İlk kez Sigmund Freud tarafından ortaya atılan libido kavramı cinsel dürtü anlamına geliyor. Genel olarak insanları cinselliğe yönelten en temel güdü olan libido, düşünülenin aksine her zaman yüksek olan ya da yüksek olması gereken bir dürtü değil. Özellikle günümüz dünyasının stresli yapısını düşündüğümüz zaman hem kadınlarda hem de erkeklerde libido kaybının son derece yaygın olarak görüldüğünü söylemek mümkün.
Öncelikle belirtelim, zaman zaman libido kaybı yaşamak doğaldır. Ancak bu durum kronik hale geldiyse mutlaka uzman bir hekime muayene olmanız tavsiye ediliyor. Libido azalmasının pek çok nedeni var. Bunlardan bazıları biyolojik büyük çoğunluğu ise psikolojiktir. Gelin libidonuzu düşüren bazı durumlara biraz yakından bakalım ve bu tür durumlar yaşadığınız zaman neler yapabileceğinize dair bazı tavsiyelere kulak verelim.
Libido düşüren sebepler:
İlişkide yaşanan sorunlar:
Partnerler arası ilişkide yaşanan sorunlar libido kaybının en sık karşılaşılan nedenleri arasındadır. Özellikle uzun süren ilişkilerde bir noktadan sonra eşler birbirine yeterince çekici gelmemeye başlar. Bunun yanı sıra kadında ya da erkekte görülen bazı cinsel performans sorunları da her iki eşin libido kaybı yaşamasına neden olabilir.
Cinsel performans konusunda sorunlar olmasa bile çiftlerin arasında yaşanan diğer sorunlar, cinsel isteği de azaltabilir. Böyle bir durumda mutlaka bir ilişki uzmanından yardım alınmalı ya da sorun tıbbi kaynaklıysa mutlaka bir uzman bir hekime danışılmalı.
Stres, yoğun kaygı ve yorgunluk:
Libidonuzu düşüren sorun ilişkinizde ya da partnerinizde değil de sizde olabilir. Bu tür bir sorun asla utanılacak bir durum değildir. Çoğunlukla stres, kaygı ve yorgunluk kaynaklıdır. Önemli olan böyle bir sorun olduğunun bilincine vararak bir uzmandan destek almaktır. Bu durumu partnerinizle de konuşmalı ve onun desteği ile bu sorunlarla mücadele etmelisiniz.
Depresyon:
Belki de günümüz dünyasının en yaygın görülen psikolojik rahatsızlıklarından biri olan depresyon, zaman zaman hepimizin temel sorunu olabiliyor. Kendinizi mutsuz ve umutsuz hissediyor, eskiden zevk aldığınız şeyleri bile yapmak istemiyorsanız elbette libidonuz düşecektir. Eğer depresyon nedeniyle antidepresan kullanıyorsanız bu da libido kaybına neden olacaktır. Bu durumda libidonuzu bir kenara bırakın ve önce kendinizle ilgilenin. Siz mutlu oldukça diğer sorunlarınızın da çorap söküğü gibi düzeldiğini göreceksiniz.
Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı:
Uyuşturucu madde zaten kullanıcısını adım adım ölüme getiren bir yolculuğa sürüklüyor, bırakın libidonuzu da düşürsün bir zahmet. Alkol ise hassas bir dengede çünkü az bir alkol alımı kan akışını hızlandırıp kişiyi rahatlattığı için cinsel isteği arttırabiliyor. Ancak sürekli kullanımı sonunda hem kadınlar hem de erkeklerde libido kaybına neden olabiliyor. Bu nedenle kararında tüketin. Zaten pahalı.
Yaşlanma:
Yaşlanma kaynaklı libido kaybı doğal bir durum. Ancak hangi yaştan sonra böyle bir durumun yaşanağı kişiden kişiye değişmektedir. Yaşlandıkça libido kaybı yaşanmasının nedeni aslında hormon azalmasıdır. Erkeklerde testosteron, kadınlarda östrojen hormonu seviyesi azaldıkça cinsel istek de azalır. Yaşa bağlı olarak uzman bir hekimle görüşürseniz bazı tedavi yöntemleri uygulamak mümkün.
