İklim değişikliğiyle ilgili yapılan çalışmalarda bilim insanlarının ortaya çıkardığı modeller, birçok yönden farklılık göstermekle beraber Akdeniz Bölgesi’nde önümüzdeki on yıllarda önemli ölçüde bir kuraklık yaşanacağını gösteriyor. Modeller, yağmurların artması beklenen kış mevsiminde dahi yağışların yüzde 40 oranında düşeceğini gösteriyor.
MIT’den araştırmacılar, iklim değişikliği nedeniyle daha az yağış alacağı öngörülen Türkiye’nin de dahil olduğu Akdeniz Bölgesi’ndeki iklim değişikliğinin anormal etkileri ortaya çıkaran temel mekanizmayı ortaya çıkardılar.
Dünyanın dört bir tarafından bilim insanlarının oluşturduğu farklı küresel sirkülasyon modelleri, hemen hemen Dünya’nın dört bir tarafında sıcaklıkların artacağını ve çoğu yerlerde yağışların azalacağını gösteriyor. Akdeniz Bölgesi’nde iklim değişikliği üzerine çalışma yapan MIT’den Alexandre Tuel ve Elfatih Eltahir, en büyük düşüşün ise Akdeniz Bölgesi’nde görüleceğini söylüyorlar.
İklim değişikliği modellerinde Akdeniz’deki yağış düşüş miktarları, yüzde 10 ile yüzde 60 arasında değişim gösteriyor olsa da bütün modeller kesin olarak bölgedeki yağış miktarının düşeceğini gösteriyor. Bölgedeki yağış miktarı düşüşleri, bütün modeller tarafından öngörülürken, hiçbir model düşüşün nedenini açıklayamamıştı.
Akdeniz bölgesinde deniz ile kara arasındaki sıcaklık farkı azalacak
MIT’den Tuel ve Eltahir, Akdeniz Bölgesi’ndeki yağış düşüşlerinin küresel ısınmanın iki farklı etkisinin birleşmesi sonucu olduğunu buldu. Araştırmacılar, üst atmosfer sirkülasyon dinamiklerinde yaşanacak bir değişikliğe ek olarak kara ve deniz arasındaki sıcaklık farkının azalmasının, yağışların da azalmasına neden olacağını ortaya çıkardılar.
Bilim insanları, her iki faktörün de tek başına yağışların anormal seviyede düşmesini sağlamayacağını, ancak iki faktörün bir araya gelmesi sonucu yağış seviyelerinde yüksek miktarlarda azalma görüleceğini açıkladılar.
Araştırmacılar; Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’daki güçlü ve istikrarlı yüksek irtifa rüzgarlarında meydana gelen bir fenomenin, yağış miktarlarında meydana gelecek düşüşle ilgili ilk etki olduğunu belirttiler. Tuel, orta enlemlerdeki rüzgarların iklim değişikliği sonucunda gücünü artıracağını açıkladı.
Dünya’nın farklı yerlerinde dağlar, gücü artmış rüzgarların etkisini azaltacak olsa da farklı yüksek ve düşük basınç bölgelerinin oluşmasına neden olacak. Tuel, Akdeniz'deki dağların konumlarının yüksek basınç oluşacak bir alana sebep olduğunu söyledi. Yüksek basınç, bölgede daha az yağış oluşmasına neden olabilir.
Yüksek basınç, yağış miktarlarında düşüş ortaya çıkaracak olmasına rağmen Akdeniz’de yaşanacak kuraklığa tek başına sebep olmayacak. Bu da araştırmacıların ikinci faktörü keşfetmesine neden oldu. Buna göre Akdeniz bölgesinde deniz ile kara arasındaki sıcaklık farkı ciddi şekilde azalacak.
Bilim insanları, kara ve deniz arasında sıcaklık farkının, rüzgarların hareketiyle ilgili olduğunu, iklim değişikliği nedeniyle kara ve deniz arasında sıcaklık farkının azalacağını ifade ettiler. Kara ve deniz arasında sıcaklık farkının azalmasının temel sebebi ise iklim değişikliği nedeniyle karaların denizlerden çok daha hızlı ısınması.
İklim değişikliğinin Akdeniz Bölgesi’nde meydana getireceği değişikliklerle ilgili açıklama yapan Alexandre Tuel, bölgenin Dünya’nın diğer yerlerinden farklı olarak kıtalarla çevrili büyük bir denize sahip olduğunu söyledi. Tuel, “İklim değişikliği modelleri, önümüzdeki yüzyılda çevredeki kara kütlelerinin 3 ile 4°C derece ısınacağını gösterirken, denizin yaklaşık 2°C ısınacağını gösteriyor. Temel olarak su ve toprak arasındaki fark zaman içinde azalıyor” dedi.
Araştırmacılar, yerel coğrafik özellikler nedeniyle kuraklık trendinin en çok Kuzeybatı Afrika ile Türkiye’nin de dahil olduğu diğer Akdeniz ülkelerini etkileyeceğini açıkladılar. Çalışmaya katılan araştırmacılardan Elfatih Eltahir, “Bunlar zaten yağışlardaki düşüşleri tespit ettiğimiz bölgeler” dedi.
Elfatih Eltahir, “Gözlenen yağış kayıtlarından doğu bölgelerindeki yağışlarda önemli bir düşüş yaşandığını belgeliyoruz” dedi. Eltahir, yağışlarının düşüşünün arkasındaki fiziksel süreçlerin anlaşılmasının Akdeniz Bölgesi’ndeki planlamacılar tarafından durumun ciddiye alınmasına yardımcı olacağını açıkladı.