İsminden de tahmin edebileceğimiz gibi mikro uyku; 20 saniyeden az süren, çok kısa süreli uyuklamalara verilen isimdir. Ancak yukarıda bahsettiğimiz şekerlemeler, halk arasında “Biraz kestirmişim ya!” dediğimiz kestirmeler aslında bu tanımı karşılamıyor.
Mikro uykuya nelerin sebep olacağı, nasıl tehlikelere yol açabileceği ya da mikro uykuyu nasıl önleyebileceğimiz gibi akıllara takılan soru işaretlerini sizler için cevapladık. Hazırsanız buyurun başlayalım.
Daha önce mikro uyku yaşayıp yaşamadığınızı nasıl anlayabilirsiniz?
Konumuz uyku olunca hepimizin aklına gözlerimizi kapatıp, bilincimizin devre dışı kaldığı ve vücudumuzun dinlenme durumuna geçmesi geliyor. Peki ya mikro uyku? Mesaiye kaldığınız bir günün akşamında iş arkadaşınızla sohbet etmek için bir kafede oturduğunuzu düşünün. Siz bir şeyler anlatırken o belirli bir noktaya odaklanarak donuk bir şekilde bakıyor ve çevresel etkenlere karşı da duyarsızlaşmaya başladı.
Evet, tahminleriniz doğru! Arkadaşınız o esnada mikro uyku yaşamış olabilir. Çünkü mikro uykuda gerçek bir uyku gibi gözlerin kapalı olması ya da vücudun rahat bir pozisyonda olması gerekmez. İstem dışı bir şekilde bilincin kaybolduğu bu mikro uyku sırasında kişinin bazen gözleri açık ve hatta son derece rahatsız bir konumda olabilir.
Siz de şu durumları daha önce yaşadıysanız mikro uykuyla tanışmış olabilirsiniz
- Art arda esniyorsanız ya da göz kırpmalarınız çok sıklaştıysa
- Başınızın öne doğru düşmesiyle ya da vücudunuzun anlık sarsıntısıyla kendinize geldiyseniz
- Biraz önce konuşulan ya da yaşanan şeyi hatırlamıyorsanız mikro uykuyu deneyimlemiş olabilirsiniz.
Mikro uykuyu yaşarken beynimizde neler gerçekleşiyor?
Daha önce EEG çektirenler veya beyin dalgalarıyla ilgili bilgi sahibi olanlar beynimizde farklı frekanslarda salınan alfa, beta, teta dalgalarını duymuştur. Zihin aktivitelerimizin uyanıklığına ve aktifliğine göre beyindeki frekans değişiklikleri sınıflandırılmıştır. Örnek olarak alfa dalgasının, zihnin rahatlık ve sakinlik durumunda ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
Daha önce birçok kez yaptığımız ve alışkanlık haline gelen yani bilinçli yaptığımız aktiviteler (yemek yemek, konuşmak vb.) sırasında beynimizde beta dalgaları kendini gösterir. Bilinçli davranışlardan hemen sonra mikro uykuya dalma esnasında, beyin beta dalgalarının hemen sonra derin bir gevşeme, REM uykusu hatta hipnoz sırasında salınan teta dalgalarına anlık bir geçiş yaşanır.
EEG sonuçları incelendiğinde mikro uykunun, normal bir uykunun 2. evresine benzediği fark edilmiştir. Vücut ısısının düşmesi ve kalp ritminin yavaşlamasıyla dinlenme moduna geçen vücut aslında derin bir uykuya hazırlanmaktadır. İşte tam da bu noktada mikro uykunun normal uykudan farkını görebiliyoruz.
Hemen hepimiz bir kez de olsa okul sıralarında disiplinli bir öğretmenimiz ders anlatırken, uykuya yenik düşmüştür. O an uyusak bile derin bir uykuya dalamayız çünkü aslında beynimiz o derste uyumamamız gerektiğinin farkındadır. Beyin o an uyumaması gerektiğinin saniyeler sonra farkına vardığında birden sıçrayarak uyanırız. İşte tam da bu saniyelik uyumalar ve sıçrama anları mikro uykunun birer işaretidir.
