İnsan vücudunun uzayda önemli derecede değişiklik gösterdiği kaçınılmaz bir gerçek. Sadece uçağa bindiğimizde bile yavaş yavaş oluşmaya başlayan bu farklılıklar, uzay yolculuğunda etkileyici ve zararlı boyutlara ulaşabiliyor.
Türkiye Uzay Ajansı'nın 9 Şubat 2021'de açıkladığı Milli Uzay Programı kapsamında, tarihimizde ilk kez bir vatandaşımızın uzaya gönderileceği söylendi. 10 Şubat'ta ise Bakan Mustafa Varank, bu kişinin bir kadın olabileceğinin ilk sinyallerini verdi. Biz de bu bilgiden yola çıkarak, uzaya giden kadınların hangi sorunlar ile karşılaştıklarını size anlatmak istedik.
Daha önceleri kadınların, regl dönemleri nedeniyle astronot olamayacakları düşünülüyordu:
Kadın astronotların uzay yolculuğunda akla ilk gelen problemlerden birisi regl dönemleri olur. Eski zamanlarda kadınların, regl oldukları için uzaya gitmesi pek uygun görülmüyordu. Hatta kadınlar bu yüzden hiçbir zaman astronot olamaz gibi bir algı bulunuyordu. Zamanla bu algı, yerini kadınların uzayda daha rahat etmesini sağlayacak çözümlere bıraktı.
Kadın astronotlara uzayda regl dönemleriyle alakalı 2 farklı seçenek sunuluyor. Bunlardan ilki, uzayda adet görülmesini engelleyecek hormon içerikli ilaçların alınması. Genellikle doğum kontrol haplarından oluşan bu tedavi yöntemi, alınmaya devam edildiği sürece regl görülmesini engelliyor.
Yüksek miktarda doğum kontrol hapının uzaya gönderilmesi son derece maliyetli:
1 ay boyunca regl dönemini ertelemek, sağlıklı kadınlar için büyük problem teşkil etmiyor ancak uzay yolculuklarının son derece uzun olabileceği göz önünde bulundurulduğunda, hapların kullanılmasını engelleyecek iki etken bulunuyor. Bunlardan ilki, 3 yıllık bir uzay yolculuğu için yaklaşık olarak bin yüz hapın dünyadan uzaya gönderilmesi problemi. Hapların ambalajı da dahil her şeyiyle uzaya gönderilmesi, maliyetleri son derece artıracak bir faktör olarak görülüyor.
İkinci faktör kadınların regl dönemlerini bu kadar uzun süreliğine bastırmaması gerektiği. Aslına bakarsanız uzun bir süre regl olmayı engellemek, insan vücudunun doğasına aykırı ve bu yüzden de birçok yan etkiyi beraberinde getiriyor.
Bu yan etkilerden en büyüğü, doğum kontrol haplarının kemiklerde bulunan mineral miktarını azaltması olarak görülüyor. Mineraller azaldıkça kemikler, kırılma ve osteoporoz gibi hastalıklara daha meyilli bir hale geliyor. Aynı zamanda hormonların uzun süreli bastırılması, doğurganlığa etki edebiliyor ve yumurtalıklarda kist gibi bazı problemlere yol açabiliyor.
Hapların bir de her gün aynı saatte alınması gerekiyor ve bu da uzayda araştırma ile görevlendirilmiş kadın astronotlar için zor bir rutin haline gelebiliyor. Bu yüzden de birçok kadın astronot, doğum kontrol haplarına alternatif olarak deri altına yerleştirilen farklı bir yöntem tercih ediyor.
Deri altı çubuk (implant) adı verilen bu tedavi yöntemi de doğum kontrol hapı ile aynı bileşenlere sahip ve hapa göre tek avantajı, her gün aynı saatte alınması gibi bir zorunluluğunun olmaması. Ancak astronotların uzay araçlarının fırlatma ve iniş sırasında maruz kaldıkları G kuvveti, bu implantların deriye zarar vermesine yol açıyor.
Mars’ta Doğacak İlk Bebek Nasıl Yaşayacak?
Kadınların uzayda regl olmak isteyip istememesi, tamamen astronotlara bırakılıyor ve bu konuyla ilgili herhangi bir kural veya düzenleme bulunmuyor. Bu yüzden de tüm bu riskleri üstlenmek istemeyip görev sırasında regl olmayı tercih eden kadın astronotlar elbette bulunuyor. Ancak bu karar alınırken kadınların hijyen konusunda birçok zorluğu da en başından üstlenmesi gerekiyor.
Regl dönemlerinde kullanılan hijyen ürünlerinin en başında elbette genital temizlik için su, tampon ve ped bulunuyor. Ancak bu 3 ürünün de fazla miktarda uzaya götürülmesi pek olası olmamakla birlikte, uzay kıyafetlerini çıkarıp ped ya da tampon değiştirmek de pek kolay bir şey değil.
Kadınları regl konusunda zorlayan bir diğer konu ise, klozetlerde kullanılan suyun geri dönüştürülüp içme suyu olarak tekrar kullanılması. Kanla temas eden suda böyle bir şey pek sağlıklı olmayacağı için, bu faktör kadınların uzayda regl olmak istememesine sebebiyet verebiliyor.
Uzay yolculukları doğurganlığı etkiliyor mu?
Bilimsel olarak yapılan araştırmalarda her iki cinsin de uzay yolculuğu sonrasında doğurganlıkta bir sıkıntı yaşadığı gözlemlenmedi. Ancak uzayda bulunan yüksek radyasyon, her iki cinsin de yumurtalıklarını negatif olarak etkileyebilir ve bu yüzden de son 10 yıldır uzay jinekoloğu olarak görev yapan Dr Varsha Jain, kadınların yumurtalıklarını dondurmasının daha sağlıklı olabileceğini söylüyor.
Uzayda hamile kalmak mümkün mü?
Öncelikle böyle bir şeyin daha önce denenmediğini, bu yüzden de bilimsel bir sonucun olmadığını belirtelim. Ancak son derece yüksek radyasyon oranına sahip öyle bir yerde çocuk sahibi olmayı denemek, doğmamış çocuğun üzerinde hem fiziksel hem de zihinsel bozukluklara yola açacaktır.
Araştırmalara göre kadınların erkeklere göre kansere yakalanma riski daha fazla:
NASA Astronot Birliği eski başkanı Peggy Whitson, radyasyondan dolayı her iki cinsin de kansere yakalanma risklerinin fazla olduğunu ancak kadınların, erkeklere göre %3 oranında bir dezavantaj yaşadığını belirtti.
Bu kanserlerin başında ise rahim, yumurtalık ve meme kanseri bulunuyor. Bu sebeple kadınların uzayda radyasyona maruz kalma oranı, erkek astronotlara göre %20 daha az olacak şekilde ayarlanıyor.