Yakın bir zaman önce yaşamış olduğumuz COVID-19 pandemisi gerçekten de modern insanın gördüğü en korkutucu salgın hastalıklardan bir tanesiydi ancak şöyle bir geçmişe baktığımız zaman bunun çocuk oyuncağı olduğunu görüyoruz. Çünkü tarihte kara ölüm, kara veba gibi isimlerle anılan bir veba salgını dönemi yaşandı. Kara veba düşündüğümüzden çok ama çok daha ölümcüldü.
Pek çok salgın hastalık gibi kara veba da Asya’da ortaya çıkmış ve oradan dünyaya yayılmıştı. Özellikle Avrupa’da aktif olduğu dönem görece kısa sürmüş olmasına rağmen o kadar ölümcül bir hastalıktı ki kelimenin tam anlamıyla dünya tarihini değiştirmişti. Ortaya çıkması gibi bitmesi de şans eseri olan kara veba nedir, nasıl ortaya çıktı, kaç kişiyi öldürdü gelin tüm detaylarıyla inceleyelim.
Kısaca tanımlayarak başlayalım; Kara ölüm olarak da bilinen kara veba nedir?
Yersinia pestis isimli bakteri kaynaklı bir hastalık olan vebanın, 14. yüzyılda Asya’da ortaya çıkıp daha sonra Avrupa başta olmak üzere tüm dünyaya yayılması ile birlikte bu hastalık kara veba, kara ölüm gibi isimlerle anılmıştır. Hayvandan insana ve daha sonra da insandan insana bulaşmaktadır. Aktif olduğu dönemde on milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur.
Kara veba hastalığı neden bu kadar ölümcül?
Bir kez kara veba bakterisini kaptığınız zaman hemen müdahale edilmediği takdirde 72 saat içinde ölümcül noktaya geliyordunuz. Bu hastalık kasıkta ve koltuk altında bulunan lenf bezlerinde siyah bir şişliğe neden oluyordu. Daha sonra bu şişlik tüm vücutta hıyarcık adı verilen şişlikler olarak yayılıyor ve iç kanamaya neden oluyordu. Tüm bu süreç boyunca kişi şiddetli eklem ağrıları ve yüksek ateş yaşıyordu. O dönem bu bakteri ile nasıl mücadele edileceği bilinmediği için birkaç gün içinde kişi ölüyordu.
Kara veba nerede, ne zaman ortaya çıktı?
Avrupa’da yaşanan kara veba salgını 1347 - 1352 yılları arasında yaşanmıştır. Ancak kara veba burada değil, Asya’da ortaya çıkmış ve daha sonra ticaret gemileri ile bu kıtaya gelmiştir. İlk ortaya çıktığı yerin ise bugün Kırgızistan sınırları içerisinde yer alan bir bölge olduğu tahmin ediliyor.
1880’li yıllarda bölgede yapılan kazılarda bulunan bazı mezar taşları üzerinde 2017 yılında yeniden inceleme yapıldı ve ölüm tarihlerinin 1338 ve 1339 olduğu görüldü. DNA çalışmalarına göre burada kara vebanın olduğu ve insanların ölümüne neden olduğu tespit edildi.
Daha da geçmişe gitmek gerekirse 1330’lu ve 1350’li yıllarda Çin’de bu hastalık yüzünden on milyonlarca insanın öldüğü zaten biliniyor. İpek Yolu’nu kullanan tüccarlar buradaki kara veba bakterisini Avrupa’nın içlerine kadar götürerek tüm dünyanın bu hastalığa maruz kalmasına neden oldular.
İyi ama nasıl oldu da kara veba bu kadar yayıldı?
Kara veba hastalığının Avrupa’da yayılmasının birincil nedeni ticaret gemileridir. Tüccarlar, bu gemilerin içerisinde farkında olmadan kara veba bakterisi taşıyan kemirgenleri de taşıyorlardı. O gemiler Avrupa limanlarına yanaşınca indirilen mallarla beraber bu kemirgenler de karaya çıktı ve Avrupalılar daha önce hiç karşılaşmadıkları bir bakteri ile tanışmış oldular. Salgından korkup kaçan insanlar aslında farkında olmadan hastalığın daha da yayılmasına neden oldular.
Kara veba yayılmasının daha farklı bir nedeni olduğu da söylenir. O dönem dünyanın büyük bir bölümüne hakim olan ve saldırgan politikalar izleyen Moğollar, zaten kara veba ile çoktan tanışmış ve ağır kayıp vermişlerdi. Cenevizliler ile aralarındaki barış bozulunca pek çok şehir Moğollar tarafından kuşatma altına alındı. Moğollar bugün biyolojik savaş olarak adlandırabileceğimiz bir taktik ile veba yüzünden ölmüş insanların bedenlerini mancınıklarla bu şehirlerin içine fırlattılar ve böylece hastalığı bu kapalı şehirlere de bulaştırmış oldular.
Tabii tüm suçu Moğollara atmak doğru olmaz. O dönem zaten dünya giderek global hale geliyor ve farklı medeniyetler sık sık ticaret nedeniyle etkileşime giriyordu. Bu ticari faaliyetler sırasında kara veba Bağdat’a, o dönem Bizans’ın elinde olan İstanbul’a, Mısır’a, Şam’a, İskenderiye’ye, İtalya’ya ve Hint Okyanusu kıyısındaki şehirlere kolayca yayılmıştır.
