Evrenin sırlarından bir daha açıklayabilmek için bilim insanları kolları sıvadılar. Evreni büyütüp genişlettiğinden sabit olduğuna kadar birçok teori olan karanlık enerjiyi anlayabilmek için, bilim insanları farklı simülasyonlar oluşturmaya başladı.
Kozmonotlar, karanlık enerjinin evreni hızla genişleten bir enerji olduğunu düşünüyorlar. Aynı zamanda karanlık enerji, içerisinde gökadalar etrafında kümelendiği düşünülen karanlık maddeyi de barındırıyor. Halo modelleme projesi üzerinde çalışan Kanada British Columbia Üniversitesi’nden Dr. Alexander Mead “Birçok karanlık enerji modelini elimizdeki verilerle karşılaştırdık. Umarım gelecekte daha farklı fikirler edinebiliriz” açıklamasında bulundu.
Bilim insanları, karanlık maddenin gözlemlenebilmesinin tek yolunun kütle çekiminin diğer maddeler üzerindeki etkisini anlamak olduğunu düşünüyorlar. Bunun için de karanlık maddeyi kozmosun uzak bölgelerinde haritalandırarak karanlık enerjiden nasıl etkilendiklerini görmeyi umuyorlar.
Bir diğer teori de karanlık enerjinin doğada bulunan kuvvetlere benzer çalıştığı ve daha önce keşfedilmemiş beşinci kuvvet olması. Bununla birlikte akla gelen başka bir teori de Albert Einstein tarafından ortaya atılmış görelilik kuramının parçası olan "kozmolojik sabit". Kozmolojik sabit, evrenin zamanla kendi üzerine çökmesini engelleyecek kütle çekiminden etkilenmeyen sabit olarak tanımlanıyor.
Paris’teki bir gözlemevinde araştırmalar yapan Dr. Pier Stefano Corasaniti; EDECS adlı bir projede evrenin hiç de sabit olmadığı yönünde sonuçlar aldığını söylüyor. Çok sayıda “N-cisim” karanlık madde partiküllerinin evrimini izleyen simülasyonlar üzerine çalışan Corasaniti, karanlık enerjinin zaman içinde gelişiminin karanlık madde kümelenmesini etkilemesi gerektiğini öngörüyor.
Corasaniti “Eğer karanlık enerjinin dinamik bir fenomen olduğu ortaya çıkarsa; bu sadece kozmonolojide değil, temel fizik anlayışımız üzerinde de derin bir etki yaratacaktır” dedi.
