Yüzlerce yıl boyunca dünyanın dört bir yanına hükmetmiş Osmanlı İmparatorluğu’nu yücelten de batıran da padişahlar olmuştur. İmparatorluğu yücelten, en şaşalı dönemlerini yaşatan padişahlardan bir tanesi de şüphesiz Kanuni Sultan Süleyman olmuştur. Hem batıya hem de doğuya sayısız sefer düzenleyen Kanuni Sultan Süleyman, tarihe adını altın harflerle yazdıran icraatler yapmıştır.
Elbette Kanuni Sultan Süleyman denilince aklımıza büyük aşkı Hürrem Sultan, arkadaşı Pargalı İbrahim Paşa ve oğlu Şehzade Mustafa da gelir. Maalesef ki bu saydığımız isimlerden ikisinin ölüm emrini kendi elleriyle vermiştir. Anlayacağınız hayatı epey entrikalarla dolu olan Kanuni Sultan Süleyman’ın uzun ve başarılarla dolu hayatının en önemli noktalarına gelin yakından bakalım.
Kanuni Sultan Süleyman kimdir? Kolayca tahta çıkan rakipsiz bir şehzade:
I. Süleyman, 6 Kasım 1494 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Daha sonra Yavuz Sultan Selim olarak anılacak babası I. Selim o dönem Trabzon beyiydi. Annesi ise Ayşe Hafsa Valide Sultandır. Süleyman çocukluk yıllarını Trabzon’da, süt kardeşi olan Yahya Efendi ile geçirirken 7 yaşında İstanbul’a gidip Enderun’da eğitim almaya başladı.
Karahisar, Bolu, Kefe, Edirne ve babası tahta geçtikten sonra da Saruhan sancak beyi oldu. Burada tanıştığı Pargalı İbrahim onun yoldaşı oldu. Babasının ölümü sonrası İstanbul’a gitti ve 1520 yılının 30 Eylül günü henüz 26 yaşındayken Osmanlı İmparatorluğu tahtına oturdu. Gözü yüksekte, genç bir hükümdardı.
İlk seferini Macaristan’a yaptı ama aynı zamanda da isyanlarla uğraştı:
Sultan Süleyman’ın tahta çıkmasına isyan eden Şam Beylerbeyi Canberdi Gazâlî, kısa sürede öldürüldü. 1521’de Macaristan yönetimindeki Belgrad’a sefere çıkıldı ve teslim alındı. Sonraki yıl ise Rodos kuşatıldı ve Cem Sultan’ın oğulları boğduruldu. Sultan Süleyman, başarılarından dolayı Pargalı İbrahim’i sadrazam olarak atadı.
1525 yılında Sultan Süleyman’ın ava çıkmasından faydalanan yeniçeriler isyan çıkardı ve kelleleri alındı. 1526 yılında yapılan Mohaç Meydan Muharebesi’nde destan yazıldı. Batı için artık Sultan Süleyman, Muhteşem Süleyman olmuştu. Ne kadar muhteşem de olsa 1529 yılındaki Viyana kuşatması başarısız oldu.
Bir yandan da doğudan gelen bir baskı vardı:
Viyana kuşatması başarısız olunca Avusturya Arşidükü Ferdinand, Kanuni Sultan Süleyman üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Anadolu çocuğu yemez bunları, batıya hızlı bir sefer düzenlendi ve kaleler bir bir alındı. 1533 yılında Ferdinand mecbur boynunu büktü ve vergi vermeyi kabul etti.
Bu sırada boş bırakılmış olan doğuda Bitlis valisi Safeviler’e bağlılık bildirdi. Küffarın üzerinden kalkıp doğuya gelen ordu Van, Tebriz, Bağdat’ı ele geçirdi. O dönem Cezayir lideri olan Hızır Reis yani Barbaros Hayreddin Paşa İstanbul’a getirildi ve Kaptan-ı Derya oldu. Sonrasında Tunus ele geçirildi.
Pargalı İbrahim kendini cellatların elinde buldu:
- Pargalı İbrahim Paşa
Tüm bu yaşanan başarıların arkasındaki en önemli isim olan Pargalı İbrahim Paşa maalesef haddini bilmedi ve kendini padişah zannetmeye başladı. Söylentilere göre biraz da Hürrem Sultan’ın gazına gelen Kanuni Sultan Süleyman, 1536 yılının 14 Mart akşamı Pargalı ile dostça bir yemek yedikten sonra aynı gece onu yan odada boğdurttu ve yerine Ayas Mehmed Paşa’yı atadı.
Kanuni batı seferlerine hız kesmeden devam etti:
1536 yılında Barbaros Hayreddin Paşa, Venedik’e ait pek çok adayı ele geçirdi. Kutsal İttifak’ın Korfu Adası’nda olduğu haberini duyanca da Preveze Deniz Muharebesi’nde destan yazdı. Süveyş Portekizlilerin elinden alındı ve dönüşte de Yemen yeniden Osmanlı topraklarına katıldı.
Boş bırakılınca şımaran Ferdinand 1541 yılında Budin’i kuşattı. Barbaros Hayreddin Paşa, saldırı altındaki Cezayir’i korumaya gittiği için Sultan Süleyman batıya gitti ve Kutsal İttifak’a karşı büyük başarı elde etti. 1547 yılında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilk yazılı antlaşma olan İstanbul Antlaşması imzalandı.
