Salgın hastalıklara neden olan virüsler, özellikle çabuk yayılmaları sebebiyle birçoğumuzu korkutuyor. Bu noktada Orta Afrika’da Ebola, Hindistan’ın güneyinde Nipah adı verilen virüsler tüm hızıyla can almaya devam ediyor. Hal böyle olunca Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2015 yılından bu yana en çok can alan ve her an salgın hastalığa dönüşebilecek olan virüslerin bir listesini yayınladı. İşte WHO’nun listesinde bulunan virüsler şu şekilde:
Nipah virüsü
Meyve yarasalarından insanlara ve hayvanlara geçen bu virüse özellikle Hindistan’da rastlansa da tüm dünya tehlike altında diyebiliriz. Kusma ve baş ağrısı belirtileriyle ortaya çıkan hastalık, sonrasında da beyinde iltihaplanmalara yol açıyor. %70 oranında ölüme sebep olan virüse karşı da henüz bir aşı geliştirilmedi.
Hendra virüsü
Yarasalardan insanlara geçtiği belirtilen bu virüs, ilk olarak Avustralya’da tespit edildi. İnsanların yanı sıra atları da tehlike altına alan Hendra virüsü, 1994 yılında bu yana 70’ten fazla atın ölümüne neden oldu. İş insanlara gelince, bulaştığı her dört insandan birini alan virüsün, salgın hastalığa dönüşmesi bir felaket olabilir.
KKKA virüsü
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (CCHF) olarak ifade edilen bu virüs, kenelerden insanlara geçiyor. Öncesinde ülkemizde de can alan bu hastalıkta ölüm oranı %40’lara kadar çıkabiliyor. Türkiye’de özellikle bahar aylarında rastlanılan bu virüs, kişinin vücudunda oldukça hızlı ilerliyor ve baş ağrısı, yüksek ateş, sırt ağrısı, eklem ağrısı ve kusma olarak kendini gösteriyor.
Ebola virüsü
Nipah virüsü gibi bu virüsünde meyve yarasalarından kaynaklandığı düşünülüyor. İlk olarak 1976 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki Ebola nehri yakınlarında meydana çıkan virüs, yabani hayvanlardan insanlara geçti. İnsandan insana geçmesiyle de risk oranı artan bu hastalık; yara, tükürük, kan, idrar, sperm ve diğer vücut sıvıları aracılığıyla bulaşabiliyor. Öte yandan bulaştığı her iki kişiden birini öldüren bu virüs; ishal, kaşıntı, böbrek ve karaciğer yetmezliği olarak kendini gösteriyor.
Marburg virüsü
Ebola’nın deyim yerindeyse “amca oğlu” olan bu virüs, yine vücut sıvıları aracılığıyla bulaşıyor. Ölüm oranının %28 ile %88 arası değiştiği bu virüs de, meyve yarasaları nedeniyle insanlara bulaşabiliyor.
SARS virüsü
Şiddetli Akut Solunum Yetmezliği Sendromu (SARS), solunum yoluyla bulaşan en popüler hastalıklardan biridir. Ortaya çıkış nedeni net olarak bilinmemekle birlikte, hastalığın ilk olarak Çin’in güneyinde gıda maddesi olarak tüketilen misk kedisinden geçmiş olabileceği düşünülüyor. 2002 ve 2004 yılları arasında salgın hastalığa dönüşmüş olan virüs, sadece havadan bile insanlara bulaşabiliyor.
MERS virüsü
Orta Doğu Solunum Sendorumu (MERS) ile SARS ile aynı aileden geliyor diyebiliriz. %35 ölüm oranına sahip olan virüs, ilk olarak Suudi Arabistan'da tespit edildi. Çok yakın temas durumlarından insandan insana bulaşan virüs, SARS’a göre daha çok bulaşıcılığa sahip olsa da ölüm oranı daha düşük. İlk olarak develerden yayıldığı düşünülen hastalığın, kesin nedeni ise henüz net olarak bilinmiyor.
Rift Vadisi Ateşi
Genellikle sivrisinek ve koyunlardan bulaştığı düşünülen virüs, bazen grip olmuş gibi belirtiler gösterirken bazen de damar ve organlara zarara uğratarak ölüme neden oluyor. Virüslü hayvanın kanı ve etiyle doğrudan ya da dolaylı temasta bulunulduğunda bulaşan virüs, ilk olarak 1931 yılında Kenya’da ortaya çıktı.
Zika virüsü
Ağırlıklı olarak sineklerden insanlara bulaşan virüs, insandan insana cinsel temas yoluyla bulaşıyor. Ateş, kaşıntı, kas ağrısı ve baş ağrısı semptomlarına sahip olan hastalık bebeklerde anormal kafa büyüklüğüne, yetişkinlerde ise felce yol açabiliyor.Henüz aşısı geliştirilmemiş olan hastalık, ilk olarak 1947 yılında meydana çıktı.
Lassa Humması
Virüs insanlara fare idrarı ve dışkısına temas halinde bulaşıyor. Ölüm oranı %20 olan hastalık, bulaştığı andan sonra en geç iki hafta içerisinde kişiyi öldürebiliyor. 1969 yılında Nijerya’da ortaya çıkan bu virüs, 90 kişinin yaşamını aldı.
İnsanlar için büyük sorun teşkil eden bu virüsler, bir dönem insan ölümlerine neden oldu. Ancak hala varlığını koruyan virüsler, salgın hastalık haline gelerek tüm canlıları risk altına sokabilir.