8,5 Şiddetinde Depremle Yıkılan Şehir Lizbon'un Diriliş Hikayesi: Bu İşler Öyle Kadere Kısmete Değil Bilime İnanınca Oluyor!

17
5
2
1
0
Lizbon depremi, tıpkı bir Rönesans gibi, dinle sömürülen şehirde bir dönüm noktasına sebep oldu. Depremin ardından artık yavaş yavaş akıl ve mantık kendini göstermeye başladı.

On binlerce can kaybına sebep olan Kahramanmaraş depremleriyle birlikte, büyük çaplı depremlere karşı henüz yeterince hazırlıklı olmadığımızı görmüş olduk. Bu süreçte çok sayıda kişi, “ne yaparsak yapalım bu yıkım kaçınılmazdı” gibi pek de tutarlı olmayan düşüncelere girdi. Fakat bunların sıfırdan ortaya çıkan depremler olmadıklarını, adeta bağıra bağıra geldiklerini de daha önce sizlere göstermiştik.

Hazırlıklı olabilirdik/olamazdık konusunu şimdilik kenara bırakalım. Bu depremin yaralarını bir şekilde sardığımızda, bundan yıllar sonra da olsa kaçınılmaz olarak ‘gelecek’ bir depreme karşı hazır olacağımızdan emin olabiliyor muyuz? Kesinlikle hayır. Tam da bu yüzden, yüzyıllar önce gerçekleşmiş olan Lizbon depreminden örnek almamız gereken şeyler bulunuyor.

Kısaca neydi bu Lizbon depremi?

North Wind Picture Archives

18’inci yüzyılın büyük Lizbon depremi, 1 Kasım 1755 tarihinde, yani Azizler gününde, sabah 9:40 sularında kenti vurdu. 8.5 ile 9.0 aralığında bir büyüklüğe sahip olduğu düşünülen deprem, alüvyal topraklar üstüne inşa edilmiş olan tüm yapıları yerle bir etti. Şehrin içindeki 40 kilisenin 35’i yıkıldı.

İnsanlar yıkımdan kaçarken kıyıda toplandı. Bu, işleri sadece daha da kötü yaptı.

Lizbon depremi

Çünkü sallantı esnasında kıyıdan geri çekilen su, daha sonradan tsunami olarak döndü ve panik içindeki kalabalığın üstüne adeta devrildi. İç kesimlerde ise ayakta kalan binalarda yangınlar çıktı. Sonuç olarak ise 30.000 kadar insanın bu olayda hayatını kaybettiği düşünülüyor.

40 kiliseden 35’inin yıkıldığı kısma dikkat etmek gerek.

Jacques-Philippe Le Bas

Çünkü o dönemde hâlihazırda oldukça koyu bir şekilde Katolik olan halk, böylesine büyük bir felaketi anlamlandırabilmek için de ‘Tanrı’nın laneti’ demeyi uygun görmüştü.

1 kişi hariç…

Sebastião José de Carvalho e Melo

O kişi de Sebastião José de Carvalho e Melo oldu. Tarihte daha çok Marquis de Pombal I ismiyle bilinen devlet adamı, depremin olduğu dönemde devletin en gözde bakanlarından biriydi. Depremle birlikte Pombal’ın fikirleri, bilime karşı yüzünü çevirmiş olan ülkeye modernliği zorla getirdi.

Kralın ölümüne kadar stratejik kararlar Pombal’a bırakıldı.

İlahı cezanın resmedilişi/João Glama Strobërle

Bölgedeki mimarlar, kendisine depremin hasarını onarabilmek adına birkaç öneride bulundu. Bunların ilkinde şehrin farklı bir bölgeye taşınması bulunuyordu, fakat şehrin büyüklüğünden dolayı reddedildi. İkincisinde daha geniş ve daha düz sokakların kurulması önerildi fakat bu sefer de toprak sahipleri buna karşı çıktı.

Üçüncü öneride binaların konumunda herhangi bir değişiklik yapılmaması ve sadece onarılmaları yer alıyordu. Dördüncü olarak da en çok zarar gören bölgenin yeniden gözden geçirilip inşa edilmesi, diğer yerlerin de önceki deprem planına göre kurulması öneriliyordu. Dördüncü karar uygun görüldü.

Bu bağlamda şehrin ortasında kalan Baixa bölgesinde birtakım düzenlemeler yapıldı.

Ópera do Tejo

Daha düz sokaklar inşa edildi ve başta bölgede yapılacak evlerin iki kat ile sınırlandırılması önerildi. Bu öneriye göre evlerin boyu, sokağın genişliğini geçmeyecek ve bu sayede bir felaket anında sokakları geçilebilir kılacaktı. Maalesef bu kısım kaynaklara göre uygulanamadı.

Asıl devrimsel olan şey, ‘Gaiola’ isimli ahşap iskelet sisteminin çıkarılmasıydı.

Gaiola modeli

Binayı sağlam tutan bu iskeleti yanmaya karşı koruyan ise etrafını kaplayan kârgir duvarlar oldu. Askerlerin kuvvet uygulamasıyla da sağlamlığı test edilen bu sistem, diğer evler için de zorunlu tutuldu. Tüm düzenlemelerin sonucunda Lizbon; daha geniş ve düz sokaklara sahip, açık alanları bulunan ve depreme karşı dayanıklı yapıları olan bir kent hâline geldi.

