Yale Halk Sağlığı Okulu'ndan araştırmacılar, hava kirliliğinin ölümcül olmayan kalp krizlerine neden olabileceğini gösteren bir çalışma yaptılar. Kirli havanın içinde bulunan çok küçük parçacıkların 'ciddi halk sağlığı endişesi' yarattığını kaydeden bilim insanları, kalp krizi riskinin kirli havaya maruz kaldıktan sonraki ilk birkaç saat içerisinde yüksek olduğunu tespit ettiler.
Environmental Health Perspectives'te yayınlanan çalışmaya göre bu küçük parçacıkları çevreye en fazla yayan unsurlar otomobiller. Çok küçük parçacık, 100 nanometreden büyük olmayan artık parçalarına verilen isim. Otomobil emisyonunun etkisi, elektrikli araçların öneminin altını çizerken bilim insanları, uzun süredir bu çok küçük parçacıkların kalp sağlığına zarar verdiğinden şüpheleniyorlardı.
Astım krizini de tetikleyebiliyor:
Bu parçacıklar, çok küçük oldukları için kan akışına dâhil olup hücrelere girebiliyor. Geniş yüzey alanlarını kaplayabilen bu parçacıkları soluduğunuzu bile fark etmeyebilirsiniz. Bilim insanları, havadaki çok küçük parçacıklarla ölümcül olmayan kalp krizleri arasındaki potansiyel bağlantıyı ölçmek için, 2005 ile 2015 yılları arasında Almanya'nın Augsburg kentinde yaşanan tüm ölümcül olmayan kalp krizi verilerini değerlendirdiler. Araştırmacılar, bunun yanı sıra kalp krizlerinin yaşandığı saatlerdeki küçük parçacık hava kirliliği oranlarını da incelediler.
Çalışmanın bulgularına göre bu çok küçük parçacıklar, onlara maruz kalmamızın ardından yalnızca birkaç saat içinde ölümcül olmayan bir kalp krizini tetikleyebiliyor. Başka çalışmalar, bu çok küçük parçacıkların hassas insanlar için astım krizini tetikleyici rol oynayabileceğini de gösteriyor.
İnsanlarda birçok solunum hastalığına sebep olan hava kirliliğinin, yaşlılarda demans riskini artırırken yetişkin ve çocuklarda bilişsel gerilemeye neden olduğu ortaya çıkmıştı. Başka bir araştırmada da hava kirliliğine maruz kalmanın insanlarda saç dökülmesine neden olduğu görülmüştü. Yine araştırmacılar, hava kirliliğine maruz kalmanın insan kemiklerinde zayıflamaya neden olduğunu da keşfetmişti.