Bilim kurgu türünün en önemli yapımlarından biri olan The Matrix, 1999 yılında vizyona girmiş ve tüm dünyayı kasıp kavurmuştu. İnsanoğlunun varoluşuna dair farklı bir bakış açısı sunan bu film serisi, gittikçe dijitalleşen dünya hakkında birçok yeni düşünceyi insanlara aşılamış ve ‘Acaba biz de bir simülasyonda mıyız?’ sorusunu hepimizin kafasına sokmuştu.
Şimdi de birçok siber güvenlik uzmanı ve hacker, sinema tarihinde bu denli büyük bir etki bırakmış Matrix serisinin kendileri üzerindeki etkileri ile ilgili konuştu. Günümüzde oldukça fazla önem taşıyan işler yapan bu insanlar, Lana ve Lily Wachowski tarafından çekilen serinin hayatlarını değiştirdiğini ifade etti.
Matrix, yeni nesil hackerlara ilham verdi
Eski ABD Ulusal Güvenlik Ajansı analisti ve siber güvenlik uzmanı Emily Crose katıldığı çevrimiçi bir etkinlikte yaptığı açıklamalarda, “Matrix çıkmadan yıllar önce hackerlar kendi alanlarını inşa ediyordu. Yani sadece bir grubun parçası olduğunuzda onun içinde olma fikri, Matrix’in çıktığı 1999 yılından önce de bilgisayar korsanları arasında yer alan biri için yeni değildi” ifadelerini kullanarak Matrix’in bu durumu yansıttığını aktardı:
“Gizli bilgilere erişebilmek ve ‘yeraltı’ndan bilgi paylaşımı yapılan bir ortama dahil olmak bilgisayar korsanlarının bir özelliğiydi. Eğer keşfetmeye meraklıysanız bu dünyaya ulaşabilirdiniz. Neo karakteri de tam olarak bunu yaptı ve merak ettiği için kırmızı hapı seçti. Yeni nesil hackerlar da aynı bu şekilde teknolojiye karşı olan meraklarını takip etmeye başladı.”
‘Neo ile özdeşleştim’
Siber güvenlik firması CENSUS’da araştırmacı olarak çalışan Patroklos Argyroudis da yaptığı açıklamalarda, “Neo ile tamamen özdeşleşmiştim. ‘Solduğun şey hava mı?’ bu soruyu hâlen eğitim verdiğim insanlara, benim için çözümü oldukça bariz olan bir teknik sorun ile karşılaşıp çözemediklerinde söylüyorum” ifadelerine yer verdi. Argyroudis buna ek olarak film çıktığı sıralarda 18 yaşında genç bir hacker olduğunu ve kendisini Neo’ya benzettiğini de sözlerine ekledi: “Gecelerim Neo’nunkiler ile oldukça benzerdi. Saat 4’e kadar ayakta kalıyordum, geç uyanıyordum ve 9’dan 5’e kadar çalışılan işlerde çalışmak istemiyordum. İşte Matrix’i de bu yüzden; 9-5 mesaiyle geçen ‘sıradan’ bir hayatın, yani toplumun makinesinin bir parçası olmanın metaforu olarak görüyordum.
Kanada’da bulunan Toronto Üniversitesi’ndeki yazılım geliştirme laboratuvarında çalışan John Scott-Railton da verdiği demeçte; Matrix’in onu derinden etkilediğini, kendisinin hacker topluluğuna girmesinde etkili olduğunu ve ona “hareket, özgürlük ve sonsuz imkan” kavramlarını aşıladığını aktardı.
24 Aralık’ta Matrix Ressurections ile beyaz perdeye geri dönecek olan serinin tüm dünyadaki insanlar üzerinde derinden bir etkisinin olduğunu belirtmek yanlış olmaz. Peki, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce bu efsanevi serinin dijital dünyada ve toplum üzerinde ne gibi etkileri var? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.