Köpeklerin, kedilerin, fillerin, yarasaların, bal arılarının, insanların ve hatta diğer birçok canlının ortak bir noktası var: uyku. Hatta bilim insanları henüz uymayan bir canlı bulabilmiş değil. Peki, uyku hayatta kalmak için gerçekten gerekli mi?
Uykusuzluğun yarattığı tehlike
Birçok insan uykunun ne kadar gerekli olduğunu bilir. Bir geceyi uykusuz geçirmek çoğu insanın gününü zorlaştırır. Hatta zayıf uyku düzeninin uzun vadede diyabet ve kalp rahatsızlıklarıyla bağlantılı olduğu biliniyor. Peki, hayvanlarda da böyle bir bağlantı var mı? Onlarda da uyku bu kadar kritik öneme sahip mi?
1890’larda Rusya’daki ilk kadın fizikçilerden olan Marie de Manacéïne uykuyla ilgili araştırmalar yaptı. Manacéïne “Hepimiz yaşamı severiz ve hepimiz olabildiğince uzun yaşamak isteriz ancak buna rağmen hayatımızın üçte birini hatta bazen yarısını uyuyarak geçiririz” dedi. Uykuya olan merakı gayet açık olan Manacéïne, hayvanlar üzerinde bir deney gerçekleştirdi.
Apple, Uyku Takip Cihazı Beddit'i Satışa Sundu
Şu an bakıldığında oldukça acımasız gelen bir deney gerçekleştiren fizikçi, köpek yavrularını sürekli uyanık tuttu ve birkaç gün sonra hayvanların uyku yoksunluğundan öldüğünü gözlemledi. İlerleyen yıllarda deneylerini kemirgenler ve hamamböcekleri gibi farklı hayvanlar üzerinde gerçekleştirmeye devam etti ve hepsinde de aynı sonucu aldı. Ancak deneylerin sonucunun uykuyla bağlantısı hâlâ bulunamadı.
Gözlerini dinlendirenler
Tamamen uykusuz kalmak oldukça zararlı, ancak bazı canlılara oldukça kısa süreli uykuların yettiği keşfedildi. Bilim insanlarının söylediklerine göre, uykunun fonksiyonunu tam olarak anlayabilmek için bu hayvanlar oldukça kilit bir rol oynayabilir.
Şubat ayında, Science Advances dergisinde meyve sineklerinin uyku alışkanlıklarına dair bir araştırma yayınlandı. Araştırmanın yazarlarından Giorgio Gilestro “Bazı sineklerin neredeyse hiç uyumadığını fark ettik” açıklamasında bulundu.
Gilestro ve çalışma arkadaşları, dişi sineklerin yüzde altısının günde 72 dakikadan daha az uyduğunu fark etti, hatta bir tane dişi sineğin günde 4 dakikadan bile daha az uyduğunu gözlemledi. İlerleyen deneylerde çalışmayı gerçekleştiren ekip, sineklerin yüzde 96’sını uykusuz bırakmış ancak sinekler, köpek yavruları gibi erken ölmemiş hatta normal uyku düzeni olan kontrol grubuyla aynı yaşam ömrüne sahip oldu.
Max Planck Enstitüsü Kuş Bilimi Uzmanı Niels Rattenborg ve çalışma arkadaşları, 2016’da Galapagos Adaları’nda fregat kuşu üzerinde bir deney gerçekleştirdi. Yapılan deneyde kuşların beyinlerdeki elektriksel aktiviteyi ölçmek için kuşlara ufak bir cihaz yerleştirildi. Ölçümlere baktıklarında kuşların bazen okyanus üzerinde süzülürken beyinlerindeki bir lobun uyuduğunu hatta bazen uçtukları sırada beyin loblarının her ikisinin de eş zamanlı olarak uyuduğunu gözlemledi.
Daha şaşırtıcı olan kısım ise fregat kuşlarının ortalama olarak günde sadece 42 dakika uyumaları. Rattenborg, hiç uykuya ihtiyaç duymayan canlı konusunda ise “Her şey mümkün. Ancak kısa süre uyuyan hayvanlar üzerindeki araştırmalara göre hiçbiri tamamen uykusuz değil. Minimum düzeydeki uyku bile oldukça önemli, hatta bu muhteşem az uyuyan hayvanlarda bile geçerli” dedi.