Evet, yanlış okumadınız. Yediden yetmişe tüm kadınlar, o dönem çılgınlar gibi bacaklarını boyuyorlardı.
Tabii sebebi yalnızca ‘güzel görünmek’ değildi. Çorap varken neden makyaja ihtiyaç duydular? Hem de bacaklarına!
Kadınlar için şıklık, her zaman önemliydi.
1940’lı yıllarda da kadınlar, bakımlarından ödün vermiyordu. Savaş yılları olmasına rağmen makyajından giyimine kadar özen gösteren kadınlar, savaştan dolayı bacaklarına giyecek naylon çorap bulmakta zorluk yaşıyordu.
Kulağa garip geldiğinin farkındayız ama gerçekten de ‘naylon çorap kıtlığı’ yaşanıyordu. Sebebi ise tüm naylonların o dönemde halat, paraşüt ve örgü üretiminde kullanılmasıydı.
Peki şıklığından ödün vermek istemeyen kadınlar ne yaptı? Tabii ki bacak makyajı!
Pürüzsüz bir bacak görüntüsü elde etmek isteyen kadınlar, bacaklarına giyecek çorap bulamayınca çareyi makyaj yapmakta bulmuşlar. Üstelik bacaklarına sürdükleri şeye de “likit çorap” adını vererek piyasaya yön vermişler.
Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi’nde ve İngiltere Amberley Müzesi’nde “Leg Silque Liquid Stockings” adında bu boyaları görmek mümkün.
Gerçekçi bir görüntü oluşması için eyeliner ile çizgi bile çekiyorlardı.
Çorap giyilmiş görüntüsü vermek için bunca zahmete giren kadınlar, bir de gerçekten bir çorap efekti vermek için siyah bir eyeliner ile çizgi çekmeyi de ihmal etmemişler. Üstelik işler daha ne kadar çığırından çıkabilir derken bu çizgiyi kusursuz çekebilmek için bir alet dahi üretilmiş!
Dünya üzerinde yaşanan malzeme eksikliği ve kıtlıktan da alternatif çözüm üreten kadınlar, her zaman her şey için bir yolunu bulmuşlar!
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
