İnsanlık için ulaşılması zor alanlara da erişim sağlayarak hayatımızı kolaylaştıran helikopterler; karmaşık mekanizmaları, değişken uçuş koşulları ve hassas operasyonları nedeniyle olası kazaların sebeplerini aydınlatma noktasında biraz zorluyorlar.
Böyle durumlarda ise gözler kara kutuları arıyor. Helikopterlerin de bu teknolojiden faydalanıp faydalanmadığını merak ediyorsanız, kara kutuların nasıl çalıştığını ve helikopter kazalarında nasıl bir etkisi olduğunu daha detaylı inceleyelim.
Kara kutunun amacı ne?
Kara kutu, iki ana bileşenden oluşuyor. Uçuş veri kaydedici (FDR-Flight Data Recorder), hava araçlarının uçuş performansına dair birçok parametreyi kaydediyor: irtifa, hız, motor durumu, rotor hızları, yön ve daha fazlası.
Kokpit ses kaydedici (CVR-Cockpit Voice Recorder) ise kokpitte pilotlar ve yardımcı pilotlar arasındaki tüm konuşmalarla radyo iletişimlerini kaydediyor. Pilotların acil durumlardaki reaksiyonlarını ve birbirleriyle olan etkileşimlerini anlamak için de önemli hâle geliyor.
Bu cihazlar uçuşla ilgili kritik bilgileri topluyor ve kazadan sonra bunları inceleyerek soruşturma ekiplerine uçuşun son anlarına dair önemli ipuçları sağlıyor.
Kara kutular, uçaklar için zorunluyken helikopterler için durum değişkenlik gösteriyor.
20 veya daha fazla yolcu kapasiteli tüm uçaklarda bir uçuş veri kaydedici bulunması zorunlu. Bu kurallar da kapasite sınırına bakınca helikopteri muaf tutuyor.
Yolcu taşımacılığında kullanılan ve belirli bir ağırlığın üzerinde olan, arama kurtarma veya tıbbi acil müdahale gibi özel görevler için kullanılan helikopterlerde genel olarak kara kutuya rastlanabilir ama bu zorunlu değildir.
Bunun yanı sıra özellikle küçük ve özel sahipli helikopterlerde kara kutu bulundurulması zorunlu değil ki en çok görülmeyen tip helikopterler de bunlar oluyor.
Askerî helikopterler ise genellikle kara kutu bulunduruyor. Ordular, Federal Havacılık İdaresine (FAA) yaptırımı kapsamında olmadığı için uçağın boyutuna veya yolcu kapasitesine bakmaz. Bu yüzden de çoğu modern askerî uçak ve helikopterde, kazanın nedeninin belli olması için kara kutular yer alıyor.
Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB), kara kutu konusunda oldukça ısrarcı.
2011’de tıbbi bir helikopterin düşmesi sonucu dört kişinin ölümünden sonra NTSB, FAA’ya helikopterlerde veri kayıt cihazı konusunda baskı yaptı. Üzerine 2020’de Basketbolcu Kobe Bryant’ın da kızı dahil 7 kişi ile helikopter kazasında ölmesi ile bu baskılar arttı ve meclise yasa tasarısı sunuldu.
Ancak hâlâ netleşen bir karar yok ve kara kutu, helikopter sahiplerinin tercihine bırakılıyor diyebiliriz.
Helikopterlerde kara kutu tercih edilmemesinin nedenleri neler?
Helikopter sahibi ve operatörün karar verdiği düşünüldüğünde ortaya farklı istememe nedenleri çıkıyor. Helikopterlerin oldukça küçük olması ve her ağırlığın önemli olmasından kara kutuya yer verilmiyor.
Kara kutunun maliyeti de hesaba katılıyor. Oldukça pahalı olması, bazı uçak sahiplerini kara kutu fikrinden vazgeçiriyor. Bir helikoptere eklenecek her bir parça için belirli sertifika standartlarının karşılanması gerekiyor. E bunlar da hem zaman hem para demek.
Ne zaman zorunlu olur bilinmez!
Çarpmaya ve kazalara dayanıklı, suda bile 1 ay boyunca bulunabilecek sinyallere sahip, kısacası oldukça donanımlı ve işlev gören kara kutunun önemi tabii ki kazaları gün yüzüne çıkarmak açısından oldukça önemli.
Havacılık endüstrisinin güvenlik standartlarının sürekli iyileştirilmesini sağlamak için de olması gereken kara kutu, bakalım helikopterlere ne zaman zorunlu hâle getirilecek.
Kara kutu ve helikopterler hakkındaki diğer içeriklerimiz:
Uçaklardaki Kara Kutular Neden Bu Kadar Önemli?