İş dünyası rekabetin had safhada olduğu bir savaş meydanından farksız. Bu sebeple, başarılarıyla adını duyuran ve büyük kazançlar elde eden şirketler olduğu gibi bu savaşta yenilen şirketler de var.
Türk iş dünyası da farksız değil. Bir zamanlar adından sıkça söz ettiren birçok büyük Türk markası, çeşitli sebeplerle mücadelesini sürdüremeyerek faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı.
Bu içeriğin birinci bölümünü aşağıda bulabilirsiniz. İkinci bölüm için geldiyseniz aramızdan ayrılan şirketlerimize bakmaya başlayalım.
Tüm rakiplerini bir bir eleyen Bimeks ile başlayalım. O da ticaret savaşının yenilenlerinden!
1989 yılında küçük bir dükkânda ticaret hayatına başlayan Bimeks, hızla Türkiye'nin önde gelen teknoloji perakendecilerinden biri olmayı başarmıştı.
Hatta neredeyse tüm rakiplerini satın alarak bünyesine katıyor ve onları birer birer eliyordu.
Ancak, 2016 yılında yaşanan ekonomik ve politik belirsizlikler şirketin finansal sıkıntılarının artmasına yol açtı ve sonuç olarak şirket borçlarını ödeyemez hâle geldi.
Borç yapılandırma ve şirkete ortak bulma çabaları da başarısız olunca, Bimeks mağazalarını teker teker kapatmaya başladı.
2021 yılında ise iflas kararı verildi ve böylece Bimeks'in 32 yıllık ticari yolculuğu sona erdi.
Dolandırıcılık iddialarıyla aramızdan ayrılan İstanbul Bilişim ile devam edelim.
İstanbul Bilişim ise 2020 yılında binlerce müşterisinin ürünlerini teslim etmeyerek büyük bir dolandırıcılığa imza atarak büyük bir sansasyon yaratmıştı.
Ürünlerini teslim alamayan müşterilerin artan şikayetleri sonrasında şirket konkordato ilan etti ancak bu talep mahkeme tarafından reddedildi ve iflas kararı verildi.
Şirket ile ilgili incelemeler sonrasında şirketin, paravan şirketler aracılığıyla vergi kaçırdığı ve nitelikli dolandırıcılık yaptığı da ortaya çıktı.
İstanbul Bilişim'in sahibi Nurettin Yavuz hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlaması ile dava açıldı ve Yavuz’un şirketin mali durumunu kötüye kullanarak milyonlarca liralık yasa dışı transferler yaptığı belirlendi.
Galatasaray’ın efsane başkanı Özhan Canaydın tarafından kurulan Biesseci de çalkantılı bir şekilde iflas etmişti.
Özhan Canaydın tarafından kurulan Biesseci, dünya markaları için üretim yapan başarılı bir tekstil fabrikasıydı.
Ancak Canaydın'ın 2010 yılındaki vefatının ardından oğlunun şirketin başına geçtiği dönemde, döviz kurları ve artan maliyetler nedeniyle şirket finansal sorunlar yaşamaya başladı.
2014'te iflas eden şirket, çalışanlarını ve de alacaklılarını mağdur etti.
Öyle ki iflas sürecinin hileli olduğu iddiaları bile medyada yer buldu.
Yerli ve millî operatör olarak kurulan Aycell de sektörünün tutunamayanlarından oldu.
2001 yılında kurulan Aycell, pazara geç girmesi ve yetersiz altyapısı gibi sorunlar nedeniyle rakipleriyle rekabet etmekte zorlanıyordu.
Buna ek olarak sahte abonelikler, gönderilemeyen faturalar ve mali zararlar gibi durumlar Aycell’i içinden çıkılmaz bir bataklığın içine sürükledi.
Ayrıca roaming anlaşmalarının olmaması da kullanıcılar için büyük bir sorundu ve Aycell’in tercih edilmemesindeki en önemli etkenlerden biri oldu.
Tüm bunların sonunda, 2004 yılında Aycell, Aria ile birleşerek Avea markası altında varlığını sürdürdü ardındansa 2006'da Türk Telekom'a katıldı.
Dondurmalarıyla tanıdığımız Panda da sessizce aramızdan ayrılanlardan.
1984 yılında kurulan ve Türkiye'nin en sevilen dondurma markalarından biri olmayı başaran Panda, Algida gibi bir dünya devi ile rekabet ediyordu.
Her ne kadar bu rekabeti belli bir noktaya kadar başarıyla sürdürse de çeşitli talihsizlikler ve rekabet baskısı nedeniyle piyasadan silindi.
Hem marka tescili konusunda yaşanan hukuki sorunlar hem de Algida'nın agresif pazarlama stratejileri Panda'nın pazar payını kaybetmesine yol açtı ve Panda aramızdan sessizce ayrıldı.
“Hepsi bu kadar mı?” diye sorabilirsiniz. İflas bayrağını çeken diğer şirketlere de bakalım;
- Gold Elektronik
- Tatil.com
- Arrow
- Tatilya
- Türk Petrol
- İxir
- Raks
- Simtel
- Ucz Market
- Diasa
- Kipa
- Makro Market
- Real Market
- Karakaş Atlantis Kuyumculuk
- Ataç İnşaat
Özetle, zamanında büyük işler yapan birçok markamızın bir şekilde faaliyetlerine son vererek aramızdan ayrıldığını görüyoruz.
Her ne kadar büyük şirketlerimizin veya markalarımızın aramızdan ayrıldığını görmek üzücü olsa da bu rekabetin bir kazananı olduğu gibi bir kaybedeni de olması ticaretin doğasında var. Neticede ticaret sıfır toplamlı bir oyundur...
Türk şirketleriyle ilgili diğer içeriklerimiz:
