Bu içerikte pembe gözlüklerimizi takıyoruz. Düşünün, cuma günleri artık yeni cumartesi olmuş ve yoğun bir haftanın ardından kendinize ayıracağınız üç koca gününüz var.
Peki böyle bir durumda hayatlarımızda neler değişirdi?
İlk olarak çalışanların artan verimliliğinden bahsetmek gerekir.
Öncelikle, haftada 4 gün çalışma modelinin en önemli savunucuları çalışanların daha az çalıştıklarında daha verimli çalışacağı argümanını savunuyor.
Bu düşüncenin ardındaki temel fikir ise basit ve bir o kadar da mantıklı.
İş günlerinin kısalmasıyla birlikte çalışanların işlerine daha odaklı ve daha motive bir şekilde yaklaştıklarını görmek mümkün.
Özellikle hizmet sektörü, teknoloji ve daha kreatif alanlarda çalışan sektörlerde bu modelin etkili olabileceğini söylemek mümkün.
Ancak üretim ve imalat gibi daha yoğun iş gücü gerektiren sektörlerde durum biraz daha farklı olabilir.
İşçiler daha mutlu ve motive olsa da 4 gün çalışılan bir modelde imalat oranı açısından bu verimlilik artışı aynı derecede mümkün olmayabilir.
Kısa vadede haftada 4 gün çalışmak, Türkiye’nin ekonomik büyümesini yavaşlatıyor gibi görünebilir.
Sanayi, inşaat ve tarım gibi sürekli üretim gerektiren sektörlerde haftada 1 gün daha az çalışmak, üretimde azalmaya yol açacaktır.
Ancak uzun vadeye bakıldığında, daha fazla işe alım yapılmasıyla işsizlik azalabilir ve hane halkı gelirleri de artabilir.
Tabii bu durum, küçük ve orta ölçekli işletmeler için bu ek iş gücü maliyeti yaratacaktır.
Bu süreçte kimi işletmelerin maliyetleri karşılamakta zorlanarak küçülmeye veya işçi çıkarmaya yöneldiklerini görmek mümkün olabilir.
İşsizliğin azalmasıyla artan gelir de doğal olarak iç tüketimi canlandıracak ve uzun vadede ekonomik büyümeyi destekleyecektir.
Daha az çalışma gününün en büyük avantajlarından biri de çalışanların genel yaşam memnuniyetinin artırması olacaktır.
Haftada bir gün daha fazla boş zaman, çalışanların aileleriyle daha fazla vakit geçirmelerine, hobilerine zaman ayırmalarına ve sosyal yaşamlarını geliştirmelerine olanak sağlayarak daha mutlu, sağlıklı ve motive çalışanların ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Ayrıca stresin azalması ve iş yükünün hafiflemesi, uzun vadede sağlık harcamalarını bile azaltabilir.
Tabii ki haftada 4 gün çalışmak her şeyin güllük gülistanlık olacağı anlamına da gelmiyor.
Türkiye’nin bazı sektörleri için bu model uygulandığında ciddi üretim kayıpları yaşanabilir.
Özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmeler gibi maliyet baskısı yüksek olan iş yerlerinin bu modelden olumsuz etkilenmesi beklenebilir.
Ayrıca, yeni düzenlemelerin yapılması iş saatlerinin yeniden planlanması gibi zorluklar da kaçınılmaz olacaktır.
Özetle, Türkiye’de tüm çalışanların haftada 4 gün çalışması kısa vadede bazı zorluklar yaratabilse de uzun vadede daha mutlu ve üretken bir iş gücü yaratma potansiyeli taşıyor demek mümkün.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Türkiye'de Enflasyon %0 Olursa Ne Olur?