Sinirbilim araştırmaları beynin gereksinim duyduğu en temel insan ihtiyaçlarının son on bin yılda çok fazla değişmediğini ortaya koyuyor. Bu araştırmaların temel olarak ortaya çıkardığı şey ise, beynin en eski kısmı olarak adlandırabileceğimiz kısmın sosyal bağlantılara öncelik verdiği. Buna göre, beyin sürekli karşıdakilere yönelik ‘’İçeride miyim, dışarıda mı?’’ sorusunu soruyor ve bu soruyu sormayı geçen yıllara rağmen asla bırakmıyor.
Bunun da bizi sosyal medyayı özünde nasıl kullandığımızla ilgili bir ikileme götürmesi kaçınılmaz: Sosyal profilimizi oluşturmak için beğeniler, yorumlar ve paylaşımlar şart mı yoksa tüm bunlardan bağımsız olarak sadece ortak konular üzerinden insanlarla bağlantı kurduğumuz ve ait olduğumuzu hissettiğimiz bir sosyal topluluk oluşturmak yeterli mi?
Yapılan araştırmalar sonucun ortaya çıkmasında yardımcı olacak
Araştırmalar bize sosyal medyadaki beğenilerin sadece kısa vadede destek sağladığını ortaya koyuyor. Başka bir deyişle, beğenilerin ilk başta iyi hissettirdiği doğru ancak çok geçmeden başka bir desteğe ihtiyaç duyduğumuz da bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. Yani beğeniler aslında ruhumuzu beslemiyor.
Tüm bu gelişmelerden sonra asıl merak uyandıran konu, kullanıcılar hızlı şekilde iyi hissetmelerini sağlayan diğer platformlara yönelecek mi? Beğeni saymayı bırakmak daha güçlü bir sosyal topluluk oluşturmaya yardımcı olur mu? İnsan beyninin neye ihtiyaç duyduğuna göre şekillenecek olan bu soruların cevabını ise geniş vadede olanları takip edip göreceğiz.