Pozitif bilimler çevremizde deney ve gözlem yoluyla anlaşılabilen şeyleri incelerken sosyal bilimler kültürel bir yaklaşım içerisindedir. Peki metafizik bu işin neresinde diye sorarsanız çok daha ötesinde, işin felsefi çizgisinde diyebiliriz. Metafizik denilince pek çok kişinin aklına doğaüstü olaylar geliyor olsa da aslında bu felsefe alanı bildiğimiz dünyayı inceler ama bilimden biraz daha derine iner.
Metafizik ilginç bir çalışma alanı. Bir felsefe dalı olduğu için bu alanda çıkarımlar yapmanın bir filozofun görevi olduğunu düşünebilirsiniz ancak kurucusu Aristoteles bu alanı aslında fiziği yalayıp yutmuş olanların biraz daha derine inmesi için ortaya çıkarmıştır. Yani metafizik doğanın ötesidir ama yolu doğadan geçer. Gelin metafizik nedir, neyi savunur biraz daha yakından bakalım.
Temel bir tanım yaparak başlayalım; Metafizik nedir?
Felsefenin bir dalı olan metafizik, kelime anlamı olarak fizik biliminin ötesinde anlamına gelir. Olay, varlık, tanrı, varoluş, zaman, evren, uzay, özellik, sebep, ilişki gibi kavramlar üzerine incelemeler yapan metafizik, ontolojik yani varlıksal sorunlar üzerine yoğunlaşan bir felsefe dalıdır.
Metafizik ilk defa nasıl ortaya çıktı?
- Aristoteles
Biraz geçmişe, milattan önce 4. yüzyıla gidelim. Dönemin en ünlü filozoflarından olan Aristoteles temel felsefe hakkında bir metin kaleme aldı. Bilgelik ve teoloji gibi konuların işlendiği bu kitabın bir bölümü sonraki yıllarda yapılan düzeltmelerde doğayla ilgili olarak başlıklandırıldı. Bugün bildiğimiz Fizik kitabı, eserin bu bölümüdür.
Kitabın bir de daha sonra Ta meta ta physika olarak başlıklandırılan bir bölümü var. Evet, işte metafizik dediğimiz felsefe dalı kitabın bu başlıklı bölümünde ilk kez ortaya çıkmıştır. Ta meta ta physika Latince başlığı pek çok dile benzer olarak metaphysics, la métaphysique, die Metaphysik gibi şekillerde çevrilmiştir.
Aristoteles bu kitapta ne anlattı, metafizik neyi savunur?
Aristoteles’e göre felsefenin iki temel tanımı vardır. Bunlardan birine göre şeyler olduğu gibidir. Diğerine göre ise şeylerin bir de ilk nedenleri vardır. İşte bu ilk nedenler üzerinden sorulan varlıksal sorular metafizik dediğimiz felsefe dalının temel inceleme alanlarıdır. Yani metafizik aslında şeylerin var olduğu halinden çok daha derinde bir ilk nedeni olduğunu savunur.
Elbette yıllar içerisinde Aristoteles tarafından ilk ortaya atılan metafizik tanımı çok daha zenginleştirildi. Bu tanımlamalardan biri için bir örnek verelim; Bir kalıp altını erittik, kalıba döktük ve bir heykel yaptık. Daha sonra heykeli erittik, yeniden aynı kaba döktük ve yeniden heykel yaptık. Soru; bu heykel aynı heykel mi? Tabii bu sorunun bir cevabı yok, olsa zaten felsefe değil bilim olur.
Metafizik üzerine çalışan kişiler, şeylerin ilk ilkelerine yönelik araştırmalar yaparlar. Fakat bu araştırmalar kesin sonuçtan uzak, dar ya da çok geniş bir bakış açısıyla yapılabilir. Zaten aslında metafiziğin olayı da biraz budur. Bildiğimiz disiplinlere uygun olarak çalışmalar yapılsa olayın metalığı kalmaz belki sadece fizik olur.
