Yapılan araştırmalara göre 11. yüzyılda Güney Amerika'nın batı kıyılarında kurulmuş olan İnka uygarlığı, kafatası cerrahisi konusunda oldukça başarılı bir noktadaymış. Dönemin şartlarını düşündüğümüzde kafatası ve beyin için tıbbi müdahaleler adeta bir gizem olmalıydı. Ancak İnka medeniyeti bu alanda o kadar gelişmişti ki %80'e varan oranlarda hastaların hayatı kurtarılabiliyordu.
Dönemin şartlarına baktığımızda bu oranlar adeta bir mucize. 17. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nde çıkan iç savaş döneminde, kafatası cerrahisinde başarı oranı %50 civarında kalmakta. Florida'da Miami Üniversitesi'nde bir nörolog olan David Kushner'e göre Trepanasyon yöntemi kullanılmaktaydı.
Kafatasında herhangi bir bölgede, baş derisi kaldırıldıktan sonra bir parçanın beyin ile beyini saran beyin zarına zarar vermeden çıkarılıp alınmasını sağlayan bir ameliyat tekniği olan Trepanasyon'un, İnkalılar tarafından da kullanıldığı düşünülüyor. Trepanasyon yöntemi, dünyanın farklı bölgelerinde bulunan kafataslarında görülmüş olsa da bu yöntem için en uygun coğrafyaya İnkalılar sahipti.
Kushner ve Tulane Üniversitesi'nde biyomarkeolog olarak görev yapan John Verano'nun kafatasları üzerinde yaptıkları çalışmalar sonucu bu bilgilere ulaşıldı. Günümüzde Peru olarak adlandırdığımız topraklarda yaşayan İnka Medeniyeti'nin başarısının ardında, bulundukları coğrafyanın kuru iklimi ve mükemmel koruma koşulları bulunmakta.