Hormonal sebepler:
Düşük hormon seviyeleri yalnızca yaşlılarda değil, gençlerde de görülen bir durumdur. Hormonlar tiroid bezimizden salgılanır. Tiroid bezi kaynaklı sorunlar nedeniyle hormon problemleri yaşanır ve bu da libido kaybına neden olur. Benzer bir durum hiperprolaktinemi adı verilen bir hormon rahatsızlığında da görülür. Libido kaybınıza böyle bir durumun neden olup olmadığını öğrenmek için basit bir kan testi yaptırmanız yeterli. Daha sonra durumunuza bağlı olarak uygulanabilen pek çok tedavi yöntemi var.
Bazı doğum kontrol yöntemleri:
Kombine Oral Kontraseptifler, vajinal halka, doğum kontrol bandı, sadece progestojen içeren hap, doğum kontrol implantı ve Depo-Provera enjeksiyonu gibi bazı doğum kontrol yöntemleri özellikle uygulandıktan sonraki bir süre boyunca libido kaybına neden olabilmektedir. Yöntemi uygulayan hekimle görüşerek konu hakkında detaylı bilgi sahibi olabilir ve gerekirse bazı tedavi yöntemlerini uygulayarak bu etkiyi ortadan kaldırabilirsiniz.
İlaç tedavisi ve diğer tıbbi durumlar:
Kardiyovasküler hastalık, diyabet ve obezite gibi bazı kronik tıbbi rahatsızlıkların da kişilerde libido kaybına neden olduğu biliniyor. Aynı zamanda yüksek tansiyon ilaçları, antidepresanlar, uyku ilaçları ve testosteron üretimini azaltan farklı ilaçlar da kişide libido kaybına neden olabiliyor. Bu tür bir durum yaşıyorsanız mutlaka uzman bir hekime danışmalısınız. Bu durumu değiştirmek için kullanacağınız libido arttırıcı ilaçlar ters etki edebileceği için hekim tavsiyesi olmadan farklı yöntemler kullanmamanız şiddetle tavsiye ediliyor.
Peki, ne yapmalı?
Öncelikle sakin olmalı ve libido düşmesinin herkesin başına gelen doğal bir durum olduğunun farkına varmalsınız. İlişkide ya da günlük hayatta yaşanan sorunlar nedeniyle libidonuz kısa süreli bir kayıp yaşamış ve cinsel isteksizlik yaşıyor olabilirsiniz. Bir süre bu durumu gözlemleyin. Yapmak istiyor da yapamıyor musunuz yoksa hiç mi yapmak istemiyorsunuz bunu anlayın.
Herkesin libidosu her zaman yüksek olmak zorunda değil. Buradaki yazımızda aseksüellikten bahsetmiştik. Yani cinsel istek duymuyor ve bunu bir sorun olarak görmüyor olabilirsiniz. Ancak cinsel istek duymuyor ve bunu bir sorun olarak kabul ediyorsanız işte o zaman bu sorun üzerine düşünmeli ve olası nedenlerini tespit etmelisiniz.
Libido kaybınızın psikolojik nedenleri olduğunu düşünüyorsanız uzman bir psikoloğa giderek durumu anlatmalı ve destek almalısınız. Eğer libido kaybınızın biyolojik nedenleri olduğunu düşünüyorsanız mutlaka uzman bir hekime muayene olmalısınız. Çoğu zaman bu tür durumların oldukça basit nedenleri vardır ve hekim tavsiyesi ile yapacaklarınızla beraber herhangi bir tıbbi müdahale olmadan çözülebilir. Yeter ki bir uzmandan tavsiye almaktan çekinmeyin.
İnsanları cinselliğe yönelten en temel güdü olarak bilinen cinsel dürtü libido neden düşer sorusunu yanıtlayarak libido düşmesine neden olan bazı durumlardan bahsettik. Anlattıklarımızın yalnızca bilgilendirme amaçlı olduğunu ve en doğru bilgiyi yine doktorunuzdan alacağınızı tekrar hatırlatalım.
