Güçlü Bir Benlik İçin Herkesin Bilmesi ve Anlaması Gereken Felsefe Kavramları

23
2
1
0
0
İnsanlığın kendini ve içinde yaşadığı evreni anlamak için ortaya çıkardığı düşünce sanatı olan felsefenin her alanına hakim olmak zorunda değilsiniz. Ancak bazı felsefe kavramları sayesinde bu alan hakkında yapılan sohbetlerden geri kalmamış olursunuz. İşte herkesin bilmesi gereken bazı felsefe kavramları ve anlamları.

Felsefe ile insanlık tarihi neredeyse aynı yaştadır. Bunun anlamı, insanın düşünmeye başladığı anda kendisi ve yaşadığı evren hakkında sorular üretmiş olmasıdır. Eğer bir felsefeci ya da filozof değilseniz, felsefe kavramları hakkında mutlak bir bilgi sahibi olmanızı kimse beklemez. Ancak günlük hayatta yapılan verimli bir sohbet sırasında bazı felsefe kavramları ve bunların anlamları işinize yarayacaktır.

Felsefe kavramları, hakkında onlarca cilt yazılacak özel bir alandır. Ancak dediğimiz gibi, konunun uzmanı değilseniz tüm bu kavramlara hakim olmaya çalışmak biraz zor olacaktır. Arkadaşlarınızla ya da yeni tanıştığınız kişilerle konuşurken popüler sosyal medya meme’lerinden bahsetmek yerine çok daha verimli bir sohbet yapmak isterseniz bilmeniz gereken bazı felsefe kavramları ve anlamlarını anlattık.

Verimli bir sohbet için kullanabileceğiniz bazı felsefe kavramları:

  • Varoluşçuluk
  • İçgözlem
  • Epikürcülük
  • İç çoğulculuk duygusu
  • Mantıksal hatalar
  • Tekbencilik
  • Hume'un giyotini
  • İçe dönük illüzyon
  • Faydacılık
  • Görelilik 

Bütün yük bireyin omuzlarındadır: Varoluşçuluk

Varoluşçuluk

Egzistansiyalizm olarak da isimlendirilen varoluşçuluk, bireyi odak noktasına alan bir felsefi akımdır. Adı Søren Kierkegaard, Fyodor Dostoyevski, Friedrich Nietzsche, Jean-Paul Sartre gibi isimlerle anılan bu akım; insanın neden var olduğuna dair düşünceler üretir. Sistematik felsefeye tepki olarak içinde yaşadığımız dünyanın anlamsızlığına ve absürtlüğüne vurgu yaparak tüm yükün bireyin omuzlarında olduğunu söyler. Yaşamdan kopma ve keşmekeşlik olarak nitelendirildiği de olmuştur. 

Kişinin kendini sorguladığı düşünce metodu: İçgözlem

İçgözlem

İçgözlem, adı üzerinde bireyin toplumu değil kendini sorguladığı bir düşünce metodudur. İçgözlem sırasında kişi inançlarını, benliğini, amaçlarını, hedeflerini ve şimdiki zamanını sorgular. Pek çok filozofa göre bireyin kendini anlaması için gereken benzersiz bir süreçtir. İçsel sürecini çözmüş bir insanın hayata ve yaşadığı evrene bakışı da aynı şekilde gelişecektir. Kendini başkasının yerine koyarak onun gözünden içgözlem yapmak olarak da kullanıldığı yöntemler vardır.

Maddi hazların peşinden koşun: Epikürcülük

Epikürcülük

Milattan önce 300’lü yıllarda yaşamış Yunan filozof Epikuros tarafından ortaya atılan ve varoluşçuluğun temellerini attığı düşünülen felsefe akımını epikürcülük olarak adlandırıyoruz. Bireyi mutlu edecek olan şeyin maddi hazlar olduğunu söyleyen Epikuros’a göre insanlar dini kaygılardan uzak durmalıdırlar. Epikürcülüğe göre yaşarken yaşıyoruz, bu nedenle ölümü düşünmek anlamsız. Öldüğümüz zaman ise ölümü düşünemeyeceğimiz için biraz rahat olup, mutluluk peşinde koşmalıyız.

Bir ben var, benden içeri: İç çoğulculuk duygusu

İç çoğulculuk duygusu

Bir şey yapmaya karar verirken zihninizde birbirine zıt düşünceler söyleyen birden fazla ses duyarsınız. Korkmayın, bu normal. Onlarla tartışarak doğru yolu bulun. İç çoğulculuk duygusu tam olarak bu süreci ifade eder. Pek çok insan zihninde duyduğu sesleri bastırır ancak dini referanslar bile bu duruma şeytan adını vermişlerdir. İç çoğulculuk duygusu ile hareket ederek kendinizle tartışmak, sonuç olarak kendi benliğinizi anlama konusunda en büyük yardımcınız olacaktır.

