Bu Psikolojik İllüzyona Dikkat Edin: Yalanlar Karşısında Neden Sustuğunuzun Asıl Nedeni Olabilir!

4
1
1
0
0
Kolektif illüzyon, aslında yanlış olan bir düşünceyi savunan çoğunluğa karşı gelmemek ve çıkıntı gibi görünmemek için birçok kişinin, yanlışa ortak olmasını ifade ediyor. Peki bu kavram bize tam olarak neyi anlatmak istiyor?

Eskiden Harvard Üniversitesinde profesör ve aynı zamanda Populace adlı bir düşünce topluluğunun kurucusu olan Todd Rose'a göre bu kavram; bir gruba uyum sağlama arzusunun, insanları nasıl yanlış yola sürükleyebileceğini anlatıyor.

Rose, ''Collective Illusions: Conformity, Complicity, and the Science of Why We'' adlı kitabında bu kavram ile ne demek istediğini detaylıca açıklıyor. O halde gelin, biz de sizler için kolektif illüzyonu detaylıca açıklayalım. 

Kolektif yanılsamalar, çoğu zaman çoğunluğun savunduğu yalanlar nedeniyle ortaya çıkar.

Kolektif illüzyon

Bir grubun içindeki insanlar, çoğunluğun düşündüğü ve istediği, yanlış olsa bile aynı fikirde olmadıklarını gruba belirtmeyebiliyor. Bu da illüzyona kapılmalarına yol açıyor. Çünkü bu aslında onaylamadıkları bir şeye razı olmaları anlamına geliyor. Hatta daha ileri boyutlarda, diğerleri tarafından istemedikleri bir eylemi yapmaya bile zorlanabiliyorlar. Yapılan araştırmalar, ABD vatandaşlarının üçte ikisinin böyle durumlarda konuşmak yerine, kendini susturmayı tercih ettiğini ortaya koyuyor. 

İş yerleri, bu yanılsamanın en çok görüldüğü ortamlar arasında.

Todd Rose

İş, insanların kazanç sağladığı bir alan olduğu için çoğu kişi, herhangi bir kritik durumda mesleki konumunu kaybedeceğini düşünerek görüşünü bildirmek istemeyebiliyor. Mesela Todd Rose yaptığı çalışmada, çoğu kişinin işinden memnun olmadığını, daha farklı bir hayat amacı aradığını söylüyor. Ancak yine bu aynı çoğunluğun, aslında herkesin böyle düşünmediğini sandığı görülebiliyor. İşte Rose bunun, çoğunluğun yanılsamasına bir örnek olarak verilebileceğini düşünüyor. Yazar burada insanların, kalıp yargılardan hareket ederek kolayca aslı astarı olmayan genellemeler yapabilmelerini eleştiriyor. 

Rose bu eleştirisini şöyle açıklıyor: Çalışan ve çocuğu olan bireyler, iş hayatları nedeniyle çocuklarına ayırdıkları vaktin yetersiz olduğunu düşünüyor. Bu nedenle bu konuda, genel bir sistem iyileştirmesi yapılması gerektiğini düşünüyorlar. Hatta yapılan araştırmalarca insanların böyle düşündükleri ortaya konmuş durumda. Ancak Rose'a göre, kimse bu isteğini diğerlerinin içerisinde yüksek sesle dile getiremiyor. Çünkü diğerlerinin bunu istemediklerini düşünüyorlar ve bunu dile getirip öne çıktıkları takdirde yuhalanacaklarını zannediyorlar. Böylece sonuç olarak çoğu kişi, belki de kötü giden bir düzeni iyileştirebilecekken, ''nasıl olsa herkes böyle düşünüyor'' sanıp susarak birçok imkan ve fırsattan feragat etmiş oluyor. Fakat bir konuşsalar diğer birçok kişinin de kendileri gibi düşündüğünü görebileceklerini bilmiyorlar.

Bu durum, bir gruba ait olabilme isteğinden kaynaklanıyor. 

