Çobanken Fizikçi Olup, Einstein'a Rakip Olan Türk Bilim İnsanı: Hüseyin Yılmaz

248
32
11
4
3
Kırsal kesimlerde okuma yazma öğrenmenin zor olduğu yıllarda, Hüseyin adında bir genç yaşardı. O genç çalıştı, fizikçi oldu. Günümüz sesli asistan sistemlerinin ilk örneğini geliştirdi. Albert Einstein ile birlikte çalıştı.

Takvimler 1936 yılını gösterdiğinde; Denizli’nin Acıpayam ilçesinde görevini yapan bir grup öğretmen, pikniğe gitmeye karar veriyor. Pikniklerini yaptıkları sırada etrafta keçilerini otlatan küçük bir çocuk görünce, onu da sofralarına davet edip çay ikram ederler.

Öğretmenlerden birisi, çocuğa: “Adın ne?” sorusunu yöneltince, “Hüseyin” cevabını alırlar. Öğretmenler yanlarında bulunan gazeteyi Hüseyin’e uzatırlar ancak Hüseyin, bu gazeteyi okumayı reddeder. Zira okuma yazması bile yoktur.

Yaşı sorulunca "12" diye cevap veren Hüseyin; “3 yaşımda iken annemi, 11 yaşımda iken babamı kaybettim.” diyerek sözlerine devam eder. Küçük çocukla bir süre sohbet eden öğretmenler, Hüseyin'de farklı bir ışık görmüşlerdir. Öğretmenler Hüseyin'i Denizli’de bulunan Acıpayam Gölcük Yatılı Bölge Ortaokulu'nda öğrenim görmesi için destekler.

İlerleyen süreçte katıldığı bir matematik yarışmasında Hüseyin’e kitap hediye edilir. Hüseyin ise boş durmayıp o kitabı bir gece içerisinde bitiriverir. Ertesi sabah ilk iş olarak Fen Bilgisi öğretmeninin yanına uğrar Hüseyin. Okuduğu kitapta “bir eksiklik” olduğunu söyler.

Öğretmeni ise şaşırmış durumdadır. Zira Hüseyin’in bahsettiği eksiklik, Einstein’ın İzafiyet Teorisi hakkındadır:

Hüseyin’in Fen Bilgisi öğretmeni, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde kendisinin hocalığını da yapmış olan fizik profesörü Nusret Kürkçüoğlu’na bir mektup yazar. Kürkçüoğlu ise bu durumdan etkilenir ve Hüseyin’in liseyi bitirdiği anda İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik Mühendisliği Bölümü’ne gelmesini talep eder.

Söylendiği gibi olur. Hüseyin liseyi de bitirir ve İTÜ Elektrik Mühendisliği’ne geçiş yapar. Burada çalışmalar gerçekleştiren Hüseyin’in soruları karşısında öğretmenleri zaman zaman cevap veremez olurlar. Aklındaki soruları Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) görev yapan Prof. Morse'a mektupla iletir. Morse'un yanıtı ise şöyledir:

"Hüseyin’in ulaştığı sonuca 5 yıl önce başka bir araştırma grubu ulaşmıştı, ancak Hüseyin’in bunu tek başına gerçekleştirmesi gerçekten muazzam. Hüseyin’in tüm masraflarını karşılayacağız, MIT’ye gelsin.” 

Bir zamanlar kırda koyun güden o çocuk, MIT'nin yolunu tutar:

1952 yılında İTÜ’den yüksek elektrik mühendisi olarak mezun olan Hüseyin, bir gazetenin düzenlediği kampanya ile toplanan parayla, ABD’ye giden bir gemiye bindirilir. MIT’ye gidip Prof. Morse’la buluşan Hüseyin’in İngilizcesi de pek iyi değildir, Prof. Morse ile anlaşamazlar. İlk buluşmalarında Hüseyin, Prof. Morse'un söylediklerini anlamayınca dili döndüğünce "Write on the blackboard" der. 