Mikro uykuya yalnızca uykusuzluk mu sebep olur?
Tahmin ettiğiniz gibi mikro uyku yaşanmasının temel sebebi uyku eksikliğidir. Yoğun geçen ve uzun saatler süren iş hayatı, vardiyalı çalışma saatleri veya ertesi gün girmeniz gereken bir sınava hazırlanmak için sabahlamanız… Bunların her biri mikro uykuya sebep olabilecek durumlardır. Yani bu durumu yaşamanız için düzenli bir şekilde uykusuzluk çekmenize gerek yoktur.
Hatta düzenli bir uyku döngüsü olan insanların, düzensiz uykuyu yaşamının bir parçası haline getiren insanlara oranla mikro uyku yaşama ihtimalinin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Uyku eksikliği dışında; kalitesiz uyku, uyku apnesi, obezite, diyabet, yüksek kan basıncı, alkol, endişe ve depresyon da mikro uykuya sebep olabilecek önemli etkenlerdir.
Son derece masum görünen bu uyku aslında nasıl tehlikelere yol açabilir?
Mikro uykuya televizyon başında kanal değiştirirken yenik düştüyseniz çok ciddi bir tehlikesi elbette ki olmayacaktır. Ancak o an direksiyon başında olduğunuzda işler değişiyor. Şehir içinde araba kullanmanın yanı sıra uzun yolda da araba kullanmanın keyifli fakat bir o kadar da yorucu bir iş olduğunu herkes bilir. Özellikle gece yolculuğu yapıyorsanız aman dikkat!
Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi, bir yılda yaşanan ölümcül trafik kazalarının 6.000’e yakınının uyku eksikliği çeken sürücülerle ilgisi olabileceğini belirtiyor. Sürücülerle yapılan bir ankette ise katılımcıların %4’ünün araba kullanırken uyuyakaldığı sonucuna ulaşıldı.
Uyku için masum görünen 2-3 saniyenin araç kullanırken nelere sebep olabileceğine gelin bir bakalım
Saatte 100 km hızla giden bir sürücü 3 saniye uyuyakaldığında ilerlediği yoldan yaklaşık 100 metre sapacaktır. Bu da çift taraflı bir yolda yan şeride geçmeniz anlamına gelebilir. Ancak elbette mikro uyku, yalnızca otomobil sürücüleri için tehlike anlamına gelmiyor. Aynı zamanda pilotlar veya sağlık çalışanları gibi diğer birçok meslek grubu için de masum görünen bu saniyelik uykular hayati tehlikelere neden olabiliyor.
Uykunun sizi ele geçirmeye başladığını hissettiğiniz anlarda şu maddeleri uygulayabilirsiniz
- O an ne yapıyorsanız bırakın ve farklı bir aktivite yapmayı deneyin. Örneğin; saatlerdir oturarak çalışıyorsanız, kalkıp biraz yürüyerek ve hareket ederek kan dolaşımınızın hızlanmasını sağlayabilirsiniz.
- Vücut ciddi bir uyku yoksunluğu yaşadığında çok kısa süreli de olsa bilinçli bir şekilde uyumak, sandığınızdan çok daha fazla güç kazanmanıza neden olacaktır (Tabii uyanmak için alarm kurmayı unutmayın!).
- Kafein almak bir süre daha uyanık kalmanızı sağlayabilir. Yaklaşık yarım saat içerisinde etkiyi vücudunuzda hissedebilirsiniz.
- Biriyle konuşurken beyin hücrelerimizin uyanık kaldığını düşünürsek konuşmak da mikro uykudan uzak durmak için güzel bir tercih olabilir. Böylece daha fazla nefes alır, artan oksijen miktarının kan dolaşımımızda salınmasını sağlayabiliriz.
Yani; çoğu zaman zararsız sayılabilecek, yalnızca saniyeler süren mikro uykuya nerede yakalandığınız oldukça önemli. Siz de yukarıda okuduğunuz belirtileri sık sık yaşıyorsanız uyku düzeninizi gözden geçirmenizde, uyku kalitenizi bozan etkenlerden uzak durmanızda fayda var. Bizden söylemesi!