12 ve 13 Kasım 1833’te görenleri hayrete düşürecek bir doğa olayı yaşandı. Bu doğa olayı Leonid olarak isimlendirilen bir meteor yağmuruydu.
Yaşanan meteor yağmuru o kadar şiddetliydi ki gökyüzü âdeta alevler saçan bir ateş tarlasına dönmüştü.
Her saat yaklaşık 50.000 ila 150.000 arasında meteor düştüğü tahmin ediliyordu!
Öyle ki, binlerce hatta yüz binlerce meteor karanlık geceyi aydınlatmıştı.
Bu olağanüstü olay, aslında Leonid meteor yağmurunun bir parçasıydı.
Her Kasım ayında gerçekleşen Leonid meteor yağmuru, her zaman bu kadar yoğun olmasa da 33 yılda bir dünya atmosferine giren meteoritlerin yoğunluğunda bir artış olmasından kaynaklanıyordu.
Ancak 1833’te yaşanan bu meteor yağmuru, tarihteki en şiddetli Leonid meteor yağmurlarından biriydi.
Bu tarih, meteor astronomisinin kaderini değiştiren bir dönüm noktası olarak tarihe geçti.
Her ne kadar meteor yağmurunun ardından çoğu kişi paniğe kapılarak kıyametin geldiğini sanmış olsa da bir yandan da bu meteor yağmuru bilim insanları açısından büyük bir fırsat yaratmıştı.
1833’teki Leonid meteor yağmuru bilim insanlarının dikkatini çekerek özellikle meteorların ve kuyruklu yıldızların kökeni ve hareketlerine yönelik çok daha derin bir anlayışın geliştirilmesine olanak tanıdı.
Söz konusu meteor yağmuru, insanların gökyüzüne olan ilgisini artırdı ve bu konudaki bilimsel çalışmaların önünü açtı.
Bu olaydan sonra, meteorların atmosferden geçerken yanarak “yıldız kayması” olarak bilinen olguyu oluşturduğu anlaşıldı.
Ayrıca, bu olayın ardından gök olayları daha sistematik bir biçimde incelenmeye başlandı ve meteor yağmurlarının düzenli aralıklarla meydana geldiği de fark edildi.
Böylece alandaki ilerlemelerin önü açıldı ve gök taşı biliminin bir bilim dalı olarak doğmasının temelleri atıldı.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
