğini gösteren binlerce sayfa daha var:
Kaiser, e-posta hesaplarından ve sabit disklerinden alınan belgeleri ve bazı materyalleri Nisan 2018'de meclise teslim etmesine rağmen insanların Cambridge Analytica skandalı hakkında bildiklerinin çok ötesine geçen, işin genişliğini ve derinliğini gösteren binlerce sayfa daha olduğunu söylemişti.
Belgelerin içinde ne olduğunu bilmese de durumun bundan daha önemli olamayacağını söyleyen Steele, “Mevcut yörüngemizde bu sorunlar daha da kötüleşecek, daha iyi olmayacak. Amerika’da ve başka yerlerde yaklaşan 2020 seçimlerinin de etkisiyle bu çok korkutucu bir ihtimal. Bu konuda olabildiğinde hızlı bir şekilde radikal bir şey yapılması gerekiyor” dedi. Steele, Batı'daki yetkililerin sosyal ve diğer medya mecralarında manipülasyon uygulayanları cezalandırmada başarısız olduklarını da sözlerine ekledi.
Facebook veri skandalı hakkında konuşan Kaiser, bu olayın insanları manipüle etmek ve etkilemek için hükümetler, istihbarat teşkilatları, ticari şirketler ve siyasi kampanyalarla birlikte çalışan ve çok büyük ulusal güvenlik sonuçları doğuran çok daha büyük bir küresel operasyonun bir parçası olduğunu söyledi.
Belgeler, ABD siyasetinin arkasındaki karanlık para mekanizmalarını ortaya koyuyor:
Yayınlanmamış belgeler, firmanın 2017'de Ukrayna'da bir siyasi parti için çalıştığını gösteren materyalleri içeriyor ve firmanın “karanlık parayı siyasete dönüştürmek için tasarlanan paravan şirketlerin altyapısını geliştirmeye” nasıl yardımcı olduğunu açıklıyor.
Kaiser’in açıklamalarına göre belgelerin arasında Trump’ın bağışçıları arasında geçen ve birkaç farklı finansal araç aracılığıyla bağışlarının kaynağını gizlemenin yollarının tartışıldığı e-postalar var. Kaiser’e göre bu belgeler, ABD siyasetinin arkasındaki tüm karanlık para mekanizmalarını ortaya koyuyor. Öte yandan aynı mekanizmanın İngiltere de dahil olmak üzere CA’nın çalıştığı diğer ülkelere yerleştirildiği de söyleniyor.
Propaganda araştırmalarında uzmanlaşmış bir akademisyen olan Emma Briant, ortaya çıkan şeyin buzdağının yalnızca görünen ucu olduğunu söylüyor. Briant’ın yaptığı açıklamalardan dikkat çeken kısımlar şu şekilde: “Amerikalı seçmenler üzerinde onları korku temelli mesajlaşma ile manipüle eden, en savunmasız olanları hedefleyen, devam ediyor gibi görünen, oldukça rahatsız edici deneyler olduğuna dair kanıtlar var. Bu kontrolden çıkmış küresel bir endüstridir, ancak bunun tek yaptığı bu şirkette neler olduğunu ortaya koymaktır.”