“Bir pilin bagajda taşınması, nasıl bir probleme sebep olabilir ki?” diye düşünebilirsiniz. Ancak durum, tahmininizden çok daha farklı.
Gelin, bu sorunun cevabını verelim.
Hava yollarının, lityum iyon pillerin uçakların bagaj bölümüne konulmasını yasaklamasının nedeni yangın riskidir.
Fakat bu risk, yalnızca bagaj bölümünde geçerlidir. Çünkü lityum iyon piller, kısa devre yaptıklarında veya hasar gördüklerinde alev alabilir. Bu sebeple uçak bagajlarında taşınması büyük bir yangın tehlikesi oluşturur.
Ancak yine de bazı istisnalar mevcuttur. Örneğin lityum iyon pile sahip cihazlar, eğer lityum miktarı 0.3 gramdan azsa bagajda taşınabilir. Aynı şekilde bu pillerin watt-saat değerleri, 2.7 Wh’yi aşmadığı sürece kabul edilebilir.
Fakat bu cihazlar bagaja alınacaksa mutlaka kapalı durumda olmalıdır.
Öte yandan Federal Havacılık İdaresi’ne göre lityum iyon piller, kabin içinde taşındığında olası bir yangına ve dumana neden olursa, bu durumu mürettabat ve yolcular hızlı bir şekilde kontrol altına alabilir.
Kabin içinde gerçekleşecek müdahale şansı, yangının büyümesini ve can kayıplarını önler. Fakat bu cihazların kabin içinde bile hasara karşı korunması, kısa devre yapmaması ve aktif hâle gelmemesi için bazı önlemler alınmalıdır.
Örneğin pil uçları, henüz açılmamış vaziyette ambalajında olmalı veya bantla kapatılmalıdır. Ayrıca eğer piller hasarlıysa uçakta hiç taşınmamalıdır.
Aslında bu konuya dair bazı yaşanmış örnekler de var.
Mesela geçtiğimiz yıl San Diego’dan hareket eden bir United Airlines uçağında, bir dizüstü bilgisayar alev aldı ve bu sebeple 4 kişi yaralandı. Olayın ardından mürettebat, cihazı termal bir torbaya koydu ve yangının daha fazla yayılmasını önledi.
Aynı şekilde yine geçtiğimiz American Airlines’ta bir elektronik sigara, yolcunun cebinde alev aldı ve hostesler duruma hızla müdahale etti. Özetle her daim dikkatli muhafaza edilmesi gereken lityum iyon piller, söz konusu uçak olduğunda çok daha dikkatli taşınmalı.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: