Sabahları çocuklarımıza içirdiğimiz, peyniriyle kahvaltımızın, yoğurduyla ağır yemeklerimizin eşlikçisi olan süt, insanlığın temel besin ihtiyaçları arasında yer alıyor. Yıllarca sütün ve sütten üretilen ürünlerin faydalarını okuduk.
Elbette bu kadar çok tükettiğimiz bir ürün hakkında pek çok olumlu/olumsuz iddia da ortaya çıktı. Normalde çok daha yüksek bir yağ oranına sahip sütlerin yağı çekilerek başka yerlerde kullanılırken bizlere de düşük yağlı sütler satıldı. Süt ve süt ürünleri ile ilgili çok tartışılacak konu var, ancak biz bugün tek bir konu üzerine yoğunlaşacağız: İçinde antibiyotik bulunan süt ve süt ürünleri.
Biz insanlar hastalandığımızda doktora gideriz. Doktorlar da hastalığımıza göre bize ilaç yazarlar. Özellikle vücudumuzda iltihap olduğunda en iyi tercih olarak antibiyotik almamız gerekir. İşte tıpkı bizim gibi inekler de hastalanabilir ve veterinerler hastalıklarının durumuna göre onlara da antibiyotik verebilir.
Eğer süt veren bir inek antibiyotik tedavisi alıyorsa o süreçte ve yasal bir süre boyunca daha hayvanın sütünü insan tüketimine sunmamalıdır. Bu noktada pek çok çiftçi, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde bu antibiyotikli sütleri insan tüketimine sunar. Bu durumlarda sütü tüketen bizler için ciddi sorunlar açığa çıkar.
Her gün süt diye ilaç mı tüketiyoruz?
Süt veren bir inek hastalanıp vücudunda iltihap çıkmaya başladığında genelde veterinerler bu canlıya antibiyotik verirler. Bu son derece normal bir durumdur. Vücuda giren antibiyotiğin bir kısmı süte aktarılır. Bu süt için önlem alınmazsa bizlere kadar ulaşmış olur.
Aslında sütü çiftçiden alıp yoğun işlemlerden geçiren pastörize süt üreticilerinde antibiyotikli süt için bazı testler yapıldığı biliniyor, ancak sektörün içinde çalışmış insanların iddialarına baktığımızda antibiyotikli sütlerin atılmadığı, daha çok süt ürünleri yapımlarında değerlendirildikleri konuşuluyor.
Bu konunun tam olarak bilincinde olmayan ya da olsa da insan sağlığını çok önemsemeyen çiftçiler, ineklerin antibiyotik aldığını bildikleri halde biraz daha fazla para kazanabilmek için bu sütleri süt toplayıcılarına vermeye devam ediyor.
Özellikle günümüzde süt toplayıcılarının antibiyotikli süt için özel test kitleri uyguladıkları biliniyor. Çünkü bu sütler insan sağlığıyla birlikte üreticilere de büyük zararlar veriyor. Uzmanlara göre antibiyotikli sütler, insanların tüketmesi yerine ineklerin yavruları olan buzağılara verilebilir.
Eğer hâlâ süt kaldıysa bu zararlı sütün imha edilmesi gerekir. Günümüzde alınan önlemlerle en azından pastörize sütlerde antibiyotik barındırma ihtimalinin bir hayli azaldığı biliniyor.
Asıl sorun, sokakta açık süt satanlarda ortaya çıkıyor.
Örneğin X marka bir süt üreticisi, devlet tarafından çeşitli kontrollerle denetleniyor. Bu sebeple ülkemizde kullanımı yasak olan antibiyotikli sütü ya hiç kullanmıyorlar ya da kullansalar da seyreltip çeşitli işlemlerden geçirerek kullanıyorlar. (Elbette bu sütler arasında da sağlığa zararlı olanları olabilir.)
Asıl sorun ise bir kontrolden geçmeyen, ineğin memesinden sağıp genelde içerisinde biraz da su ekleyen süt satıcılarında ortaya çıkıyor.
Arabasıyla sokak sokak süt dağıtan insanlardan süt aldığınızda eğer sütü veren inek antibiyotik aldıysa muhtemelen siz de antibiyotikli süt içmiş oluyorsunuz. Bazen çiftçiler süt toplayıcıları antibiyotikli diye sütlerini almadıkları için sütü kendileri satmayı deneyebiliyor. Bu da açık sütlerin çok daha tehlikeli olduğunu kanıtlamış oluyor.
Antibiyotikli sütün sağlığa olan zararları neler?
Sütte antibiyotik kalıntısı insan sağlığına ciddi zararlar verebilir. En büyük zararlar ise antibiyotiğe karşı duyarlı olan insanlarda oluşuyor. Penisiline alerjisi olan bir insan, düşük doz bile olsa sütten dolayı rahatsızlanabiliyor. Bu durumu toplumun geneline yaydığımızda ise konunun ciddiyeti de artıyor.
Süt ve süt ürünleriyle birlikte antibiyotik alındığında, bu oran çok az olsa da zamanla vücutta antibiyotik birikiyor ve vücut bu antibiyotiğe karşı direnç kazanıyor. Bu da gerçekten antibiyotiğe ihtiyacınız olduğu bir anda, aldığınız ilacın tam olarak görevini yerine getirmemesine neden oluyor.
Sütte antibiyotiğin ekonomiye etkisi
Süt endüstrisinin en çok zorlandığı alanlardan biri olarak kabul edilen sütteki antibiyotik kalıntısı; peynir, yoğurt gibi süt ürünlerinin yapımında endüstriye büyük kayıplar verdiriyor. İçerisinde antibiyotik bulunan sütler; asit oluşturma, proteoliz ve lipoliz gibi etkilere sebep oluyor.
Lezzete de etki edebilen bu durum; yoğurt, peynir gibi fermente ürünlerin fermantasyon sürecini geciktirdiği gibi bazı durumlarda da inhibe ediyor.
Sonuçta ne yapmalıyız? Süt mü içmeyelim?
Elbette sütte antibiyotik bulundu diye süt içmeyi bırakmamalıyız. Yapmamız gereken şey bilinçli tüketici olmak. Pastörize sütler, hem büyük ölçeklerde üretildiği hem de öncesinde sayısız testten geçirildiği için tercih edilebilir. Eğer açık süt almak istiyorsanız da kesinlikle güvendiğiniz, sağlığınıza değer vereceğini bildiğiniz üreticilerden almalısınız.
Bugün sizlere sütte antibiyotik kalıntısı ve sonuçlarını açıkladık. Peki sizlerin bu konuda düşünceleri nelerdir? Yorumlar kısmında buluşalım.