'Ben Ne Gördüysem Ona İnanırım' Diyenlerin Felsefesi: Materyalizm Tam Olarak Nedir, Neyi Savunur?

7
2
0
0
0
Metafizik ve benzeri hiçbir soyut kavrama inanmayan materyalizm, her şeyin etrafımızda gördüğümüz maddelerden ibaret olduğunu ve bunların bizi biz yapan şeyler olduğunu savunur. Milattan önce bile var olan felsefi düşünce materyalizm nedir gelin yakından bakalım ve neyi savunur sorusunun yanıtını arayalım.

İnsanlık var olduğu günden beri hem kendini hem de içinde bulunduğu dünyayı anlamlandırmaya çalıştı. Bilim, sanat ve felsefe de zaten böyle doğdu. Bu anlamlandırma süreci boyunca bazı düşünürler her şeyin temelinin soyut kavramlar olduğunu söylerken bazıları maddeyi ön planda tuttu. İşte her şeyin ve hatta insanın bile temeli maddedir diyen felsefe materyalizmdir.

Materyalizm felsefesini Karl Marx buldu zannediyorsanız yanılıyorsunuz çünkü bu felsefi görüş aslında günümüzden binlerce yıl önce bile farklı farklı filozoflar tarafından düşünülmüştü. Bu da bize aslında insanlığın farklı coğrafyalarda yaşasa bile ortak bir bilince sahip olduğunu gösteriyor. En iyisi gelin materyalizm nedir yakından bakalım ve temsilcilerinin savunduğu düşünceleri görelim.

Kısaca tanımlayarak başlayalım: Materyalizm nedir?

Özdekçilik ve maddecilik gibi isimlerle de anılan materyalizm; en temel tanımıyla her şeyin maddeden oluştuğunu savunan felsefi bir görüştür. Duyularımızla algıladığımız her şeyin de aslında maddelerin etkileşimi ile oluştuğunu savunan materyalizm, metafizik ile ilgili yakından uzaktan tüm kavramları reddeder. Fiziksel madde tek özdür derler ve esas gerçeğin madde olduğunu savunurlar. 

Materyalizm felsefesi üç temel ilke üzerine kuruludur:

  • Olay ve olguları tanrı gibi kanıtlanmamış kavramlarla açıklarsak maddeyi gözden kaçırabiliriz.
  • Her türlü önermeyi kanıtlamanın ve doğrulamanın en doğru yolu gözlem ve deneydir.
  • Her şey maddedir, maddeden gelir ve madde olarak devam eder. 

Materyalizm felsefesi, maddecilik kuramı üzerine inşa edilmiştir. Madde dediğimiz şey de aslında gözümüzle gördüğümüz şeylerden fazlası değildir. Bu nedenle en temel haliyle özetlemek gerekirse madde dışındaki hiçbir şey materyalistler tarafından kabul edilmez ve yapılan açıklamalar doğru kabul edilmez. 

Nasıl yani, tam olarak materyalizm neyi savunur?

Materyalizm felsefesi monist olarak tanımlanır, yani her şeyin tek bir özden geldiğini savunur. Bu öz de elbette maddedir. İnsan bilinci, tanrının varlığı gibi gözle görülmeyen her şeye tamamen karşıdırlar. Önermelerin, olayların ve olguların bu tür metafizik kavramlarla açıklanmalarına karşı çıkarak gerçeğe yalnızca deney ve gözlem yoluyla ulaşılacağını savunurlar. 

Acaba dış dünyada gördüklerimizden daha azı ya da daha fazlası var mı diye sorguladığınız anda materyalistler sizi durdurur çünkü onlara göre dış dünyanın gerçekliği sorgulanamaz. İnsan da bu maddi doğaya bağımlı bir varlık olduğu için ruhumuz yoktur. Determinizm görüşünde olduğu gibi insanın doğanın bir parçası olduğunu, doğaya herhangi bir üstünlüğü olmadığını savunur.

Materyalizm tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor:

Materyalizm düşüncesi, dünyanın farklı bölgelerindeki medeniyetlerde benzer dönemlerde yeşermeye başladı. En eski materyalizm düşüncesinin milattan önce 600’lü yıllarda eski Hint felsefesi okullarından olan Carvaka’da ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Nyaya–Vaisesika isimli bir okul, materyalizmin ilk adımlarını atmış olsa da daha sonra tanrı varlığını kanıtlama çabalarına girdiği için tam olarak maddeci kabul edilmez.

