Tüm dünyada etkisini gösteren koronavirüs salgını, hayatın olağan akışını tamamen değiştirdi. Karantina nedeniyle değişiklik gösteren şeylerin başında uyku düzeni geliyor. Bazı insanlar, salgının ortaya çıkmasıyla birlikte gerilim dolu rüyalar gördüklerini söylüyor.
Yeni Zelanda Massey Üniversitesi Uyku Merkezi’nde araştırma görevlisi olan Rosie Gibson, bir makalesinde koronavirüs döneminde görülen rüyaların nedenini anlattı. Gibson, rüyaların uykunun her aşamasında görülebildiğini belirtirken daha görsel ve duygusal rüyalardan REM uykusu denen ve gözlerin daha hızlı hareket ettiği aşamanın sorumlu olduğunu ifade etti.
Koronavirüs salgını, bireylerin uyku düzenini olumsuz etkiliyor:
Bazı uzmanlar, bu rüyaların gerçek hayatta karşılaşılan stres ve korkular için bir nevi prova işlevi gördüğünü, akıl sağlığı için savunma mekanizması oluşturduğunu düşünüyor. Küresel salgının bireylerin uyku düzenini ve kalitesini etkilediğini dile getiren Gibson, “Bunun bazıları için olumlu, bazıları içinse olumsuz etkileri var. Her iki durum da rüyaların daha fazla hatırlanmasına yol açabilir” dedi.
Çin ve İngiltere'de yapılan araştırmalar, birçok kişinin salgın nedeniyle artan kaygı durumuyla karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Bunun sonucunda daha kısa ya da daha rahatsız bir uyku deneyimi ortaya çıkıyor. Yatmadan önce salgınla ilgili bilgi almanın rahat ve kaliteli uykuyu olumsuz etkilediği kaydedildi.
Salgınla ilgili endişe duyanlar, daha stresli rüyalar görebilir:
Yeni Zelandalı uyku uzmanına göre kişi, uykusuz kaldığında REM uykusuna yönelik baskı artıyor ve uyku fırsatı yakalandığı zaman REM uykusunda 'geri tepme' adı verilen süreç meydana geliyor. Bu süre zarfında görülen rüyalar da daha etkili ve daha duygusal oluyor.
Öte yandan koronavirüs salgınıyla ilgili endişelerin rüyaları etkilediğine dikkat çekiliyor. Gibson’a göre salgınla, çalışma hayatıyla veya aileyle ilgili endişeli olanlar, daha stresli rüya deneyimleyebilir.
ABD’de 2001 yılında yaşanan saldırılara işaret eden Gibson, olağan dışı rüyalarla kabusların artmasının normal olduğunu söyledi ve ekledi: “Bu tür deneyimler; daha önce ABD'de 2001’de yaşanan saldırıların ya da doğal afetlerin veya savaşın ardından ani değişim, kaygı ya da travmayla ilişkili olarak da rapor edildi.”
