Stanford Üniversitesi’nden bilim insanı Rob Jackson'ın öncülüğünde hayata geçirilen bir organizasyon olan Global Carbon Project (Küresel Karbon Projesi), 2011 yılından bu yana küresel sera gazı emisyonlarını ve nedenlerini araştırıyor. Kurum tarafından yapılan yeni tahminlere göre doğal gaz ve petrol tüketiminin artmasıyla birlikte bu yıl karbondioksit (CO2) emisyonlarının 37 milyar tona ulaşması bekleniyor.
Araştırmacılar, emisyon artış hızının son iki yıla göre yavaşlamasına rağmen, ülkelerin enerji, ulaşım ve sanayi politikalarının radikal bir şekilde değişmediği takdirde, CO2 emisyonlarının 2030 yılına kadar artabileceği konusunda uyardı.
Dünya çapında fosil yakıt kullanım oranı:
Stanford Üniversitesi Dünya Çevre ve Enerji Bilimleri Enstitüsü’nde görevli Prof. Rob Jackson, “Emisyon büyümesinin geçtiğimiz yıllara nazaran yavaşlaması iyi haber; ancak hala yardıma ihtiyacımız var. Sormamız ve üzerine gitmemiz gereken soru şu: Emisyonlar, ne zaman düşmeye başlayacak?” ifadelerini kullandı.
Araştırmacılara göre, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) kömür kullanımının azalması gibi umut verici gelişmeler, dünyadaki doğalgaz ve petrole olan rağbetin artmasıyla gölgeleniyor. Yeraltı kaynakları bakımından zengin olan ülkelerde kişi başına emisyon değerinin son derece yüksek olduğunu belirten araştırmacılar, dünyadaki enerjinin eşit olarak dağılmadığına dikkat çekiyor.
Ülkelerdeki fosil yakıtların kullanım oranı:
Küresel Karbon Projesi, ABD, AB ve Çin'in küresel olarak tüm karbondioksit emisyonlarının yarısından fazlasını oluşturduğunu söylüyor. Buna rağmen yıllık emisyonlar, ABD de dahil olmak üzere birçok sanayileşmiş bölgede, geçen yıldan bu yana yüzde 1,7 oranında düştü. Araştırmaya göre, Küresel karbondioksit emisyonlarının yaklaşık yüzde 40'ı kömür, yüzde 34’ü petrol, yüzde 20’si doğal gaz ve geri kalan yüzde 6’sı diğer kaynaklarından kullanımından kaynaklanıyor.
Kömür, küresel emisyon oranlarında hala önemli bir faktör olmasına rağmen, geçtiğimiz yıl 0,9 oranında daha az kullanıldı. 2019’da ABD’deki kömür tüketimi ise 2005 yılına göre tam yüzde 50 oranında azaldı. Ülkedeki kömür kullanımının yerini ise doğalgaz, rüzgar ve güneş enerjisi gibi nispeten daha ucuz ve temiz enerjiler aldı. Küresel kömür kullanımının yarısını oluşturan Çin’de ise 0,8’lik bir azalma yaşandı.
Peki, tünelin sonunda ışık var mı? Araştırmacılar, yıldan yıla artan CO2 emisyon değerlerini dengelemek için çok daha güçlü ve sürdürülebilir politikalara ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Ülkelerin, fosil yakıtları yenilenebilir kaynaklarla değiştirmesi gerektiğini belirten araştırmacılar, elektrikli otomobillerle enerji verimliliğinin daha da artırılabileceğine dikkat çekiyor.