Düşüncelerinizi filtreden geçirin: Mantıksal hatalar

Mantıksal hatalar

Biri bir şey söylüyor ve siz ‘Bu kişi utanmadan nasıl mantıksal hatalarla dolu bu sözleri söylüyor?’ diye düşünerek bu fikri kendi katı standartlarınız çerçevesinde yargılıyorsunuz. Sonra siz bir şey düşünüyor ya da söylüyorsunuz ama o katı standartlar uçup gidiyor. İşte, bu da kişinin kendini çözme sürecinde dikkate alması gereken bir metottur. Farklı düşünceleri elediğiniz ve mantıksal hataları ortaya çıkardığınız filtre sürecinizi kendi düşünceleriniz için de uygulamalısınız. Bu durum, entelektüel anlamda kendinize dürüst olmak olarak da adlandırılır.

Tek gerçek benim: Tekbencilik

Tekbencilik

‘Yahu ben niye kendimle bu kadar uğraşıyorum?’ diye soruyorsanız yanıtını solipsizm olarak da adlandırılan tekbencilik akımı veriyor. Bu akıma göre tek gerçek siz yani zihninizdeki düşüncedir. Kişi, tek gerçek olarak inandığı zihnine körü körüne inanmak yerine farklı metotlar kullanarak onu sınamalıdır. Bu sınama sonunda gerçekliğin gerçekten zihninde olup olmadığını çözerek hayata ve evrene bakış açısını yeniden kurgulayabilir. Zor ama etkili bir metottur.

Olan ve olması gereken: Hume'un giyotini

Hume'un giyotini

İskoç filozof David Hume tarafından oluşturulan Hume yasası ya da diğer adıyla Hume'un giyotini, olan ve olması gereken arasındaki sorunsala odaklanır. İrdelediği nokta ise insanların olan ile olması gereken arasında ayrım yapamamasıdır. Hume'un giyotini de yine içsel bir gözleme dayanır. Bir şeylerin daha iyi olması için ortaya atılan bir teori öncesi, bu teorinin nasıl formülize edildiğini ve nasıl bir mantıksal düzlemde oluşturulduğunu çözmek için uygulanması gereken bir metottur. 

Gerçekliğe karşı oluşturulan savunma mekanizması: İçe dönük illüzyon

İçe dönük illüzyon

İçe dönük illüzyon, bireyin yalnızca kendi gerçekliğini bilmesi ve başkalarının düşüncelerindeki gerçekliği yalnızca eylemler sonucunda bilmesi retoriğine odaklanır. Ortada tek bir gerçeklik ve o gerçekliğin etrafındaki insan sayısı kadar da o gerçekliğin illüzyonu vardır. Herkes eylemlerini kendi içe dönük illüzyonuna göre uygular ve hatta çoğu zaman bu illüzyon ile kendini gerçekliğe karşı savunur. İçe dönük illüzyonlar, içgözlemin karşı tarafa uygulanması ile ortadan kaldırılabilir ama bunu yapacak kişinin önce kendi içgözlemini değerlendirecek yetide olması gerekir. Yani imkansıza yakındır.

Mutluluk için tek çözüm: Faydacılık

Faydacılık

William James tarafından popüler hale getirilen faydacılık, bir diğer adıyla pragmatizmin temelleri Epikuros tarafından atılmıştır. Adından da anlaşılacağı üzere bireyin mutluluğu için faydayı en üst düzeye çıkarmaktan bahseder. Bu akımda tüm değerler, kişiye özel bir fayda filtresinden geçirilerek sınıflandırılır. Bu akım dahilinde farklı görüşler vardır. Kimisi bireyin kendini en mutlu eden şeyi yapması gerektiğini savunurken kimisi bireyin toplumu mutlu edecek şeyler yapması gerektiğini savunur. Ancak her iki görüşte de fayda, asıl dikkat edilmesi gereken noktadır. 

Sonu ya empati ya da delilik: Görelilik 

Görelilik 

Görelilik ya kişiyi güçlü bir empati duygusu ile donatır ya da içinden çıkılmaz bir varoluşsal krize sokarak delirtir. Çünkü içgözlem sonucu kendinizi keşfettikten sonra görelilik yasası ile kendi gerçeğinizin farklı kişiler için de mutlak gerçek olup olmadığını sorgulamaya başlarsınız. Çoğu zaman bir kişinin faydasına olan gerçek, diğer bir kişi için uygun değildir. Yaptığınız her eylemde bu sorunu sorgulamak, ilk cümlede dediğimiz gibi, ya kişiye güçlü empati duyguları kazandırır ya da kelimenin tam anlamıyla delirtir.

Verimli bir sohbet sırasında kullanabileceğiniz felsefe kavramları ve anlamlarından bahsederek bilmeniz gereken noktaları açıkladık. Bahsettiğimiz tüm bu kavramların temel amacı, bireyin kendisine bir kimlik kazandırmasını sağlamaktır. Eğer kendinizi hazır hissediyorsanız ufak bir içgözlem yolculuğuna çıkabilirsiniz. 

23
2
1
0
0
Emoji İle Tepki Ver
23
2
1
0
0