İllüzyon

Rose'a göre bir gruba uyum sağlamak, insanlar için önemlidir. Bu nedenle bireyler, o grupta en çok konuşulan şey saçma bile olsa gruba dahil olabilmek için onun makul olduğunu düşünebiliyor. Ancak Rose, şöyle ilginç bir örnek veriyor: Mesela Twitter'daki içerikleri, kullanıcıların %10'unu oluşturuyor, %80'i ise bu içerikleri dolaşıma sokuyor. Bu da insanların sadece %10'unun, bir görüşe sahip olduğunu gösteriyor. Fakat insanlar, diğer %80'in de bir görüşü varmış gibi zannediyor oysa bu tamamen bir yanılsama. Yani gördüğünüz gibi çoğu zaman önemli olan ve diğerlerinin de aynı düşünmesini etkileyen şey, azınlığın görüşleri olabiliyor. 

Yani çoğu zaman fikirler, bir grubun ortak ürettiği düşünceler olmayabiliyor. Rose, insanların düşüncelerini, bir topluluğun karşısında gizlemelerini anti-demokratik bir durum olarak görüyor. Çünkü yazar o insanlara, ''sen ses çıkarmazsan, o çıkarmazsa, öteki susarsa demokrasi nasıl işleyebilir?'' gibi bir soru sormamız gerektiğini düşünüyor. 

Bu işin kötü sonuçlarından biri de iptal kültürünü derinlemesine beslemesi.

İptal kültürü

İptal kültürünün savunucuları, kendileriyle aynı fikirde olmayan kişilerin aforoz edilmesi gerektiğine inanan bir yapıya sahip. Yani sırf onlarla aynı fikirde değilsiniz diye hayatınızın mahvolması gerektiğini düşünüyorlar diyebiliriz. İptal kültüründe kişi, sosyal, ekonomik ve bazen fiziksel olarak cezalandırılabilir. ''Vay efendim sen misin benim gibi düşünmeyen!'' deyip, karşısındaki kişiye olumsuz tutum sergileyen insanlar bu kültürü destekliyor. İşte sırf bu nedenle bazı insanlar, baskı ve tehdit altında oldukları için diğerleriyle aynı fikirdeymiş gibi yapabiliyor. Yani bir bakıma sadece rahat bırakılsınlar diye mecburen yalan söylüyorlar. 

Aslında kolektif illüzyon, toplumsal yaşamda kutuplaşmaların ortaya çıkmasına neden oluyor.

Toplu yanılsama

Bu durum insanların, ''benim gibi düşünen, benim inandığım değerlere sahip olan insanlar haricinde hiç kimseye saygı duymuyorum'' moduna girmesine yol açıyor. Böylece kendi gibi olmayana karşı güvensizlik hisseden kişiler, ötekilerden ayrışmaya başlıyor. Esasen bu illüzyona kapılan bireylerin, kalıp yargılara saplantılı olmayı bırakıp hoşgörülü olmayı benimsemeleri gerekiyor. Keza bu yanılsamaların karşısında göze batmamak ve dışlanmamak için kendini susturan diğer insanların da düşüncelerini açıkça ifade etmeleri önemlidir. Aksi takdirde özgür düşünce ve özgür iletişim, insanlıktan yavaş yavaş uzaklaşmaya başlayabilir.

Bu konuya etki eden diğer mevzu ise sosyal eşitsizlik. Mesela sosyoekonomik seviyesi yüksek kesim, görüşlerini kimseye aldırış etmeden dile getirebiliyor. Yani çoğunluk ne der baskısını üzerlerinde hissetmiyorlar. Ancak sıradan insanlar, ötekilerin baskısı karşısında konuşmaktan bu kesime göre daha fazla çekinebiliyor. Todd Rose ise insanlara, farklı görüşlere maruz kalacakları sosyal alanlara dahil olmaları gerektiğini söylüyor. Çünkü bir kişi, bir şeyin doğru olduğuna neden inandığını kendi de bilmiyorsa bu hem o kişi için hem de bir toplumun kültürü ve değerleri için büyük bir yozlaşma demektir. 

4
1
1
0
0
Emoji İle Tepki Ver
4
1
1
0
0