Bugünlerde herhangi bir konuda merakımızı gidermek için gazetelere, dergilere ya da kitaplara başvurmak yerine arama motorlarına danışıyoruz. Ancak arama motorlarının da yetenekleri kısıtlıdır ve pek çok konuda soruları yanıtsız bırakmaya devam ederler. Peki ya arama motorları her soruyu yanıtlayabilselerdi?
Konuyla ilgili olarak yapılan bir çalışmada katılımcılara ‘Google’ın hangi soruyu cevaplayabilmesini isterdiniz?’ şeklinde açık uçlu bir soru yöneltildi. Katılımcıların yanıtları dört farklı kategoriye ayrıldı. Yanıtların geneline baktığımızda ise dünyayı geliştirirken kendimizi geliştirmekten nasıl uzak kaldığımızı açık bir şekilde görebiliyoruz.
Komplo teorileri konusunda ‘John F. Kennedy’i kim vurdu?’, ‘Donald Trump seçime hile karıştırdı mı?’ soruları en çok karşılaşılan sorular oldu. Dünyevi başarı arzuları konusunda ise ‘Zengin olacak mıyım?', ‘Yarınki lotonun kazanan numaraları neler?’ soruları, merakımızın hangi yönde olduğunu açık bir şekilde gösteriyor.
Endişeler konusunda en çok cevaplanması istenen sorular ‘İnsanların hoşuna gidiyor muyum?’ ve ‘Yatakta iyi miyim?’ soruları olurken, nihai sorular konusunda ‘Hayatın anlamı ne?' ve ‘Tanrı var mı?’ soruları listenin en tepesinde yer aldı. Soruların ortak noktasını fark ettiniz mi? Hiçbiri yeni değil.
Dünya her geçen gün değişiyor. Teknolojinin gelişme hızı, bir yıl sonra tanıtılacak ürünlerin dahi tahmin edilebilmesini zorlaştırıyor. Bununla birlikte insanoğlu, farklı bir gezegende koloni kurmak için yoğun bir çaba sarf etmeye başlamış durumda. Tüm bunlar, gelişmiş bir medeniyetmişiz gibi gösterse de temelde aynı insani değerli taşımaya devam ediyoruz.
Dünyayı hızla değiştiriyor olsak da insanların meşgaleleri aynı kalmaya devam ediyor. Bir başka deyişle gelişen teknoloji merakımızı değil, ruhsal ve duygusal isteklerimizi tatmin etme şeklimizi değiştiriyor. Eskiden kahinlere, din adamlarına sorduğumuz soruları, şimdi yapay zekaya, arama motorlarına soruyor. Ancak soruları değiştirmek gibi bir durum söz konusu değil.
