Kök hücreler 1960’larda büyük bir buluş olarak ortaya çıktı. Bu kök hücreler, yıkıcı hastalıkların onarımı ve tedavisi için büyük potansiyel taşıyor.
Kök hücreler insan yaşamının yapıtaşlarını oluştururlar. Kök hücrelerin ilaç sektöründe bir devrim niteliğinde olacağı ve kanser, kalp hastalıkları, görme kayıpları ve felç gibi çoğu ciddi hastalığa çare bulunmasına yardımcı olacağı konusunda bilim insanlarının inancı gün geçtikçe yükseliyor.
Öncelikle ‘‘kök hücre nedir?’’ sorusunu cevaplamakla başlayabiliriz ancak bu soruyu cevaplamak için insan hayatının ilk noktasına, sperm ve yumurtanın birleşmesinden üç gün sonrasına gitmemiz gerekir. Başlangıçta otuz iki embriyonik kök hücreden oluşan insan, kök hücrelerin çoğalması ve dönüşmesi sonucunda gelişmiş insan formuna ulaşır. Yani bu süre zarfında bu hücreler beyin, kalp, kemik gibi yapıları oluşturur. Usta kökler diye adlandırılan bu hücreler, vücudun içindeki herhangi bir hücreye ayak uydurup onun gibi davranma özelliğine sahiptir. Bu sebeple ileriki zamanlarda neredeyse tüm hastalıkların tedavilerinde kullanılabilecekler.
Senelerdir özel kliniklerin tedaviye muhtaç hastalara çok uçuk ücretlerle sunduğu deneysel kök hücre tedavileri sebebiyle kök hücrelere karşı olan heyecana kuşkucu yaklaşımlar olmaktaydı. Ancak bugün teknolojinin de sayesinde bu hücreleri nasıl kullanacağımız konusunda bilgi sahibiyiz. Bunun sonucunda da bu hücrelerin yakında anestezi, antibiyotik ve organ nakli gibi kavramlara rakip olarak gelmesi konusunda ümitliyiz.
Ortaya atılan yeni fikirler ve yeni buluşlarla sağlık sektörü gün geçtikçe daha iyi bir hal almakta. Tahmin bile edemeyeceğimiz tedavi yöntemleri ve klinik cihazlar ile birçok hastalık tedavi edilebiliyor ancak vücudumuzdaki hücrelerin kendi kendilerini yenileyip onarabilmesi düşüncesi bizi fazlasıyla heyecanlandırıyor
