Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) yeni bir blog yazısında açıkladığı gibi, mesele sadece mürettebatlı kapsülü Mars’a itmek için roket ve uzay aracı teknolojisine sahip olmak değil. Bugün Mars’a göndereceğimiz insanlardan hiçbiri Dünya'ya geri dönecek kadar hayatta kalamayacak. Bunun sebebiyse yüksek radyasyon.
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda çalışan astronotlar, Dünya’daki meslektaşlarına göre çok miktarda kozmik radyasyon alırlar. Eğer bir astronota Mars’a gidiş dönüş görevi verseydi bu büyük olasılıkla bir ölüm görevi olurdu.
Avrupa Uzay Ajansı’ndan fizikçi Marco Durante “Şu ana kadar olduğu gibi, radyasyon sebebiyle Mars’a gidemiyoruz. Kabul edilebilir doz limitlerini karşılamak şu an için imkânsız gibi görünüyor. Asıl sorun, radyasyonun ne gibi risklerinin olduğunu tam olarak bilememek. Uzay radyasyonunu çok iyi anlayamıyoruz ve uzun süreli etkileri henüz bilinmiyor” dedi.
Peki, uzay radyasyonu çok kötüyse kozmosu nasıl gezebiliriz? Bilim insanları, mürettebatlı bir uzay aracını, uzun mesafeli görevlere giden astronotlara zarar vereceğini düşündükleri radyasyon seviyelerinden koruyacak özel bir koruma da dâhil olmak üzere radyasyonun olası çözümleri üzerinde çalışıyor.
Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki deneyler, insan vücudunun kozmik radyasyona nasıl tepki verdiğine de ışık tutuyor. NASA’nın İkizler Çalışması, uzay yolculuğunun biyolojik etkilerini bir çift özdeş ikiz arasında karşılaştırarak uzayda olan kardeşin DNA’sındaki değişiklikleri ortaya çıkardı ve uzayda uzun süre radyasyona maruz kalındığında insan vücudunda meydana gelebilecek dramatik değişimleri gösterdi.
Bilim insanları, 2030’lardan sonra kozmik radyasyonun yarattığı tehditleri daha iyi anlayacağımızı ve uzay yolculuklarını daha güvenli hâle getirmek için olası çözümlerin üretileceğinden bahsediyor.