LSD Bir Mucize mi Yoksa Hayatların Yok Edicisi mi?

30
6
3
2
0
LSD üstünde gerçekleşen bazı deneyler mikro-dozlarda kullanılan LSD'nin avantajları olduğunu öne sürüyor. Bazı uzmanlar ise bu görüşe kesinlikle karşı.

Tıp dünyasının uzun süredir tartıştığı konu, LSD isimli maddenin düşük dozlarda kullanıldıkça faydalı olup olmadığı. Doktor James Fadiman, kitabında ilginç bir rejim öneriyor.

LSD'nin ilk dozu, May'in çok farklı hissetmesine neden olmadı. Kendini çok daha keyifli hissetti. May bir gün sonra dozu artırdı. Kendini daha da iyi hissetti ve çok başarılı bir iş günü geçirdi. May, uzman psikiyatrist James Fadiman'ın önerdiği rejime uydu. Her ay, her dördüncü günde 10 mikrogram olmak üzere LSD kullanımı gerçekleştirdi.  

Marin'de yaşayan 64 yaşındaki psikoterapist May, "Biraz deney yaptım. iPad'imde oynadığım oyunda sıkıştığım anlarda mikro doz programıyla performansım çok daha iyi oldu." açıklamasında bulundu.

May'ın ilk LSD kullanışı bu değildi. Son 40 yılda birkaç kez LSD'yi (tam adıyla liserjik asit dietilamid) kullanmıştı. Bununla birlikte bu, mikro doz programına ilk girişi oldu. May, mikro doz LSD'nin üretkenliği artıracağını ve zihindeki karışıklığı gidereceği yönündeki iddialara tanık olmuştu. May, “Zihnimdeki tüm algılar keskinleşti ve berraklaştı. Harika bir günün ardından, muhteşem bir uyku çekmiş ve ertesi gün keyifle uyanmış gibi nettim.” ifadelerini kullanıyor.

Peki bunu ne sağlıyor? Anahtar, LSD'nin yapısındaki Psilosibin (sihirli mantardaki aktif alkaloid) ve iboga (psikotrop bir madde). Eğer aşırı keyif için kullanılan miktarın yüzde 10'u kullanılırsa yan etki yerine, normalden daha keyifli bir ruh hali ve keskin bir zihin elde ediliyor. Doktor James Fadiman'ın yazdığı kitaptaki örnekler çok etkileyici. Depresyon ve sosyal fobi ile savaşan bir adam mikro-doz rejimi uyguladığında, tüm şirkete başarılı bir sunum gerçekleştirebiliyor. Bir mühendis, inşa ettiği makinenin parçalarının işleyişlerini ayrı ayrı zihninde canlandırabiliyor. 

LSD, 1960 yılında karşı kültürün bir sembolüydü. Her ne kadar doz aşımında bile ölümle sonuçlanan bir vaka olmasa da gittikçe artan LSD kullanımı, maddenin yasaklanmasına yol açtı. Bazı kişiler LSD'yi diğer uyarıcı maddelerle ya da psikotrop ilaçlarla(ruh halini değiştiren anskiyolitikler, anti depresanlar, hipnotikler kullanınca ölüm vakaları gerçekleşti. Amerika Birleşik Devletleri'nde ölümle sonuçlanan hiçbir vaka sadece LSD'ye bağlanmadı.   

Erowid'e göre (uyuşturucu maddeler üzerine kapsamlı bilgilerin bulunduğu bir kaynak, popüler bir internet sitesi de mevcut) mikro-doz kullanımlar hiçbir şekilde ölüme sebebiyet vermiyor. Farmakolog Ralph Metzner "LSD çok şaşırtıcı bir madde. Çünkü çok güçlü ve küçük miktarlarda bile inanılmaz farklılıklar yaratıyor. Bilinen çizgilerin dışında. Bu tür bir hassasiyete yakın başka hiçbir ilaç yok " açıklamasında bulunuyor.

Mikro-doz burada kilit nokta. Uzman Rick Doblin, "Mikro-dpz olmasının en büyük yararı normal günlük faaliyetlerinizi sıkıntısız bir şekilde yerine getirebilmeniz. Bilişsel düzeyiniz ciddi oranda daha yaratıcı ve daha odaklı. Ancak yüksek doz kullanımında bulunsaydınız işler çok farklı olabilirdi. Halüsinasyonlar ve kopuşlar yaşayabilirdiniz." ifadelerini kullanıyor.

34 yaşındaki biyokimyager Lex Pelger, etkilerin neredeyse fark edilmeyecek kadar hafif olduğunu savunuyor. Pelger'e göre her iki günde bir mikro-dozlar almak; konuşma ve yazma gibi eylemler için yararlı. Pelger "Mikro dozu kullandığınız gün kesinlikle kahveye ihtiyaç duymuyorsunuz." açıklamasında bulunuyor.

May, LSD'nin vücuttan ayrılışının ardından çok ciddi bir etki hissetmemiş. Mikro-doz, her gün yapılmak istenen bir şey değil. Adderal ve Ritalin gibi kırmızı reçeteli uyarıcı ilaçların aksine yoksunluk sendromu yok denecek kadar az. 

Ancak LSD, bazı uzmanlara göre hiç de masum değil: LSD’nin etkisi altındayken dikkat, hareket ve duyusal ileticiler birbiriyleriyle daha iyi iletişim kuruyor ve beyin daha organize çalışıyor. Bunların dışında kalan bazı bölgelerde ise kopmalar gerçekleşiyor. Parahipokampal jirüs ve retrosplenal kortekslerinin beynin geri kalanı ile iletişimi zayıflıyor. Bu iki bölüm, mekan algısı ve hafızasını kontrol etmekle görevli. Daha önce de belirttiğimiz gibi yüksek dozlarda halüsinasyon, uykusuzluk, ağız kuruması, iştah kaybı ve yüksek vücut ısısı gözlemlenebiliyor. Kısacası uzmanlar ikiye bölünmüş durumda. 

Kaynak : http://www.theverge.com/2017/4/24/15403644/microdosing-lsd-acid-productivity-benefits-brain-studies
30
6
3
2
0
Emoji İle Tepki Ver
30
6
3
2
0