Tarihin en büyük kayıpları bu dönemde yaşandı; Kara veba yüzünden kaç kişi öldü?
Çin’de on milyonlarca insanın kara veba yüzünden öldüğü biliniyor ama Asya’da ve Kuzey Afrika’da ne gibi sonuçları oldu aslında tam olarak bilmiyoruz. Avrupa’ya baktığımızda 1347 ve 1352 yılları arasında korkunç bir kayıp olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü kara veba bulaşan üç kişiden ikisi ölüyordu ve bu da bazen bir bölgenin yüzde 30, hatta yüzde 50’sinin ölmesine neden oluyordu.
O dönem Avrupa’da yalnızca kara veba yüzünden 25 ile 30 milyon arasında kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Bu da Avrupa nüfusunun yüzde 30 ile yüzde 60’ının öldüğü anlamına gelir. Ancak bazı bölgelerde bu kayıp yüzde 80’e varabiliyordu. Örneğin o zaman 85 bin nüfuslu olan Floransa’da 50 bin kişi ölmüştü. Dönemin kayıtlarına göre günde bin kişiye yakın cenaze defnedildiği günler oluyordu.
Peki kara veba nasıl bitti?
Kara vebayı yok eden üç temel etken; sosyal izolasyon, hijyen ve karantina olmuştur. Orta Çağ Avrupa şehirleri kelimenin tam anlamıyla korkunçtu. Hijyen söz konusu bile değildi, her yerde kemirgenler vardı, şehre kimlerin girip çıktığı belli değildi, temiz içme suyu bulmak bile olanaksızdı.
İlk önlem olarak şehirlere gelen gemiler limana yanaştırılmadan önce 40 gün boyunca açıkta bekletildiler ve böylece bakterilerin yeniden girişi önlenmiş oldu. İnsanlar kırsal kesimlere giderek sosyal izolasyon sağlandı ve böylece insandan insana geçiş önlendi. Kırsal kesimdeki temiz sular sayesinde hijyen koşulları arttırıldı ve böylece var olan bakteri de ölümcül hale gelmeden yok edilmiş oldu.
Yani kara veba bir aşı ya da ilaç sayesinde değil, uzak durularak bitirilmiş oldu. Zaten salgın bir anda bitmedi. Önce yavaş yavaş etkisi azaldı. Aslında sonraki uzun yıllar boyunca bölgesel olarak da bazı salgınlar görüldü ancak insanlar artık kara vebayı tanıdıkları için izolasyon koşullarına uydular ve yayılmasını önlediler.
Kara vebanın sosyal etkileri bugün bile sürüyor:
Kara veba Avrupa’yı öyle bir etkiledi ki nüfusun eski haline gelmesi iki yüzyıldan fazla sürdü. İnsanlar salgından kaçmak için şehirleri bırakıp kırsal kesime göç etmeye başladı. Hiç kimse bu hastalığın nedenini bilmediği için kiliseye ve krala duyulan güven azaldı. Korkunç olan ise insanlar bunun tanrının bir cezası olduğunu düşündükleri için her nedense Yahudileri suçlayıp onlara saldırdılar ve binlerce Yahudi Polonya bölgesine kaçmak zorunda kaldı.
O kadar çok insan ölünce işçi sayısı da azalmıştı ve böylece hayatta kalan işçiler çok değerli hale geldi. Daha önceden toprak ağalarının eline bakmak zorunda kalan işçiler değerlenince eski anlamdaki serflik ve feodalite sistemi sallanmış oldu. Ellerindeki gücü bilen işçiler pek çok yerde isyan ederek haklarını talep ettiler.
Uzun süren kıtlıklar yaşandığı için kara vebanın bir yan etkisi olarak açlıktan ölen insan sayısı da epey fazlaydı. Yine de 14. yüzyılın sonlarına doğru yeniden refah yükseldi, sıradan köylüler bile sahipsiz toprakları işleyerek zenginleştiler. Ortaya yeni bir zengin sınıfı çıktığı için yasalar değişti ve kadınların mülkiyet hakkı geliştirildi.
McMaster Üniversitesi'nde görevli genetik bilimci Prof. Hendrik Poinar’a göre o dönem insanlar kara veba bakterisine karşı bir tür mutasyon geliştirerek hayatta kalmışlardı. Daha ilginç olan ise bu mutasyon hala bazılarımızda mevcut. Kötü olan ise bu mutasyon yüzünden bazı hastalıklara karşı ölüm riskimiz artıyor. Yani atalarımızı kurtaran mutasyon, bizim ölüm nedenimiz olabilir.
Tarihin gördüğü en ölümcül salgınlardan bir tanesi olan kara veba nedir, nerede ve ne zaman ortaya çıktı, nasıl bitti gibi merak edilen soruları yanıtladık. Bugün veba gibi bir derdimiz olmasa bile mücadele etmek zorunda kaldığımız hastalıkların sayısı çok daha fazla.