Koronavirüs dünyanın dört bir yanına dağıldı ve yüzlerce ülkeye bulaştı. Herhangi bir şekilde iletişim kurulabilen ve temel sağlık hizmeti olan her ülkeden vaka haberleri geliyor. Bu kadar büyük bir salgın tabii ki kendi komplo teorilerine sahip.
Pek çok komplo teorisine konu olan bir başka şey ise 5G. Bazı insanlar 5G sayesinde beyinlerinin uzaktan kontrol edilebileceğine, hatta bu teknolojinin geliştirilmesindeki bir numaralı sebebin de bu olduğuna inanıyor. Virüs ve 5G, ortak bir paranoyada bir araya geliyor: Virüsü 5G’nin tetiklediği iddiası.
5G Nedir?
5G teknolojisi ha geldi, ha gelecek, test aşamasında derken hayatımıza girmeye başladı. Pek çok firma 5G ürünlerini ve 5G destekli cihazlarını piyasaya sürdü. Bazı ülkeler altyapı çalışmalarında son aşamaya geldi.
Peki nedir bu 5G? 5G teknik olarak gelecekte yeni bir bant genişliği kullanarak cihazlarımızın bağlantı hızlarının bir anda artmasını sağlayacak olan bir teknolojik altyapıdır. Komplo teorisyenlerine göre ise bu teknoloji güvenli değildir, yeterince test edilmemiştir ve çok sinsi kötülüklere hizmet edecektir.
2020 yılı her ne kadar felaket filmlerini aratmayacak kıvamda ilerliyorsa da 5G teknolojisi 80’lerin B sınıfı gerilim/bilim kurgularındaki bir MacGuffin (hikayeyi bağlamak için kullanılan şey) değildir. Var olan hücresel veri bağlantısının kaçınılmaz olan gelişimindeki bir sonraki nesildir.
5G ve insan sağlığı
5G ile ilgili olarak en temel değişiklik, yeni teknolojide 30-300 GHz arasında milimetre dalga boyuna sahip bağlantı sunulmasıdır. mmWave olarak adlandırılan bu özelliğin yeni, daha zararlı bir radyasyon çeşidi olduğu ve derimizin altına işleyip, hücrelerimizi zayıflattığı ve direncimizi azaltıp kansere yatkın hale getirdiğini söyleyenler var.
Bu bilgi de gerçek değil. Gerçekte mmWave geleneksel 3G ve 4G iletişimden daha zayıf sinyaller yayar. Derimizin hemen altındaki ince tabakayı bile geçemeyen 5G güçlendirilmiş camı ya da çoğu binayı da aşamıyor. Üstelik 5G o kadar yeni bir teknoloji bile değil, 2011’den beri kullanılıyor.
Pek çok komplo teorisinde olduğu gibi pek bilinmeyen bir şey, yine insanların pek fazla bilgisi olmayan bir konuda korkuyu tetiklemek için kullanılıyor. 5G’nin koronavirüse neden olması için arada atlanması gereken pek çok mantık adımı var.
5G ve Koronavirüs iddiaları
Ana fikir ise şu: ilk 5G testlerinden haftalar sonra salgın başladı. 5G’den kaynaklanan radyasyon virüsü tetikledi. Temel iddia ise 5G kullanılarak milyarlarca insanın ölümüne neden olacak bir sistem oluşturmak.
Tabii ki çılgın teoriler bu kadarla kısıtlı değil. Teorilerden birine göre virüs, radyasyondan etkilenen kişilere bulaşıyor ve 5G aktif olduğunda ölüyorlar. Başka bir teori, Bill Gates tarafından yapılan 5G’nin bizi “düşük titreşimsel konuma” getirdiğini ve bu sayede insan nüfusunun azaltılmasının amaçlandığı yönünde. Bir sonraki cümlede ise bir nedenden dolayı hepimizi aşılıyorlar. Bu aşı da ilaç değil, bizi kontrol eden bir çip için kullanılacak.
Teorilerin en eğlenceli hale geldiği kısım ise dünyayı değiştirmek için çizgi roman kötüsü planı yapan kişinin -bu hikayede Bill Gates- bunu alenen yapması oluyor. Bill ve Melinda Gates Vakfı pek çok bilimsel çalışmayı destekliyor. Bunlardan biri olan Pirbright Enstitüsü de hayvandan insana geçen koronavirüsler üzerine çalışıyor. Bunu da komplo teorisyenleri bir delil olarak sunuyor.
Koronavirüs, bizim literatürümüzde zarflı virüs anlamına gelen genel bir isimdir. Peki neden Pitbright bu konuda araştırma yapma ihtiyacı duydu? Yakın geçmişte SARS, MERS gibi başka koronavirüs örneklerinin yaşanmış olması, insanların bu konuda önlem almayı istemesi için oldukça geçerli bir neden.
Dünya Sağlık Örgütü ve bağımsız araştırmacılar, Covid-19 salgınının kaynağının hayvanlar olduğunu, konunun 5G ile uzaktan yakından bir alakası olmadığını ortaya koyuyor. Sektör temsilcileri de iddiaları yalanlıyor.