Antik Yunan’a baktığımızda ise karşımıza Anaksagoras, Epikuros, Demokritos gibi filozoflar çıkıyor. Onlara göre her şey madde ve hiçlikten oluşuyordu. Hatta her şeyin özünün Yunan dilinde bölünemeyen anlamına gelen atomdan ortaya çıktığını söylüyorlardı. Hiçliğin hiçbir şey doğurmayacağı ve maddenin yalnızca maddeye dokunacağı gibi bazı temel düşünceler ilk kez bu döneme ortaya çıkmıştır. 

Yıllar geçtikçe materyalizm temsilcilerine yenileri eklendi:

Hintli filozof Jayaraashi Bhatta 6. yüzyılda ortaya çıktığı zaman Carvaka okuluna yeni bir anlam kazandırdı ancak bu okul sonraki yıllarda dağıldı. 12. yüzyılda Endülüs’te İbn-i Tufeyl isimli bir Arap filozof ortaya çıktı ve Esrarü’l-Hikmeti’l-Meşrikiye adlı bir roman yayımladı. Bu roman oldukça yoğun maddeci düşünceler içeriyordu. 

17. yüzyılda Aydınlanma Çağı’na geldiğimizde ise materyalistlerin sayısı hiç olmadığı kadar artmaya başlamıştı. Pierre Gassendi, Jean Meslier, Julien Offroy de La Mettrie, Paul-Henri Thiry Baron d'Holbach, Denis Diderot gibi sayısız Fransızın yanı sıra Alman Ludwig Feuerbach ve İngiliz John Stewart gibi isimler de bu dönemde materyalist olarak isimlerini duyurdu. 

Ünlü Alman filozof Arthur Schopenhauer ise materyalizmin yanlış olduğunu savunuyordu. Ona göre maddecilik yeterli değildi çünkü bilinmeyeni, az bilinenle açıklamaya çalışıyordu ve bu da doğru sonuç vermiyordu. Elde olan ve elde edilen dünya kavramlarını özne ve nesne açısından inceleyen Arthur Schopenhauer, bunların aslında farklı açılardan bakılan aynı şeyler olduğunu söyler. 

Karl Marx’ın yaklaşımı materyalizme yeni bir boyut kazandırdı:

marks, engels

Karl Marx ve Friedrich Engels, materyalizme yeni bir açıdan yaklaşarak onu iki farklı kavram olarak incelemişlerdir; diyalektik materyalizm ve tarihsel materyalizm. Marx’ın materyalizm düşüncesinin temelini sınıflar oluşturur. Var olan toplumsal ilişkiler her şeyi etkiler. 

Onların materyalizm tanımlaması aslında günlük ekonomik sistemi üzerine kuruluydu. Günlük ekonomik sistem aynı zamanda tarihi de oluşturuyor ve onu etkiliyordu. Alman idealist felsefesine karşı olarak ortaya atılan bu düşünce, her şeyin başlangıcı ve ortaya çıkarıcısı olarak insanların üretim gücünü esas alır. Tüm siyaseti, hukuku ve dini yapıyı da bu esas oluşturur. 

Yine bu bağlamda ortaya koydukları bilimsel sosyalizm düşüncesi de bir tür etkileşim fikrini açığa çıkarır. Ortada değişmez doğa yasaları olmadığını, her tür değerin aslında toplumlar tarafından üretildiğini söyler. Bu bağlamda ortaya çıkan her türlü ilişki de maddi etkenler tarafından belirlenmektedir. 

Materyalizmin dine yaklaşımı da farklıdır:

Aslında az çok anlaşılmıştır ancak merak edilen bir konu olduğu için ayrı bir başlık açmakta yarar var. Materyalizm tanrı kavramını ve buna bağlı oluşan her türlü din kavramını reddeder. Zaten tarih boyunca ortaya çıkmış materyalist isimlerin neredeyse tamamı aynı zamanda ateisttir. 

Her şeyin maddeden geldiğini, madde olduğunu ve madde olarak kalacağını söyleyen materyalizm nedir, neyi savunur, temsilcileri kimlerdir gibi merak edilen soruları yanıtladık. Konu hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. 

7
2
0
0
0
Emoji İle Tepki Ver
7
2
0
0
0
Yorumlar(6)
Yorumunuz minimum 30 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
Popüler Yorumlar
Tüm Yorumlar
1 yıl önce
Metaryalizm'in aldanmaya veya hata yapmaya karşı önlem amacıyla ortaya atılmış bir ideolojik savunma sistemi olduğunu düşünüyorum. Metaryalizmin manevi durumlar içerisinde ele alınması çok anlamsız. İnsanlar her konuya metaryalist bakmak zorunda değiller. Bunun için daha farklı felsefi yaklaşımlar da denenebilir.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Aklıma bir menkıbe geldi konu ile alakalı.

