Mavi balinalar, 25 metreyi aşan uzunlukları ve 140.000 kilogramı bulan ağırlıklarıyla oldukça etkileyici canlılar. Bu devasa canlılar ayrıca yazın beslenmek, kışınsa doğurmak için binlerce km göç ediyor. Bu sebeple uzak mesafe iletişim konusunda oldukça gelişmiş olan bu canlıların çağrıları 1600 km’den duyulabiliyor.
Monterey Bay Aquarium Research Institution (MBARI) ve Stanford Üniversitesi'nden bilim insanları, mavi balinaların nasıl yaşadığını ve onların nasıl korunması gerektiğini daha iyi anlamak için bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmada bu canlıların kendilerine ait bir dilleri ortaya çıktı ve balinaların yaptı dört çağrı türü A, B, C ve D olarak sınıflandırıldı. Bilim insanları, balinaları deniz tabanına ya da balinaların sırtlarına yerleştirdiklerin mikrofonlarla dinledi.
Stanford Üniversitesinde doktora öğrencisi olan ve mavi balinaların seslerine oldukça meraklı olan William Oestreich “Tespit ettiğimiz her çağrı, birbirinin aynısı gibi geliyor” dedi. Verdiği röportajda, mavi balinaların sürekli olarak seslerinin kaydedilmesinin oldukça zor olduğunu söyleyen Oestreich, MBARI tarafından gerçekleştirilen araştırmanın 2015 yılından bu yana, hidrofonlarla yapıldığı söyledi.
Kıyıdan yaklaşık 30 km uzaklıkta, 900 metrede suyun altında hidrofon ile kaydedilen A, B ve D mavi balina seslerini dinleyebilirsiniz. Balinalar tarafından kullanılan C çağrısı tek bir tonda ve oldukça düşük frekansta olduğu için duyması oldukça zor. Dinlerken sizin de fark edebileceğiniz üzere, D çağrısı diğer iki çağrı gibi dar bir frekansta değil, oldukça değişken.
Oestreich’in söylediğine göre MBARI, dört yıl içerisinde on binlerce balina çağrısı toplamayı başardı ancak balinaların bu sesleri tam olarak hangi davranışlarda çıkardığı konusu net değildi. Burada da devreye Stanford Üniversitesi’nde deniz biyoloğu olan Jeremy Goldbogen girdi. Goldbogen ve ekibi, balinaların davranışlarını videoya aldı.
Biyolojik denizbilimcisi olan John Ryan “Bu ne zaman, nerede ve hangi şartlar altında farklı çağrı türleri kullandıklarını anlamamıza izin veriyor” dedi. 2017’den beri devam eden bu markalama işlemi sırasında kaydedilen sesler, pasif dinleme sırasında kaydedilen ile aynı değildi.
Oestreich bununla ilgili olarak “En dikkat çekici şey ise markalama sırasında konuşmayan birçok hayvan olması” diyor.
Bu araştırma, mavi balinaların davranışlarını anlamanın ötesinde onları korumak için de kullanılabilir. Mavi balinalar, 20.yy’da oldukça yaygın olan balina avlarından sonra sayılarını yavaş yavaş artırmaya başlamış olsalar da nesli tükenmekte olan hayvanlar arasında gösteriliyor.