Şehzade Mustafa biraz araya kaynamış gibi oldu:
- Şehzade Mustafa
Elkas Mirza’nın Safevî Şahı I. Tahmasb'a isyan etmesi sonrası Sultan Süleyman Van’ı kuşattı. Bu sırada Kara Ahmed Paşa da Gürcistan’da pek çok şehri ele geçirdi. Osmanlı donanması ise 1553 yılında Korsika Adası’nı ele geçirerek Ceneviz hakimiyetini sınırlandırdı. Osmanlı donanması, Hint Okyanusu üzerinde pek çok çatışmaya girdi.
Anlaşılacağı üzere Osmanlı hem doğuda hem de batıda savaş veriyordu. Bu sırada bir fısıltı Kanuni Sultan Süleyman’a oğlu Şehzade Mustafa’nın isyan hazırlığında olduğunu söyledi. Söylentilere göre biraz da Hürrem Sultan’ın gazına gelen Kanuni, 1553 yılının 6 Ekim günü oğlunu Konya’da kurulu çadırında gözünün önünde boğdurttu.
Bu sefer de diğer oğlanlar birbirine girdi:
- II. Selim olarak tahta çıkan Şehzade Selim
Osmanlı donanması Cerbe adasını aldığı sırada Şehzade Bayezid ile Şehzade Selim Konya Ovası’nda karşı karşıya geldiler. Kanuni, Selim’in tarafını tutunca Bayezid Safeviler’e sığındı. Bu korkunç hatanın sonunda 1561 yılının 25 Eylül günü Kazvin’de tüm erkek çocuklarıyla beraber boğduruldu.
Aynı yıl ölen Damat Rüstem Paşa yerine Semiz Ali Paşa sadrazam olarak atandı. Habsburglar ile bir anlaşma imzalandı ve verdiye bağlandılar. 1565 yılında Osmanlı donanması Malta Adası’nı kuşattı ama başarısızlıkla sonuçlandı. Aynı yıl ise Sakız Adası ele geçirildi.
Kanuni Sultan Süleyman son kez sefere çıkıyor:
Kutsal Roma İmparatoru olan II. Maximilian'ın sınır ihlalleri üzerine 72 yaşında olan Kanuni Sultan Süleyman, o sırada sadrazam olan Sokollu Mehmed Paşa’yı da dinlemeyip sefere çıktı. Önce Belgrad’a oradan da Zigetvar’a giden Kanuni, Zigetvar Kalesi fethedilmeden bir gün önce 1566 yılının 2 Ağustos gecesi hayatını kaybetti.
Kanuni Sultan Süleyman zaten yaşlıydı ama bir de gut, dizanteri, anjin, felç gibi pek çok hastalığa da sahipti. Tam 48 gün boyunca Zigetvar ve daha pek çok kale fetheden ordudan bir süre ölümü saklandı. Kendi yaptırdığı ve adını taşıyan Süleymaniye Camii’ne gömüldükten sonra yerine oğlu II. Selim geçti.
Gelelim Kanuni ile Hürrem Sultan aşkına:
- Hürrem Sultan
Bilinene göre Kanuni Sultan Süleyman’ın Gülfem Hatun, Mahidevran Sultan ve Hürrem Sultan olmak üzere üç eşi vardı ama başka eşleri de olabilir. Şehzade Mehmed, Mihrimah Sultan, Şehzade Abdullah, Şehzade Selim, Şehzade Bayezid ve Şehzade Cihangir’in annesi Hürrem Sultan, Şehzade Mustafa’nın annesi ise Mahidevran Sultan’dır.
Bu noktada Hürrem Sultan için ayrı bir parantez açmak gerekiyor çünkü kendisi uzun yıllar sonra bir Osmanlı padişahının nikahlandığı ilk cariye olmuştur. Hürrem aynı zamanda Osmanlı’daki kadınlar saltanatını başlatmıştır. Söylenenlere göre yönetime etki edebilmek için Pargalı İbrahim Paşa’yı ve kendi oğullarından biri tahta geçsin diye Şehzade Mustafa’yı öldürmesi için Kanuni’nin kanına girmiştir.
Tabii Hürrem Sultan’ın elinin bu kadar güçlü olmasının en büyük nedeni Kanuni’nin ona duyduğu sonsuz aşktı. O da Kanuni’ye aşıktı. Birbirlerine şiirler yazıyorlardı. En kanlı seferlerde bile Kanuni, Muhibbi mahlasıyla aşkına şiirler yazmayı ihmal etmemiştir. Hürrem öldükten sonra Kanuni büyük bir yas dönemine girmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman neden kanuni, neden muhteşem?
Osmanlı İmparatorluğu’nun 10. padişahı olan 89. İslam Halifesi Süleyman; 46 yıl boyunca Osmanlı tahtında en uzun oturan padişah olmuş, 13 kez sefere çıkmış, saltanat süresinin her on yılının bir ayını seferde geçirmiştir.
Sultan Süleyman, batıda Muhteşem Sultan Süleyman olarak anılır çünkü düzenlediği neredeyse her seferde başarı kazanmış, Kutsal İttifak’ı yenmiş ve vergiye bağlamıştır. Doğuda Kanuni Sultan Süleyman olarak anılmasının nedeni ise fethettiği topraklarda gereksiz yere tek bir damla kan dökmemesi ve doğu topraklarına Hz. Ömer adaleti getirmeye çalışmasıdır. Yani Sultan Süleyman yalnızca iyi bir asker değil, aynı zamanda iyi bir yönetici ve lider de olmuştur.
Türk ve dünya tarihinin gördüğü en büyük hükümdarlardan bir tanesi olan Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatı hakkındaki bazı önemli detaylardan bahsettik. Elbette Kanuni çok ama çok daha uzun anlatılmalıydı fakat haddimizi bilelim ve işin ustalığını uzman tarihçilerimize bırakalım.