Bu sayede dinin baskın olduğu ve herhangi bir bilimsel aktivitenin önüne geçtiği kent, akıl ve mantık yoluyla depreme dayanıklı hâle getirilmişti.

Yani şehrin konumuna göre düzenlemeler yapılmış, depremin hemen ardından “binaları şuraya mı koysak?” gibi temelsiz varsayımlardan uzak durulmuştur.

Bizim bu şekilde dersler alıp gerekli adımların atıldığını görüp görmeyeceğimiz bile belli değil desek yanlış olmaz. En azından 1939 ve 1999’daki büyük depremlerin sonrasına baktığımızda bunu maalesef görüyoruz. 2023’teki büyük depremlerin ardından en azından gerekli önlemlerin artık alınmasını umuyoruz.

Günümüzde Lizbon ne durumda?

Maalesef 1755'in getirdiği dersler günümüzde Lizbon'da da unutulmaya yüz tutmuş gibi görünüyor. Bunun sebebiyse kıyılarda doldurma şeklinde yerlerin yapılmış olması -ki bunlar depremde çökmeye mahkum- ve halkın bu konuda bilinçsiz olması diyebiliriz.

Zira 2020'de yapılan bir ankete göre halkın büyük çoğunluğu, 1755'tekilerle aynı hatayı yaparak deprem anında kıyıya gitmeyi tercih ediyor. Bu da depremin ardından gelecek tsunamiyi karşılamak demek. Yine de Lizbon'da afetlere yönelik çalışmaların 'aynı canlılıkla olmasa da' devam ettiğini belirtelim.

  • Kaynaklar: Hakai Magazine, Nurettin Kalkan
  • Tarihi bilgiler için: Dreadful Visitations: Confronting Natural Catastrophe in the Age of Enlightenment
17
5
2
1
0
Emoji İle Tepki Ver
17
5
2
1
0
Yorumlar(14)
Yorumunuz minimum 30 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
Popüler Yorumlar
Tüm Yorumlar
2 yıl önce
ben aldatmam aga‏‏‏‏‏‏‏‏ ‏‏‏
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
Yooo bende televizyon izliyom...
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
Yukarıda açıklanan teori, ancak iki ayaklı bir hayvandan farkı olduğunu düşünmeyen insanlar için geçerli olabilir.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
İşte İslam"da çok eşli olmanın sebeplerinden biri. İnsanı Yaratıcısından daha iyi mi bileceksiniz? Latif olan rabbim her şeyi ne kadar ince ayrıntısıyla yaratmış. İslamın her hükmünde bizim daha öğrendiğimiz veya öğrenemediğimiz nice hikmetler var. SUBHÂNALLÂH.
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
diğer yanıtları göster
2 yıl önce
Aynen doğrudur. Benim kastettiğimde buydu zaten. Yanlış anlaşılmasını istemem. Sonuçta yazılar tam anlamıyla ne kastedildiğini anlatamayabiliyor. Teşvik edilen tek eşli olmaktır. Bazı zaruretler halinde çok eşe cevaz vardır. Eski geleneklerdeki sınırsız eş adetini İslam sınırlayıp en fazla 4 eşe izin vermiştir. Zaten buda aralarında adaleti sağlama şartıyla tabii. Hangimiz bu kadar adaletliyiz ki?
2 yıl önce
Allah insanı tek eşli yarattı. Murad ettiği tek eşli olması. Ancak insanların sınırsız eşe sahip olma istekleri karşısında buna dur dedi ve bunu belli karara ve sayıya indirdi. İnsanlara düzen ve kanun getirildi.
Savaşlar sebebiyle eşini kaybedenlerin aile kurabilmeleri için mecburi çok eşliliğe izin verildi ve tercih edildi.
Şuanda aklı fikri yerinde hiç kimse 4 eş alma çabasında olmaz. Hükümleri ağırdır kimse kolay kolay yerine getiremez.
Senin yorumun insanların nefsani arzuları için getirilmiş gibi bir algı oluşuyor.
2 yıl önce
zan pazarında odun yüklenen çok. yargılarla eş adayı seçerken kalbi kırılan insanların cezasını muhakkak ya eşinden ya da çocuklarından buluyor.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
İlkel çağlarda çok eşlilik gerekliydi doğum sonrası ölüm oranı çok yüksekti yaşamın devamı için mümkün olduğunca fazla üremek gerekiyordu lakin içinde bulunduğumuz bu çağda buna gerek kalmamıştır aksine kontrollü bir üreme gereklidir dünya çok kalabalık
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
Djxjsjdjfh erkeklerin aldatması yüzünden ortaya atılmış saçma bi bilimsel(!) bahane
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
"zeka katsayısı ile ters orantılıdır" yani zeki insanlar daha az meyillidirler.
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
3 yıl önce
Biyolojikmiş sorun bende değil yani!
Yanıtla
-3
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
3 yıl önce
He erkekler daha meyillidir. Nede olsa kız arkadaşlarını, eşlerini başka bir erkekle aldatirlar. Kızlarla değil.
Yanıtla
-2
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
kızın partneri yoksa aldatmış olmaz ama karaktersizdir. erkek, partneri varsa kızla ilişki yaşıyorsa hem karaktersizdir hem de aldatmış olur
DAHA FAZLA YORUM GÖSTER