İnsanlık olarak binlerce yıldır tıbbi çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak tıp gelişirken neyin doğru neyin yanlış bir uygulama olduğunu anlamak mümkün olmuyor. Çok da uzak olmayan bir zamanda baş ağrısına çözüm olarak insanların kafasına çivi çakıldığını örnek olarak gösterebiliriz. Neyse ki söz konusu uygulamanın bir işe yaramadığı anlaşıldı.
BBC'de yayınlanan Victoria Derbyshire programı, çeşitli biyo-hacking uygulamaları gerçekleştiren biyo-hacker’ların hikayelerini kendi ağızlarından dinledi. Liviu Babitz, Rich Lee ve Luke Robert Mason, BBC’nin biyo-hacking araştırmasında kendilerine sorulan soruları yanıtladı ve hikayelerini anlattı.
38 yaşındaki Liviu Babitz, CEO’su olduğu Cyborgnest şirketi ile biyo-hacking çalışmaları gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar neticesinde insan bedenine sahip olduğu 5 duyunun dışında yeni duyular kazandırmayı amaçlayan Babitz, Kuzey Duyusu adını verdiği cihazla kendine kuşlardakine benzer bir navigasyon sistemi kazandırıyor.
Göğsünde pusula çipi ve Bluetooth bağlantı özellikli bir çip bulunan Babitz, kuzeye döndüğünde göğsünde ince bir titreşim oluyor. Bu sayede yönünü daima bulabiliyor. Babitz’in biyo-hacking çalışmaları ile ilgili şu şekilde konuştu:
‘’Sokakta elinizdeki telefona bakarak yürüyorsunuz. Bir yere gitmek istiyorsunuz ama oraya ulaşana kadar tüm yol boyunca elinizdeki ekrana baktığınız için etrafınızda olan biteni fark etmiyorsunuz bile.
Telefona ihtiyacınız olmadığını, dünyayı bir kuş gibi dolaşabileceğinizi hayal edin. Her zaman tam olarak nerede olduğunuzu biliyor olacaksınız. Görme engelliler yönlerini rahatça bulabiliyor.’’
40 yaşındaki marangoz Rich Lee ise işi bir adım ileriye götürmüş durumda. Lee’nin parmaklarındaki derinin altında mıknatıslar ve NFC çipleri bulunuyor. Ayrıca alnında da vücut ısısını daima takip edebilmesi için bir vücut ısısı ölçer bulunuyor. Kulaklarında bulunan kulaklık implantlarından ise hiç bahsetmiyoruz.
Lee, biyo-hacking çalışmaları hakkında, ‘’Genetik mühendisliği konusunda tüm bu bilgi birikimine sahibiz. Aynı bir dövme yaptırır gibi, genlerimizi değiştirebilme veya genetiğimizin değiştirilmesine izin verilmesi düşüncesini destekliyorum. İnsanların doğuştan gelen özelliklerini değiştirebildikleri, biyolojik açıdan akışkan bir toplumda yaşamak istiyorum.’’ dedi.
Gelecekle ilgili çalışmalar ve etkinlikler düzenleyen Virtual Futures oluşumunun Direktörü Luke Robert Mason ise tartışmalara konu olan biyo-hackinge büyük bir ilgi olduğunu, ancak biyo-hacking uygulamalarının henüz geniş bir kitleye uygulanabilecek seviyede ilerlemediğini belirtiyor.
‘’Tüm bu gördüklerimiz, bir grup cesur öncünün attığı ilk adımlar. Bugünkü gerçeklik, kamuoyuna anlatıldığından çok daha deneysel (acı verici). İnsanların kendileri üzerinde yaptığı deneylerden çok fazla ders alınabilir. Hatta, giyilebilir ve sağlık teknolojilerinde ilerleme kaydedilmesinde biyo-hackerların katkısı olduğunu söyleyenlerin sayısı giderek artıyor.’’
