Günümüzde kurak alanlar, küresel kara alanının yüzde 40'ından fazlasını kaplaıyor ve iki milyardan fazla insana ev sahipliği yapıyor ancak toprağı otlatma ve tarım için uygun olmayan mobil kum tepeleri ile toz fırtınaları gibi tehlikelere neden olan çölleşme riskinin de bu alanlarda oldukça fazla olduğu biliniyor.
Aberystwyth Üniversitesi ve Avustralya Ulusal Üniversitesi'ndeki iş birlikçilerle hazırlanan 'Kuru Alanlarda Yüzey İstikrarı Toprak Bakterilerinin Dağılımının Stratejisinden Etkileniyor' başlıklı çalışma, Loughborough Üniversitesi liderliğindeki daha geniş bir Ulusal Çevre Araştırma Konseyi (NERC) tarafından finanse edilen projenin bir parçası olarak karşımıza çıkmış durumda.
Detaylı bir araştırma yapıldı
Proje üzerinde çalışan araştırmacılar, Avustralya'daki kuru kum tepeleri üzerindeki kumlu topraktan aşınan tozu analiz etmek için bir rüzgar tüneli kullandıklarını açıkladı. Tozdaki mikropları kaynak topraktaki mikroplarla karşılaştırarak hangi mikropların toprağın birbirine yapışmasına en çok katkıda bulunduğunu belirleyen uzmanlar, birçok sonuca ulaşmayı başardı.
Derby Üniversitesi'nde Doçent olan Dr. David Elliott konuyu şöyle açıkladı: "Dünyanın kurak arazilerindeki topraklar, daha yağışlı bölgelerde olduğu gibi toprak yüzeyini tamamen havaya maruz kılmaz ve bu da toprağı üzgar ve suyla erozyona karşı savunmasız bırakarak, toprak kalitesinin düşmesine neden olabilir."
Bitkiler tarafından kaplanmayan kurak topraklarda genellikle toprağı birbirine bağlayan ince bir mikrop örtüsü bulunduğunu ve bu mikroplara toplu olarak 'biyokruslar' dendiğini de sözlerine ekleyen Elliott, kuru alan topraklarının stabilizasyonu için oldukça önemli olan bu durumun, daha az toz fırtınası, daha yüksek toprak verimliliği, yağmur suyunu daha güçlü tutma kabiliyeti ve bitkilerin var olabilmesi için daha iyi fırsatlar taşıdığını da aktardı.
Araştırmacılar şimdi de mikropların peyzajla nasıl dağıldığı ve etkileşime girdiğine dair daha fazla test yapmayı ve peyzajın yönetilmesinde yararlı tavsiyeler ve olası müdahaleler sağlamak için değerlendirmeler yapmayı umuyorlar. Sonuçların ne olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
