Tüm evrende en yüksek miktarda bulunan element hidrojendir. Helyum ile birlikte evrendeki tüm maddelerin yüzde 99,9’unu oluşturan hidrojen, özünde yanıcı bir gaz, yani fosil yakıtlar yerine kullanabileceğimiz son derece hafif bir gaz olarak kabul edebiliriz. İşte bu hidrojen, Rusya’daki Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi MEPhl (UNAÜ MEPhl) bünyesinde bulunan bilim insanları tarafından özel olarak geliştirilmiş deneysel bir aygıtla depolandı.
Üniversitenin basın dairesinin yaptığı açıklamada, dünyada bir benzeri daha bulunmayan bu depolama sistemi sayesinde hidrojen, son derece güvenli ve verimli bir şekilde katı halli hidrojen depolama birimlerine dolduruluyor. Alternatif enerjiler arasında en önemli elementlerden biri olan hidrojen, atom numarasının yalnızca “1” olması nedeniyle devasa yıldızlarda yakıt hücresi olarak kullanılıyor.
Hidrojen, neredeyse tükenmez bir enerji birimi
Eğer bizler de bu her yerde bulunan elementi güvenli bir şekilde depolayabilirsek enerji santrallerinden arabalarımızın yakıtına kadar pek çok alanda kullanabiliriz. Araştırmayı yapan bilim insanlarına göre alternatif enerjilerden biri olan hidrojen, neredeyse tükenmez bir enerji birimi olarak dikkat çekiyor. Hidrojeni depolamak için en güvenli formül ise patlayıcı gaz biçiminde değil metal hidrit olarak katı madde şeklinde gerçekleşiyor.
Hidrojeni katı depolama yöntemi tüm dünyada kullanılan bir şey. Modern katı halli depolama birimleri genel olarak mikronize metal tozları kullanırlar, ancak UNAÜ MEPhl uzmanlarına göre bu tozlar yerine süper ince metal filmlerden oluşan şeritli depolama birimleri daha iyi bir çözüm olabilir. Bu üretim teknolojisinin geliştirilmesi adına üniversitede, dünyada bir eşi daha olmayan çok işlevli elektrofiziksel bir aygıt geliştirildi.
UNAÜ MEPhl LaPlas Enstitüsü’nde görevli Prof. Aleksandr Pisarev, “Genel olarak katı halli depolama birimleri, özellikle de şeritli depolama birimleri yeni ve hızla gelişen bir alan teşkil ediyor. Aygıtımız, hidrojenin termal desorpsiyon özellikleri de dahil olmak üzere hidrojenin metal filmlerdeki davranışının kapsamlı bir şekilde incelenmesine, ayrıca farklı bileşimleri olan filmlerin araştırılmasına ve özelliklerinin, üretim sürecinin parametrelerine bağımlılığının analiz edilmesine imkan tanıyor. Benzerlerinin aksine bizim sistemimiz, sürecin tüm koşullarını tam olarak kontrol etme imkanı tanıyor ve bu da en uygun malzemeleri ve işleme modlarını seçmeye yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.
Günümüzde bilim insanları fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltacak önemli enerji kaynakları arıyorlar. Bu enerji kaynaklarının başında Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları gelse de hidrojen gibi elementler üzerinde yapılan çalışmalar da fosil yakıta olan bağlılığı azaltabilecek çalışmalar arasında gösteriliyor.