Kendi Cihazımızla İnternet Paylaşımı Yapmak İçin Para Ödememiz Ne Kadar Mantıklı?

484
8
6
6
4
Turkcell’in kullanıcılarına gönderdiği akılalmaz mesajla, mobil internet paylaşımının (hotspot) ücretli olacağı bir döneme giriş yapacağımız resmiyet kazandı. Peki firmalar mobil internet paylaşımı yaptığımızı nasıl biliyorlar, nasıl ücretlendirecekler, bunun tüketiciye ne gibi zararları olacak? Gelin birlikte cevaplayalım.

Artık mobil internet paketlerimizin sınırsız olacağı yıllar yaklaşıyor. 5G devrimiyle, mobil operatörlerin önümüzdeki yıldan itibaren sunacakları yeni tarifeler şekillenecek. Artan hızlardan dolayı, daha çok veri talep eden uygulamaları kullanmak, daha yüksek veri sunan paketlere ihtiyaç duymamıza neden olacak. Kablolu ya da kablosuz olsun, internete bağlanabilen cihaz sayılarında büyük bir artış yaşanacak.

Mobil internet paylaşımı, gün geçtikçe daha fazla kullanıcının başvurduğu bir yöntem oluyor. Cihazlarımıza ait olan bu özelliğin, çoğu zaman hayat kurtardığını söyleyebiliriz. Turkcell kullanıcılarının aldıkları inanılması güç mesajla gündeme gelen bir durum var:

Artık mobil internet paylaşımı için ücret ödeyeceğiz:

Mobil cihazınızda kullandığınız, hizmetin maddi bedelini misliyle ödediğiniz mobil internetinizi farklı bir cihazla paylaşmak isterseniz, ekstra ücret ödemeniz gereken bir döneme giriyoruz. Turkcell bu onuda ilk atılım yapan şirket olarak, internetini paylaşan kullanıcılardan 9 TL'lik ek ücret alacak. Bu değişim sadece Turkcell değil, diğer mobil operatörler tarafından da destek görebilir. Operatörlerin bunu uygulama sebeplerine geçmeden önce, gelin bu işin teknik boyutuna basitçe yakından bakalım.

Operatörler, mobil internet paylaşımı yaptığınızı nasıl biliyorlar?

Aslında bunun cevabı çok basit. Evinizde kullandığınız internet ağında, kablolu ya da kablosuz olarak kaç cihaza bağlandığınızı kendiniz görebiliyorsunuz. Bu bilgiler, hizmet sağlayıcısı firmalar tarafından toplanabilen bilgilerdir. Sözleşmeleri imzalayınca, söz konusu teknik detayların paylaşılmasını kabul ederiz.

Bu bilgileri elde etmek firmaların gizlilik ihlali yaptıklarını göstermez. Zira hangi site ya da uygulamalara girdiğiniz, hangi adreste ne kadar veri harcadığınız, firmalar tarafından en ince detayına kadar biliniyor. Firmalar bu bilgileri üçüncü tarafla paylaşamıyorlar, çünkü ciddi yaptırımlar söz konusu. Birinci taraf olan firmalar, ellerindeki bilgileri ikinci taraf olan tüketicilere hizmet sunmak için istedikleri gibi kullanabilirler.

Tıpkı evinizdeki modeme kaç cihazın bağlı olduğunu anlamak gibi, telefonunuzdaki mobil modeme bağlı olan cihazları tespit etmek de çok kolay. Sizin bir ay içerisinde kaç kere mobil internet paylaşımı yaptığınız, hangi cihazlara bağlanıp paylaşım halinde ne kadar internet verisi tükettiğiniz bile firmaların elindeki istatistiklerde yer alıyor. Ticarette her şeyin değeri para ile ölçülmüyor, bilgi gibi…

Pek ya mobil interneti yine size ait olan bir cihazla paylaşırsanız?

Açık konuşmak gerekirse bu işlem için de ücret kesilecek. Zira firmalar paylaşım yapılan cihazın size ait olup olmadığıyla değil, paylaşıp paylaşmadığınızla ilgileniyorlar.

