Islak Bir Şeye Dokunduğunuzda Hissettiğiniz O Şey Aslında Bir "İllüzyon": Sebebini Anlamaya Çalışırken Beyniniz Yanabilir!

4
3
0
0
0
Hayali bir deney yapalım. Gözünüzü kapatıp parmağınızı su geçirmez bir kumaş ile suyun içine daldıralım. Parmağınız kumaş sayesinde suya temas etmeyecek. Parmağınızın ıslandığını hissediyorsanız yalnız değilsiniz.

100 yılı aşkın bir süre önce yapılan deney ile katılımcılar, hayal etmenizi istediğimiz teste dahil oldular ve parmaklarının aslında ıslanmadığına inanmayı reddettiler. Islaklık hissi kesindi ve görmemelerine rağmen suyu havadan farklı olarak algılamayı başarmışlardı.  

Parmağımızı sıvıyla temas etmeden ıslanmış hissettiren durum, ıslaklık algınızı baştan düşünmenizi sağlayacak. Aslında ıslaklığı tek başına algılayamıyoruz ve beynimiz bizim için eksiği karmaşık örüntülerle kapatıyor.  

İllüzyonların bizi kandırmasına izin vermeyelim. 

Terlediğinizde, yağmur yağarken, yüzerken veya tatsız bir şekilde kahvenizi üzerinize döktüğünüzde... Sayabileceğimiz yüzlerce deneyiminiz yanlış değil fakat algıladığınız “ıslak”, farklı etkenler ile anlamlandırılıyor. 

Algı taşıyıcısı olarak adlandırabileceğimiz sinir hücrelerimizde ıslaklık için bir iş birliği görülüyor. Derimiz; dokuları, hareketi, sıcaklık farklarını, yapışkanlığı algılayabiliyor. Cilt yüzeyinde gerçekleşen değişimlerin beynimize sinirler aracılığıyla yollanmasıyla yüzeyin ıslak olduğu bir "algı illüzyonuna" dönüşüyor. 

Hiç terlediğinizi fark etmediğiniz oldu mu? 

Yirminci yüzyılın başında Bentley’in "sentetik deneyinde" kılıfla kaplı parmak, sırayla sıcak ve soğuk suya daldırılıyor ve katılımcıların soğuk suya olan tepkisi daha fazla oluyor. Vücut sıcaklığında ciltte bulunmaya devam eden ve zamanla sıcaklığında değişimler olan ter gibi sıvılar, soğumanın etkisiyle algılanabilir hâle geliyor.  

Sıvının deride ve kumaşta kapladığı alanın büyüklüğü, sıvının yapışkanlığı gibi özellikleri de fark edilmede etken oluyor. Ayrıca sıvının uyguladığı basınç ve bizim ıslak alana dokunmamız da A-tipi sinir hücreleriyle ayırt edilebiliyor.

Yüz yıllık süreç boyunca farklı bilim insanları, yapılan deneylerde ıslaklıkla ilgili farklı sonuçlar ettiler.  

İlginç deneylerden birinde tüylü ve tüysüz bölgelerin, ıslaklığı algılamada farklı tepkileri olduğu görülüyor. Avuç içi gibi tüysüz bölgeler tüylü olan bölgelere kıyasla ıslaklığı daha az algılıyor. 

Kantitatif duyusal test ile yapılan farklı bir deneyde pamuklu ve farklı kumaş türlerinin ıslatılarak aynı anda cilde temas etmesiyle hangisinin daha ıslak algılandığı anlaşılmaya çalışılmıştır. Islaklığın yoğunluğu ve kumaşın yapısının, ıslaklık algısını etkilediği görülmüştür. 

Bilim insanları neden ıslaklığı araştırıyor? 

ıslaklık

Temas, sıcaklık farkı gibi değişimlerin birleşerek anlamladığı ıslaklığın nöral bağlantıları yakın zamanda ilişkilendirilmeye başlanmıştır. Cilt ıslaklığımızın nasıl algılandığına ilişkin araştırmalar temel ve uygulamalı bilimler için önem taşıyor. Algılarımızın birbiriyle etkileşiminden başlayarak klinik, endüstriyel ve termal gelişmelere kapı açabiliyoruz.  

MS hastalığı olarak bildiğimiz, merkezi sinir sisteminde etki gösteren Multipl Skleroz gibi hastalıkların tedavi ve iyileştirmelerinde de yol gösterici olacağı düşünülüyor.  

Sıcaklığın vücudunuzun farklı bölgelerinde değişim gösterdiğini fark etmiş olabilirsiniz.  

ıslaklık

Bu değişimin ve sinir sistemimizin dağılımı, cildimizle temas eden sıvının algılanmasını değiştirebiliyor. Sonucunda da suyun sıcaklığını anlamak için dirseğimizi veya bir bebeğin biberondaki sütünü doğru ısıtabilmek için bileğimizi kullanabiliyoruz. 