Morse'un o gün tahtaya yazdığı konu Hüseyin'in tez konusudur. MIT'de normal şartlarda 5 ila 9 yıl süren tez yazım sürecini Hüseyin sadece 3 ayda bitiriverir. Sonra Prof. Morse'un karşısına çıkar. Profesör, Hüseyinden sabretmesi gerektiğini, çoktan hak ettiği doktor ünvanını almak için 2 yıl beklemesi gerektiğini söyler. Hüseyin bekler, 2 yılın ardından MIT'den doktor ünvanını alır. 

Fizik profesörü, Hüseyin’e tezinin tamamlandığını ancak MIT’de hemen doktora unvanının verilmediğini ve 2 yıl kadar süre içerisinde başka dersleri bitirerek tekrar yanına gelmesini ister. Hüseyin de aynen bu şekilde yapar ve 2 yıl sonra, 1954 yılında, doktora unvanını alır.

Daha bitmedi. Artık teori ve pratiğe hakim olan Dr. Hüseyin Yılmaz, sesli asistanların atasını geliştirdi:

Dr. Hüseyin Yılmaz, ünvanını aldıkta 1956 yılına kadar Stevens Teknoloji Enstitüsü'nde yardımcı doçent olarak görev yaptı. Ardından 1957 yılından itibaren, Boston’da bulunan ve girişimcilere destek sunan Sylvania Electric Products’ta çalışmaya başladı. Dâhi doktor bu şirkette, bilgisayarlara sesle komut verme üzerine çalışmalar yürüttü. Onun yaptığı çalışmalar, bugünün sesli asistanlarının temelini attı. 

Günümüz teknolojisinde sıkça kullandığımız Siri, Alexa ve Cortana gibi sesli asistanların atasını icat eden ve cihazlarla sesli iletişim mantığını ortaya koyan kişi, Türk Fizikçi Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz’dan başkası değildir.

Dr. Hüseyin Yılmaz'ın yolu yine akademiye düştü, Princeton Üniversitesi'ne geçiş yaptı. 

Princeton'da o sıralar bir başka dâhi ile birlikte çalıştı: Prof. Dr. Albert Einstein 

Dr. Hüseyin, elbette Einstein ile aynı üniversitede olmakla yetinmedi. Onunla çalıştı. Zira gençken kendisinin hatalarını bulurdu. İddialara göre Dr. Hüseyin, Einstein'ın kütle çekim teorisini çürüten bir hatasını bulmuştu. Mektupla Einstein'a bunu bildirmek istedi, ancak Einstein mektup kendisine ulaşmadan vefat eder. 

Dr. Hüseyin Yılmaz'ın çalışmaları, Einstein'ın ölümünün ardından yayınlanır, bilimsel literatüre “Yılmaz kütle çekim teorisi” olarak girer. Princeton'da yaptığı çalışmalarla profesörlüğe kadar yükselir.  

Nereden, nereye...

Denizli’nin Acıpayam İlçesi’nde çoban olan bir kişinin; çabalayarak, başarı elde ederek Einstein’la yan yana çalışabileceğini ve onun hatalarını keşfedip düzeltebileceğini, üstüne üstlük günümüzün en büyük teknolojilerinden birisi olan sesli asistanın mucidi olabileceğini gösteren Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz...

Kendisi ne yazık ki 27 Ocak 2013'te aramızdan ayrıldı. Peşinden koşmayı bekleyen binlerce genç için bir umut ışığını miras bıraktı.

248
32
11
4
3
Emoji İle Tepki Ver
248
32
11
4
3
Yorumlar(14)
Yorumunuz minimum 30 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
Popüler Yorumlar
Tüm Yorumlar
5 yıl önce
Üşenenler için özet: güneşli bir günde koyunlari otlatırken ağacın gölgesine oturduğu sırada kafasına düşen elma yüzünden fizikçi olmuş
Yanıtla
-3
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
5 yıl önce
Sesli asistanların atasını gelistirdi de ne oldu bize faydasi mi oldu CEYD-A diye saçma salak bi asistanimiz var.
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
6 yıl önce
Bunu şimdi öğrendiğim için çok üzgünüm umarım güzel bir hayat yaşamiştir
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
6 yıl önce
ZEKA BU KADAR IŞILTILI OLSAYDI KARANLIK KÖŞE KALMAZDI KIM OLACAĞINIZ KIMLERLE KARSILASACAGINIZLA MI ILGILI YOKSA ONLARSIZDA MI GITTIGINIZ YOL AYNI
Yanıtla
-2
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
6 yıl önce
Her ikisi de aslında. Bir şeyler kişinin içinden geliyorsa yolu hep bellidir. Tabi bu durum karşılaştığı insanları belirler ve o insanlarda hayata yön verirler.
6 yıl önce
15 tane senaryo yazdım (birçoğu özgün senaryo), sosyal medya üzerinden yazmadığım ünlü kalmadı, daha okumadan ilgilenilmiyor bile, Warner Bros Facebook sayfasına peşinen yazmış; "senaryolarınızla ilgilenmiyoruz"

