Kızılötesi kameralar, uzunca bir süredir hayatımızın içerisindeler. Kimi zaman savunma kimi zaman da havalimanı gibi yüksek güvenlik önlemlerinin alındığı yerlerde kullanılan kızılötesi kameralar, sıcaklık yardımıyla gerekli tespitlerin yapılmasında yardımcı oluyor. Kızılötesi kameraların sıcaklıktan faydalanması, kimi zaman çeşitli hastalık durumlarının tespitinde de yardımcı oluyor.
Bilim insanları şimdi ise yeni bir kamuflaj malzemesi ürettiler. Üretilen bu kamuflaj, kızılötesi kameraların tespit yeteneğini devre dışı bırakıyor. Yani bu kuantum kamuflajı kullandığınız takdirde, kızılötesi kameralara yakalanmıyorsunuz. Bilim insanları, bu malzemenin gizlilik teknolojileri için fazlasıyla önemli olabileceğini düşünüyorlar. Aslına bakacak olursak kızılötesi kameralar geçmişte de kandırılıyordu ancak bu kamuflajı benzersiz kılan, kuantum yapısı.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Harvard Üniversitesi, Wisconsin-Madison Üniversitesi, Purdue Üniversitesi ve Brookhaven Laboratuvarı bünyesinde çalışmalarını sürdüren bilim insanları tarafından geliştirilen bu kuantum malzeme, malzemelerin fiziksel özelliklerinden faydalanıyor ve maddenin sıcaklığını, termal ışık radyasyonundan ayırıyor. Böylelikle kızılötesi kameralar, söz konusu maddeyi tespit edemiyor.
Bilim insanları, bu kuantum kamuflajı üretebilmek için samaryum nikel oksit kullandılar. Aslına bakacak olursak bu maddenin uzun bir tarihinin olduğunu söyleyemeyiz. Samaryum nikel oksit, bundan birkaç on yıl önce keşfedildi ve keşfedildiğinden beri de büyük gizemleri olan bir madde. Bilim insanlarının özellikle de son on yıldır yaptığı araştırmalar, bu maddenin oksijenden ayrılması ve düşük oksijen olan bölgelerde iyi bir yalıtkan olduğunu tespit ettiler.
İşte bu kamuflajın kızılötesi kameralardaki etkisi
Samaryum nikel oksitin tek özelliği, düşük oksijenli ortamlarda yalıtkan olması değil. Bilim insanları, bu maddenin aynı zamanda yalıtkan halden iletken hale geçebileceğini tespit ettiler. Bilim insanları, doğada nadir olarak bulunan bu tür maddelerin, sıcaklık ve termal radyasyonu ayrıştırma yeteneğinin olabileceğinden şüpheleniyorlar.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Mikhail Kats, bu keşfin sadece kızılötesi kameraları kandırma konusunda değil, yeni optik tiplerinin geliştirilmesi ve hatta kızılötesi kameraların kendilerini geliştirebilmesi için bir fırsat olduğunu söylüyor. Bilim insanları şimdi, bu yeni keşfin üzerine yenilerini ekleyerek hem kızılötesi kameraları geliştirmek hem de yeni teknolojiler üretmek istiyorlar.