Teorik olarak ellerinizi yeterince süre ısıtırsanız, elinize dökülen kahvenin ıslaklığını hissetmeyip yalnızca yanma hissi yaşayabilirsiniz ancak kesinlikle önermiyoruz. Yazın uzun süre kumsalda bekledikten sonra suya girmenin çok zor olmasını deneyimlemeyi tehlikeli olmayan bir örnek olarak verebiliriz. 

Hayatta kalmamızı sağlıyor olabilir. 

Ortamın nemini, cilt ıslaklığının değişimini fark etme yeteneği, istemli ve istemsiz davranışlarımızın gelişimini sağlıyor. Bu sayede çevreye adaptasyonumuzu arttırıyoruz. Yağmurda çok ıslandığımızı; eve koşmayı, ıslak kıyafetlerden kurtulmayı ve bitki çayı yapmayı sağlayan yani olay örgüsünü başlatan ‘ıslaklık olarak öğrendiğimiz örüntüdür’ diyebiliriz. 

Gözümüzle gördüğümüz veya görmediğimiz ıslak yüzeyle temasımızın beynimizde bir bağlantı örgüsüyle bize gelmesi, insan bedeni hakkında şaşırtan gerçeklerden yalnızca biri. Denize adım atarken zorlanmamızın, ıslaklığın soğuk olduğunda daha büyük tepki uyandırmasından geldiğini anlıyoruz. Sonunda soğukluğa alışmak, ıslaklığa dikkati de alıyor. Ne derler bilirsiniz; "Başta soğuk geliyor ama girince alışırsın."

İlginizi çekebilecek benzer içeriklerimiz:

4
3
0
0
0
Emoji İle Tepki Ver
4
3
0
0
0
Yorumlar(6)
Yorumunuz minimum 30 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
Popüler Yorumlar
Tüm Yorumlar
empp
4 yıl önce
gow ragnarok noldu ya
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
timapple
4 yıl önce
Apple Arcade'e gelirse yayınlarız ;)
Yanıtla
-7
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
timapple
4 yıl önce
PS'im olmayınca ben
4 yıl önce
alacaklarını aldılar zaten....
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
4 yıl önce
Bu oyuna duyulan nefret bence hos degil. Ilk basta oynadigimda ben de hikaye ile ilgili verilen kararlar hosuma gitmemisti ve pek begenmemistim. Ama devam ettikce gercekten hosuma gitmeye basladi ve sonunda benim icin herhalde son 10 yilin en iyi oyunu diyebilecegim bir noktaya geldi. Evet , mükemmel olmayabilir ve birkac kusurlari var , fakat sadece hikayede mutlu bir son olmadi diye ve beklediklerini göremedi diye oyunu yerden yere vuran kitlelerin gercekten tekrar düsünmesini ve bir sefer daha özümseyerek oynamasini tavsiye ederim. Oyunda olusturulan atmosfer tek kelime ile harika ve oyuncuyu oyunun karakterleri ile bu kadar baglanti kurduran, bu kadar duygu yasatabilen bir oyun ben daha önce görmedim. Oynadiktan sonra 1-2 ay gercekten o hislerle ben de yasadim ve hala Spotify dan acip soundtrack ini dinledigimde bazen gözüm doluyor. Acikcasi böyle bir seyle daha önce ne bir filmde karsilastim ne de oyunda. Bence sanatsal bir acidan bakinca kesinlikle bir basyapit , filmerin bile bunu örnek almasini isterim. Bu fikirler benim fikirlerim ve lütfen elestirirken makul ve yapici bir sekilde elestirmenizi tavsiye ederim. Klavye icin kb.
Yanıtla
-5
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
diğer yanıtları göster
4 yıl önce
Son 10 yılın en iyi oyunu mu? Puhahahahhaha
4 yıl önce
rdr2 kadar iyi değil bence
-1
4 yıl önce
hikaye çok kötüydü karakterler abartlıydı sen daha tlou 1 oynamamısın , oynadıysan karakterlere bi bak
4 yıl önce
Dlcyi boş verin oyunu Pcye çıkartın
Yanıtla
-8
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
diğer yanıtları göster
4 yıl önce
Ulan hangi pc kaldırır .
4 yıl önce
Onu boşver ps al
-2
4 yıl önce
Yok abi neyi anlatacaksın daha.. Seçim şansı vermedin saçma şeyler saçma işler peşinde koşturdun dandik bir finalle de bitirdin.. Gerek yok daha uzatma exc ve sjw sayesinde aktın gittin zaten. Ha bana göre hikaye ve sjw durumları hariç her şeyin kusursuzdu ama yine de sarmadı. bundan sonra Part III değil yeni bir Last of Us yap, insanlara özgürlük ver isteyen ultra trans birey yapsın isteyen normal bildiğimiz insan, sen gene hikayeni anlat da seçim şansı ver :)
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .