Yeni Bir Araştırmaya Göre Kara Delikler Holograma Benziyor

Genel Görelilik Teorisi'nin küresel ve basit olarak; kuantum mekaniğininse son derece karmaşık olarak tanımladığı kara delikler, yeni bir araştırmada 'hologram'a benzetildi. Yeni araştırmanın, Genel Görelilik ile kuantum mekaniğinin sonuçlarını birleştirdiği düşünülüyor.

Hepimiz geçtiğimiz yıl tarihte ilk kez görüntülenen o büyüleyici kara delik fotoğrafını görmüşüzdür. Ortasında korkutucu bir karanlık ve çevresinde alev renginde bir halka... Kara deliğin doğasına ilişkin birden fazla teori olsa da şimdi İtalya'dan bilim insanları, yeni bir teori ortaya atarak kara delikleri 'hologram'a benzettiler. Buna göre tüm bilgi, üç boyutlu bir görüntü yaratabilen iki boyutlu bir yüzeye yığılıyor. Buradan bakıldığında kuantum teorisi tarafından da saptandığı üzere çok karmaşık ve içinde devasa boyutlarda bilgi saklayabilen, doğadaki en büyük 'bellek' olan bu kozmik cisimler iki boyutlu olarak görünüyor.

Öte yandan bu fikir, Albert Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi ile de uyumlu. Bu teoride kara delikler üç boyutlu, basit, küresel ve pürüzsüz olarak görülüyor; tıpkı geçen seneki görüntüde gördüğümüz gibi. Kısacası kara delikler, tıpkı hologramlar gibi üç boyutlu olarak 'görünüyor.' İki uyumsuz teoriyi birleştiren yeni araştırma, Physical Review X dergisinde yayınlandı.

Kara deliklerin sırrı:

Kara delikler, bilim insanları için hâlâ gizemini koruyan bir yapı. Bu gizemli kozmik yapılar, Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi ile kuantum teorisinin anlaşmakta zorluk çektiği alanlardan birini oluşturuyor. Genel Görelilik Teorisi'ne göre kara delikler, içinde bilgi bulunmayan basit cisimler ancak aralarında Stephen Hawking'in de bulunduğu kimi fizikçilere göreyse kara deliklerin var olan en karmaşık sistem olması gerekiyor çünkü bu cisimlerde sistemin karmaşıklığının ölçüsü olan entropinin büyük boyutlarda olduğu düşünülüyor. Bu da kara deliklerin büyük miktarlarda bilgi saklaması gerektiği sonucunu doğuruyor.

Araştırmayı yapan bilim insanları, yaklaşık 30 yıldır 'holografik ilk' adı verilen bu fikri kullandıklarını söylüyorlar. Bu 'yenilikçi' ve 'sezgilere aykırı' fikir, uzayın belirli bir bölgesindeki kütle çekiminin davranışının alternatif olarak başka bir sistem açısından tanımlanabileceğini söylüyor. Burada bu sistem, yalnızca bölgenin ucunda ve bundan dolayı bir düşük boyutta yaşıyor. Bu holografik tanımda kütle çekimi, açık bir şekilde görünmüyor. Bir başka deyişle holografik ilke; kütle çekimini, kütle çekimini içermeyen bir dilde tanımlamamızı sağlıyor ve böylece kuantum mekaniğiyle olan uyuşmazlıktan kaçınıyor.

Daha da açığı, kara deliklerde kütle çekimi boyutunun yok olduğu iki boyut var ancak bunlar üç boyutlu bir nesneyi yeniden oluşturabiliyor. Bilim insanları, bu teorik yaklaşımlarının yakın gelecekte gözlemlerle doğrulanmasını da umduklarını belirtiyorlar.