Genele indirgediğimizde erkeklerin daha analitik, kadınların ise daha empatik bir yapıya sahip olmasının yanı sıra toplumsal etkenler de astroloji kabulündeki basamaklarda rol oynamakta. Aynı zamanda erkekler, astrolojiyi oldukça küçümsüyor.
Erkeklerin astrolojiden uzak kalma nedenini “toksik maskülenlik”e yoran astrologlar olsa da araştırma sonuçları ile konuşmayı tercih ediyoruz. Bütün etkenlerin sebepleriyle beraber Pew Araştırma Merkezi’nin yapmış olduğu araştırma sonuçlarına değindik.
Astrolojinin pazarlama tekniği aslında büyük bir etken:
Astrolojinin genellikle kadın ilgi alanlarında görülmesi, burçlarla sadece kadınların ilgilenmesi gerektiği izlenimini uyandırıyor. Kadın dergilerine özel burç yorumu köşeleri ve genel olarak kadınların satın aldığı burç temalı takılar gibi pazarlama taktikleri, erkeklerin burçlardan uzaklaşmasına sebep oluyor.
Kadınlara yönelik pazarlama taktiğiyle kadınlar arasında bir yere sahip olabilen astroloji, böylelikle erkekler için merak edilecek bir konu olmaktan çıkıyor.
Yerleşik cinsiyetçilik, astroloji ile ilgilenen erkekleri ötekileştiriyor:
Kadınlar nasıl burçlarla ilgileniyor ve bu alana dahil olduklarını hissediyorsa erkekler de futbol, araba ve video oyunları gibi egemen oldukları alanlarla ilgilenirken bu alana dahil olduklarını hissediyorlar.
İki cinsiyetin de bulunduğu alanlardaki farklılıklar, bir taraf diğer alana geçtiği zaman bunun sınır ihlali olarak görünmesine sebebiyet veriyor. Bu nedenle genellikle kadınların hâkim olduğu alana girmek istemeyen pek çok erkek, bilinçaltında burçların “kadın işi” olduğunu düşünmekte ve astrolojiyi ciddiye almamakta.
Her şeye rağmen burçlara inanan erkekler elbette var.
Bazılarınıza “burçlara inanan erkek” hurafe gibi geliyor bile olabilir ama bütün ötekileştirmelere rağmen astrolojiyle ilgilenmekten hoşlanan erkekler elbette var. Biyografisine burcunu ve yükselenini yazacak kadar ilgilenen erkeklere mutlaka rastlamışsınızdır.
Ancak astrolojiye inanan çoğu erkek, inançlarını gizlemeyi tercih ediyor. Elbette astrolojiye inanan kadınların sayısı yine daha fazla ancak yine de bu, astrolojiye inanan erkeklerin birer masaldan ibaret olmadığını gösteriyor.
Pew Araştırma Merkezi, astrolojiyle ilgilenen kadınların ve erkeklerin yüzdesini şu şekilde veriyor:
2018 yılında yapılan araştırma; ABD'deki yetişkin erkeklerin yüzde 20'sinin, kadınların ise yüzde 37'sinin astrolojiye inandığını ortaya çıkardı. Psişik inanç, reenkarnasyon, astroloji ve ruhsal enerjinin nesnelerde bulunabileceği inancı altında yapılan anketlerin ölçümünde en yüksek oranlar yine kadınlara aitti.
Kadınların bir inanç ile özdeşleşme ve dinî uygulamalara katılma olasılıkları erkeklerden çok daha yüksek. Dolayısıyla gezegenlerin hareketi ile insan moralinde oluşabilecek farklılıklara yönelik inanç, kadınlarda çok daha yaygın hâlde. Sayıyla anlatacak olursak, on kadından yedisi en az bir tane “Yeni Çağ” inancına sahip.
Ancak tabii ki astrolojiyle ilgilenmek için kadın veya erkek olunmalı diye bir kaide olamaz.
Astrolojiyle ilgilenen erkeklerin azınlık oluşu, burcunu merak eden erkekler için bir engel teşkil etmemeli veya utanılacak bir durum olmamalı. Bütün bu verilerle birlikte, astrolojiyle ilgilenmeyen veya geçerliliğini inkâr eden kadınları da azımsamamak gerekiyor.
Astroloji gibi temelde cinsiyetsiz şeylerden keyif almak ve tartışabilmek, popülaritesine aldırmadan gerçekleştirilebilmeli diye düşünüyoruz. Ancak biz astroloji yerine her zaman bilimi takip etmenizi tavsiye ederiz.