İmam-ı a’zam hazretlerine bir ateist, bir mutezile, bir de cebriyeci üç kimse gelir. Ateist sorar:
(Allah varsa, var olan görülür. Varsa ispat et.)

Akılcı olan mutezile sorar:
(Cehennemde ateş var. Şeytan ateşten yaratılmıştır. Şeytana ceza vermek mümkün mü?)

Cebriyeci de sorar:
(Sen irade-i cüziyye var diyorsun. Her şeyin hâlıkı Allah iken insan ne yapabilir ki?)

İmam-ı a’zam hazretleri, yerden 3 avuç nemli toprağı top gibi yapıp, her topu birine atar.

Üçü de, durumu kadıya şikâyet eder. Kadı niye çamur topu attığını sorar.

İmam-ı a’zam hazretleri der ki:
Bunlar bana soru sordu ben de cevap verdim. Ateist, Allah varsa, var olan şeyin görünmesi gerekir demişti. Toprak başımı acıttı dedi, madem ağrı var, ağrıyı göstermesi lazımdır. Ağrıyı bile göremeyen Allah’ı nasıl görebilir ki? Ateist akılsızdır, aklı varsa göstermesi gerekir. Ruh da akıl gibi görünmez, ama yaptıklarından anlaşılır. Kâinatın var olması da onun bir yaratıcısının olması gerektiğini gösterir.

Mutezile olan ise, topraktan yaratılmış olduğu halde, çamur toptan etkilendi. Toprak topraktan etkilendiğine göre ateş de ateşten etkilenir. Demir testeresi demiri kestiği gibi, ateş de ateşi yakar.

Cebriyeci ise, (Allah her işi zorla yaptırır) diyordu. O zaman o toprağı Allah attı, bu beni niye şikayet ediyor? Kendi kendini yalanlamış oluyor.
Yanıtla
-2
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
"Abi şimdi çaya şeker atıyon karıştırıyon şeker orada ama göremiyon demek ki allah şeker."
-1
1 yıl önce
Aynı kişi materyalizme sallayıp durmuş anlaşılmayacak sanıyor :D
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Materyalizm, ateizm'e doğru giden yolun köprüsüdür.
Ateizm akıl hastalığıdır.
Yanıtla
-3
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Bazı şeyler gözle görülmez. Sadece ve sadece kalp gözüyle, iman gücüyle görülür. İmanı olanlar dünyayı farklı görür, materyalist kardeşlerimiz ise farklı görür. Herşeyin bir illüzyondan ibaret olduğunu savunan felsefeler bile var. Amma bunların hepsinin ötesinde hiçbir şey kendiliğinden var olamaz bana göre. Bu yüzden de fiziksel olarak varolan şeylerin (materyanın) ötesinde de, bu fiziksel şeyleri yaratan, varoluş ötesi bir yaratıcıya da ihtiyaç duyuluyor.

Bu denize girdiğinde, denizaltına dalış yaptığında, her yer su demek gibi birşey. Ama suyun da ötesinde hava var. 100 km yukarı çıktığında da atmosfer gittikce incelir ve o yükseklikte artık oksijen bile yoktur. Yani kısacası, Hz Mevlana'nın da dediği gibi, “Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsün,gülistan olursun. Diken düşünürsün dikenlik olursun.”
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Materyalizmle tüm ahiret inancı taşıyan, iyilik ve kötülüğe inanan ve hesap gününe inanan herkesin etkin bir mücadele göstermesi gerek. Çünkü saygı duyulacak bir inanç değil materyalizm, dünyada yaptıklarından sorumlu olmadığını düşünen bir insan, insanlık için çok büyük bir tehdittir.
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
diğer yanıtları göster
1 yıl önce
kötü şeyler yapmaman için seni durduran tek şey cehennemde yanma korkusu, materyalist olup da kötü şeyler yapmayan insan ise sadece kendi isteğiyle iyi bir insan olmayı tercih ediyor. Ne mutlu ki sizin gibi korkunç insanları dizginleyebilmek için din diye bir şey var, ben inanmasam da sizin gibileri kontrol altında tuttuğu için mutluyum.
-1
1 yıl önce
materyalizm bir inanç değil. görmediğin şeyi sen nasıl kanıtlıyorsun derler adama. tanrı var diyelim tanrı kavramını sahiplenen binlerce inanış var, sırf bu coğrafyada, bu zamanda doğdun diye buranın inançlarını kaçınılmaz dogmaca kabullenip tek doğru bizimki demek cehalettir.