Biraz geçmişe gidip, evimizdeki internet hizmetlerinin kotalı olduğu dönemleri hatırlayın. Zamanla, daha çok cihazla önce kablosuz ev ağlarına, ardından da limitsiz servislere sahip olduk. Cebimizdeki dünya ise zaten kablosuz, ayrıca kapıda 5G bizi bekliyor. Fiber ağlara yakın hızlara erişen mobil ağlar bir iki yıl içerisinde yaygınlaşacak. Öyle ya da böyle, artık limitsiz mobil internet erişimi olan dönemler çok yakınımızda, tıpkı ev internetlerinde 10 yıl içerisinde yaşanan değişim gibi.

Peki siz cebinizde sınırsız internet olsa, 5G ile hızınız üst düzeylere çıksa ne yaparsınız? Emin olun ki çoğu kullanıcı ev internet hizmetlerini kapatır, mobil internet kullanmaya başlarlar. Evinizdeyken diğer cihazlarınızı mobil internet paketine bağlarsınız. Hatta ev için üretilen SIM kart uyumlu, doğrudan baz istasyonuna bağlı kablosuz-dağıtıcı modemler kullanırsınız. Bu da firmaların gelirlerini önemli ölçüde düşürür.

Ellerindeki bilgiyi kendi fiyat, hizmet ve tarife standartlarını şekillendirmek için kullanmakta özgür olan firmalar, mobil internet paylaşımını ücretli yaparlarsa, geçiş döneminde para kaybetmezler. Çünkü böyle bir senaryoda, sabit ücretini ödeyen her kullanıcı potansiyel olarak yakın çevresi için küçük bir servis sağlayıcı rolünü üstleniyor. Komşunuzla ya da bir arkadaşınızla internet paylaşıyorsunuz, ücretini operatör sizden alıyor.

Bu durum, bir zamanlar Wi-Fi özelliğine sahip olmayan kablolu internetinizi, apartmandaki bir alt katta yer alan komşunuzla paylaşmaya benziyor. O zamanlar kablolu paylaşım yapan kullanıcılara ciddi cezalar uygulanırdı. Kablosuz geldi, söz konusu yaptırımlar uygulanamadı. Şimdi de o kablosuz cebimize girdi, firmalar bu yaptırımı finansal olarak uygulamanın peşindeler.

Tıpkı cep telefonları gibi, kendi modemine sahip bilgisayarların yaygınlaşmaya başladığını da bir dip not olarak ekleyelim.

İnternet zaten benim, ücretini ben ödüyorum. Bu zamana kadar ücretsiz olan, bundan sonra nasıl ücretli olabiliyor?

Dedik ya veriler, o verileri kullanmakta yasal olarak özgür olan firmalar diye, işte bu noktada yazılı olmayan kurallar devreye giriyor: Etik, tüketici menfaati ve elbette vicdan. İnternet en büyük ihtiyacımız, nasıl paylaşacağımız -hizmet bedelini ödüyorsak- bize kalmış bir durum. İsteyenler ücreti ödedikleri hizmeti hiç kullanmamakta da özgürler. Tabi firmalar için önemli olan ilk şey bir şeyi kullanıp kullanmadığınızdır, nasıl kullandığınız değil.

Bu zamana kadar ücretsiz olan bir hizmetin ücretli olması, teknoloji ticaretinde bazı kartların vaktini beklemesinden kaynaklanıyor. Serbest piyasa koşullarında, rekabette üstünlük sağlamak için her şey mübah. Tek kötü tarafı, artık internet hizmetleri konusunda tüketici menfaatinin eskisi kadar önemsenmiyor olması.

  • Firmalar için önemli bir not: Zaruri ihtiyaçlara yönelik hizmetler sunarken, tüketici menfaatlerini unutmayın. Zira onlar yoksa, siz de yok olursunuz.
484
8
6
6
4
Emoji İle Tepki Ver
484
8
6
6
4