Call Tech, laboratuvar ortamında DNA temelli programlanabilir bir bilgisayar geliştirdi. Sistem DNA’daki 6 bitlik komutları kullanarak program üretebiliyor. Diğer programlanabilir bilgisayarlar gibi bu da birçok program üretebilir ancak şu an için 21 farklı program üretilmiş durumda.
Aslında işlemler için DNA kullanmak yeni bir olay değil, vücudunuz bunu her an yapıyor. Ama genel olarak DNA bilgisayarları genel programlanabilir bilgisayarların aksine sadece belirli işlemleri yerine getirebiliyor.
DNA, dört faklı kimyasaldan oluşan iki parçadan oluşuyor. Her bir parçayı, her bir basamağı bu dört kimyasaldan birinin oluşturduğu ortadan kesilmiş bir merdiven gibi düşünebilirsiniz. Her bir parça ona karşılık gelen bir parça ile birleşiyor. Araştırmacılar iki girdi ve iki çıktıdan oluşan ve mantık geçidi gibi davranan DNA iplikleri oluşturdular. Beş tane kapı birleşince altı girdi ve çıktıdan oluşan katmanlar oluşturuyor. Bir program da bu altı bitlik katmanlardan oluşuyor.
Bilgisayar, ‘sıra’ denilen 355 farklı parçayı birleştiren komutları oluşturuyor. Her biri hataları azaltmaya yardımcı olan, birbirine dolanmış çoklu DNA sıralarını kullanıyor. Ama hata oranı, elektronik bir bilgisayara göre daha yüksek. Ekip şimdiye kadar kopyalama, sıralama, sözcükleri ve üçün katlarını tanıma, rastgele yürüme, taraflı bir rastgele kaynaktan tarafsız seçenekler elde etme, lider seçme, hücresel özdevinir simülasyonu yapma, kararlı ya da rastgele yollar belirleme ve 63’e kadar sayma gibi işlemleri bu bilgisayar ile yapabiliyorlar. Her bir sıra başına hata oranı 3000’de 1’den daha az.
Derleyici gerekli girdileri aldıktan sonra bilgisayara çalışma komutu veriyor ve bir programın oluşması yaklaşık bir gün sürüyor. Bu süre size uzun gelebilir ama elektronik bilgisayarlar da ilk üretildiğinde yavaştılar, günümüzdeki bilgisayar teknolojisine ulaşmaları zaman aldı. Belki bu gelişme de gelecek nesil bilgisayarların ilk adımı olur.
