Ülkemizdeki fiyat artışlarına ne yazık ki alışmış durumdayız. Sürekli yükselen bir fiyat artışı dalgasına kapıldık gidiyoruz... Haydi diyelim ki paramızı enflasyona karşı korumayı başardık, hayalimizdeki iPhone’u almaya kalktığımızda öngördüğümüzden daha fazla bir fiyat artışı olduğunu görüp üstüne soğuk bir su içiyoruz.
Fiyat artışları çeşitli sebeplerle olabiliyor olsa da neden döviz kurlarındaki artışların iPhone fiyatlarına yansıması, kurlardaki artış oranından daha fazla oluyor? Bu durumun bazı olası sebepleri var.
Türkiye'deki Tüm Apple Ürünlerinin Güncel Fiyatları
Aslında en temel sebep, döviz kurlarındaki artışın sadece istediğimiz iPhone’un fiyatını etkilememesi.
Döviz kurları her arttığında cebimizden daha fazla para çıkıyor olmasının temel sebebi, kurlardaki artışın almayı planladığımız iPhone’la alakalı aklımıza gelebilecek her türlü gideri etkilemesi.
Örneğin ithalat ve ihracat kurallarıyla ilgili değişiklikler sonucunda çıkan her masraf bizlerin cebine yansıyor.
iPhone gibi ithal ürünlerin Türkiye’ye girmesi sürecindeki gümrük vergileri, harçlar, ithalat kotaları ve benzeri gibi her türlü süreç ne yazık ki bu ürünlerin fiyatını etkiliyor.
Dolayısı ile bu süreçte yaşanan her türlü maliyet artışı da ürün maliyeti olarak görülerek, kâr marjını korumak amacıyla iPhone’un fiyatına yansıyor.
E bir de vergi mevzusu var tabii…
Vergi “cenneti” Türkiyemizde bildiğimiz üzere elektronik ürünlerde yüksek oranda vergiler mevcut.
Aşina olduğumuz KDV ve ÖTV kardeşlere ek olarak konu iPhone olunca bir de Özel İthalat Vergisi adında sevimsiz bir arkadaşımız da sahneye çıkıyor. Döviz kurlarındaki artışa bağlı olmak zorunda olmadan bu vergilerde yaşanacak her türlü artış zaten alıştığımız üzere yine bizlere fatura ediliyor…
Nakliye ve lojistik masrafları da iPhone hayallerimize taş koyuyor.
Bildiğimiz gibi, bir ürün bizlere ulaşmak için birçok süreçten geçiyor. Döviz kurundaki artış ile, hayalini kurduğumuz iPhone’un üretiminden, mağazada satışa hazır hale gelmesine kadarki süreçte olan tüm etmenlere yönelik maliyetler artıyor.
İthal edilen ürünlerin taşınması konusundaki her türlü gider dövize endeksli olduğu için bu kalem de döviz kurları fırladığı anda fırlıyor tabii.
Dağıtım ve pazarlama maliyetleri de kurlardaki değişimden etkilenerek zaten artmış olan ürün fiyatının üstüne ekleniyor.
Döviz kurlarındaki artış ile dağıtım, pazarlama ve reklam maliyetleri gibi unsurlar da artıyor ve biz tüketicilere yansıtılıyor.
iPhone’un bize ulaşması sürecindeki her aktör kendi kâr marjını korumaya çalışıyor.
Distribütörler, perakendeciler, mağazalar, bayiler derken sürece dahil olan her grup, kendi kâr marjını korumaya çalışıyor. Yani maaşlar, faturalar, kiralar ve benzeri işletme giderlerinin artması da iPhone’un fiyatına yansıyor ve bizleri döviz kurundaki artış oranından daha fazla bir artışla yüz yüze bırakıyor.
Sonuç olarak, dolar ne oranda fırlarsa fırlasın bizlerin cebinden katbekat fazlası çıkıyor ve çıkmaya devam edecek gibi duruyor. Belki de hepimiz bir gün son iPhone’umuzu almış ve hiç fark etmemişizdir! :(