Metafizik hangi soruları sorar? Mesela dış dünyanın gerçekliği büyük bir sorundur:
- René Descartes
Erken dönem modern felsefede duyumlara güvenilir. Bu duyumlar yanılabilir olsalar bile bir bilgi kaynağı olarak görülürler. Tabii bu duyumlar ile elde edilen bilgiler pek çok filozofta soru işaretleri oluşturdu; Bir dış dünya var mı, varsa duyularla anlayabilir miyiz, anladığımız gerçekten güvenilir bilgi sağlıyor mu?
Tabii bunlar erken dönem sorunları. Mesela Fransız filozof René Descartes bunları bir sorun olarak görmedi. İrlandalı filozof George Berkeley ise bu konuda iyi argümanlar hazırlamıştı. Ona göre içinde fikirlerin olduğu zihinlerden başka hiçbir şey yoktu. Tabii bu argümanlar pek kabul edilir türden değildi ama yine de Alman Aydınlanma filozofu Immanuel Kant gibi isimler bile bu konuda çalışmalar yapmışlardır.
René Descartes, konu hakkındaki düşüncelerini Meditationes de Prima Philosophia adlı eserinde anlatmış ve kişinin doğruluğundan şüphe etmeyeceği dış dünya bilgilerini duyum yoluyla alması gerektiğini, aksinin şüpheli olacağını söylemiştir. Ona göre dış dünya kişinin duyumlarının varlığına tanıklık ettiği nesnelerden oluşan bir bütündü.
George Berkeley’in metafizik idealizmi ise biraz farklıdır:
- George Berkeley
İrlandalı filozof George Berkeley; fikirlerden oluşan şeyler ve fikirlerin var olduğu zihinler düşüncesini savunmasına rağmen Descartes tarafından bedenleştirilen görüşleri kesin olarak reddetmemiştir. Hatta nesnenin var olduğunu onaylamıştır ancak ilginç bir şekilde bu nesnenin de fikirlerden oluştuğunu söylemiştir.
Yani metafiziğin sorduğu dış dünya var mı sorusunun yanıtı Berkeley için evettir. Maddi nesnelerin varlığını kabul ederek bir dış dünyanın varlığını da kabul etmiş olur. Yine de her zaman bu dış dünyayı biz ve dışımızdaki şeyler olarak ayırmıştır. Berkeleyci idealizm, metafizik temelli akıl yürütmelerde kullanılan bir idealizmdir.
20. yüzyılda metafizik düşünceleri biraz daha ilginç hale geldi:
- GE Moore
İngiliz filozof GE Moore, 1939 yılında İngiliz Akademisi’nde verdiği Proof of an External World isimli ders esnasında olaya noktayı koydu. Metafiziğin temel sorularından olan dış dünyanın varlığını herkesin gözü önünde kanıtladı. Hayal edin;
Moore derste tahtanın önüne çıktı ve bir öğrencisine elini gösterip ‘İşte bir el!’ dedi. Sonra diğer elini de gösterdi ve ‘İşte bir el daha!’ dedi. Önermesiyle bağlantılı olarak düşünüldüğü zaman bunun herkesin sorularını yanıtlayan bir cevap olduğunu söyleyen Moore için bu dış dünyanın kesin bir kanıtıydı.
Tabii bu kanıtla yetinmeyen pek çok filozof da oldu. Moore’un dış dünyanın kanıtı olarak ortaya sunduğu mantık aslında hem kendisinin hem de öğrencilerin önlerinde el olduğunu bilmeleri iddiası ile kanıtlanıyor. Yani önlerinde bir el olduğunu bilmeseler orada bir el yok ve dış dünya da yok. Evet, epey karışık.
Var olan dünyanın çok daha ötesini inceleyen bir felsefe dalı olan metafizik nedir, neyi savunur, hangi soruları sorar gibi merak edilen soruları yanıtladık. Elbette metafizik içine girdiğimizde kolayca boğulabileceğimiz derin bir okyanus gibi ancak bu yazımızda metafizik kavramı ile ilk kez tanışan okuyucularımıza temel bir bilgilendirme sunmayı hedefledik.