Artık böyle hikayelere pek inanmıyorum, tamam Hüseyin Yılmaz`ın büyük başarıları vardır ona lafım yok, ama bence Hüseyin Yılmaz`ın çoban olması pek inandırıcı değil.


Doğuma büyüme İstanbul`luyum, ücretsiz sanat dersleri veren yere kayıt oldum, 3 öğretmen tarafından fakir olduğumdan; "ders almak senin neyine?" dayatmasıyla kovuldum.

5 tane parasızlıktan patent başvurusu yapamadığım buluşum var.

42 yaşındayım, kendimi bildim bileli, ailem dahil bütün çevrem tarafından amelelik dayatması yapılıyor, çünkü annem de babamda fakir.

Fakir olduğumdan dolayı birde hukuk maceram var ki akıllara zarar!


Hüseyin Yılmaz`ın hikayesi bana film senaryosundan başka birşeyi ifade etmiyor, James Cameron`un kamyon şöförlüğü yaptığına da inanmıyorum Sylvester Stallone`un sokaklarda yattığına da inanmıyorum.
Yanıtla
-4
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
diğer yanıtları göster
6 yıl önce
SAYIN yildiznur:

"yamamen" DEĞİL doğru yazılışı; tamamen ve "diper" DEĞİL doğru yazılışı: diğer

Bunu öğreniz mi? Şimdi de: Başkalarını başarısız diye yaftalamadan önce kimlere başarısız ve neler hakkında başarısız denilirmiş onu bir öğrenin lütfen.

Bir haksızlığın anlatımını; "belki böyledir belki şöyledir" diye tahminle geçiştirilemeyeceğini ise sonraki dersimizde işleyeceğiz.




SAYIN misleading siz şans faktörü diyorsunuz ama ortaya çıkardığınız eserle hiçbir şekilde ilgilenilmiyor, buda hiçbir şans verilmedi tanımına uyuyor.



Sevgili Ziyaretçi: Yazınız için çok teşekkür ederim :)
-2
6 yıl önce
42 sinden sonra bir oğlun olursa adını inanç koy bari hocam inandığın bir şey olsun
6 yıl önce
Yaşadığınız dönemler ilgilendiğiniz alanlar yamamen farklı. Üstelik sizin bir şeyler de başarısız olmanız diper insanlar için geçerli değil. Belki içinde bulunduğunuz çevre için çok geçerli değildir istekleriniz.
6 yıl önce
Burda ek olarak şans faktörü var. Bu saydığın insanlar gibi ne insanlar vardır hala çoban olan hala tır şoförü olan ama şans yüzlerine gülmemiştir sen ya şansın yüzüne gülmesini beklersin ya da şansı kendin yaratırsın ilki daha basitken ikincisi sıkıntılı zor bir süreçtir sabır düzen gerektirir buna isyan etmen doğru değil
6 yıl önce
Çok etkilendim o zamanda bile böyle insanlara sahip çıkılmamış hangi ülkelere destek vermiş ya kendi ülkemiz sahip çıkması gerekirdi yetiştirildikten Sonra.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
ynsemr61
6 yıl önce
Harika bir olay.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
omerweb
6 yıl önce
Buyurun işte ABD bizi kıskanıyor..
Yanıtla
-7
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
6 yıl önce
daha fazlası gelsin teşekkürler
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
6 yıl önce
Zamanında boşuna demedi "öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktı".
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
DAHA FAZLA YORUM GÖSTER